"أراهم" - Traduction Arabe en Turc

    • görüyorum
        
    • görmek
        
    • gördüm
        
    • görmedim
        
    • göremiyorum
        
    • görebileceğim
        
    • görmüyorum
        
    • görebiliyorum
        
    • gördüğüm
        
    • görmemiştim
        
    • görmem
        
    • gördüğümde
        
    • görmediğim
        
    • görürdüm
        
    • göremedim
        
    Ama ben onları izlerken eski trajedinin yeniden başladığını görüyorum. Open Subtitles و لكن أنا عندما أراهم أشاهد نفس المسرحية القديمة.. ِ
    Evet, gördüm ve ne zaman göz kırpsam tekrar görüyorum. Open Subtitles نعم لقد رأيتهم ولازلت أراهم في كل مرة اغمض عيني
    Karısını özlüyor olmalı. Onları sevişirken görmek için iyi para verirdim. Open Subtitles أنا مستعد للدفع بكثرة لكي أراهم يتضاجعون
    Onları son bir buçuk yıldır birlikte görmedim ama ondan önce haftada 2-3 kez görürdüm. Open Subtitles أنا لم أراهم معاً منذ سنة ونصف, ولكن ولكنى كنت أراهم مرتين او ثلاثة فى الاسبوع.
    Bana isimleri ve dava numaralarını verdi ama onları göremiyorum burada yoklar. Open Subtitles أعطاني أسماء وأعداد حالة لكنّي لا أراهم. هم ليسوا هنا.
    Ellerini görebileceğim şekilde tut ve duvara yaslan. Open Subtitles إرفع يديك حيث أستطيع أن أراهم , وألصقهم على الجدار
    Onun dürtü kontrol problemi var ve onları yıllardır görmüyorum. Open Subtitles تعاني من مشكلة في السيطرة على الإنفعالات ولم أراهم من سنوات
    Erkekleri seks için oraya götürüyorlar. Onları her zaman görüyorum. Open Subtitles هم ينزلون الرجال هناك للجنس . أراهم يقومون بذالك دائماً
    Ben kavga ettiklerini görünce, hayatta ilerleyen ve kimsenin onu ezip elindekini almasına izin vermeyen güzel bir enerji görüyorum. Open Subtitles لا, ولكن حينما أراهم يتشاجرون أرى طاقة جميلة في الإقدام على الحياة وعدم السماح لأي أحد بالوقوف في طريق مايريدون
    Koroyu görüyorum ve eski püskü giysiler giydiklerini biliyorum ama biz de o koronun bir parçasıyız, evet, ikimiz de. Open Subtitles أراهم يلبسون الأسمال. ولكننا ننتمي لتلك الجوقة. نعم، كلانا.
    Bu kişiler toplantı sonrasında beni görecekler, sendika aidatlarını ödediklerini görmek ve duymak beni mutlu edecektir. Open Subtitles سأجتمع بهم بعد هذا الأجتماع, حيث سأكون سعيداً جداً وأنا أراهم واسمعهم يؤدون مستحقاتهم.
    Görüyorsun ya, genç Ahmet, onları bu kapıları ve bu pencereleri... bırakırken görmek beni o kadar çok üzüyor ki şehre gidebilmek için büyük çabayla yaptığım o kapı ve pencereleri Open Subtitles عندما أراهم يتخلون عن هذه النوافذ الأبواب التي صُنعت بجهد كبير ليرحلوا إلى المدينة
    - Ve zengin yeşillik ? - Onları gördüm. - Suda yetiştirilenler içinde kesinlikle tüm şehirdekilerin en iyisi. Open Subtitles أنا أراهم أنهم مزروعين علي أعلي درجة زراعة مائية في البلدة
    Şehirde gördüğüm adamı bugün tekrar gördüm, postanedeydi. Open Subtitles لقد رأيت الأشخاص الذين أراهم في الصوره قبل قليل
    Onları giyerken hiç görmedim. O paltoları sevmediğini biliyorum. Open Subtitles لا أراهم أبداً يرتدونهم أعرف أنكِ لا تحبين هذه المعاطف
    OnIarı görmedim biIe zenci oIdukIarını nereden biIeyim? Open Subtitles أنا لم أراهم مطلقا كيف يمكننى أن أعرف أنهم سود؟ هه؟
    Öyleyse, niye onlara dokunamıyorum veya göremiyorum? Open Subtitles لكن لو أن هذا صحيح, لماذا لا أستطيع أن أراهم أو ألمسهم؟
    Ellerini görebileceğim bir yerde tut ve yavaşça bana dön. Open Subtitles أبق أيديك حيث أنا يمكن أن أراهم وأستدير. ببطئ.
    Hayır, onları görmüyorum. Open Subtitles لا، أنا لم أراهم. دعنا نخرج هؤلاء الناس من هنا.
    Çünkü güvenlik kanalından onları görebiliyorum. Open Subtitles لأننى أستطيع أن أراهم من كاميرات المراقبة
    Öğrencilerde gördüğüm şöyle yararlı bir klişe var, bu klişe hepiniz hakkında. TED توجد صورة نمطية مفيدة جدًا عن الطلاب الذين أراهم صورة نمطية مفيدة عنكم جميعًا
    Denizle böyle oynadıklarını, daha önce hiç görmemiştim. Open Subtitles لقد لعبوا مع البحر كما لم أراهم يلعبوا من قبل
    Onlar hakkında tüm duyduğum ne kadar fakir olduklarıydı, bu yüzden onları fakirlik dışında, başka bir şekilde görmem imkansız hale gelmişti. TED كل ما سمعته عنهم هو كم كانوا فقراء، بحيث أصبح من المستحيل بالنسبة لي أن أراهم في أي وضع سوى أنهم فقراء.
    Onları gördüğümde her zaman, kendi kendime düşünürüm, "Sizin sayenizde." TED وفي كل مرة أراهم فيها، أقول في نفسي: "هذا بفضلكم."
    Onların da elektromanyetik silahları var. Bu boyutta gemilerde asla görmediğim bir şey. Open Subtitles لديهم أسلحة بنادق أيضاً ، لم أراهم في سفن بتلك الحجم من قبل
    Çocukken oturma odasında oturup, konuşurken görürdüm bazen onları benim ihtiyara hayran kalırdım, her zaman öyle şefkatliydi ki. Open Subtitles كنت أراهم يجلسون فى غرفة الجلوس يتحدثون ويتحدثون كنت أعشق رجلى العجوز
    Heryıl onları aradım, ama onları bir daha asla göremedim. Open Subtitles أبحث عنهم في كل عام و لكني لم أعد أراهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus