Almanlara esir olanların arasında sadece erbaş ve erat değil generaller de vardı. | Open Subtitles | لم تكن القوات النظاميه العاديه هى فقط من سقطت فى أسر الألمان لكن هناك جنرالات أيضاً |
Charles Town'u alırken 5.000 askerimizi ele geçirdi. | Open Subtitles | أسر 5000 جندى عندما إستولى على تشارلزتاون. |
Bakan Kong, Üç Soylu aile'nin küstahlığından fazlasıyla nefret ediyorum. | Open Subtitles | وزير كونغ وأنا أكره غطرسة أسر ثلاثة نبيلة كثيرا |
Akşam karanlığına kadar çıkarmak yok. Unutmayın, amaç yakalamak değil, öldürmek. | Open Subtitles | أبقوه بعيدا عن الأنظار حتي حلول الظلام تذكروا، العملية عملية قتل و ليس أسر |
İşlerini, ailelerini kaybedebilirler. Bir sürü masum insandan bahsediyorum. Anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | وظائف ، و أسر و الكثير من الأبرياء ، أتفهم ذلك؟ |
Size karşı ölümüne savaşan bu adamları tutsak alma konusunda biraz temkinliydiniz. | Open Subtitles | مع الوقت صرنا أكثر حذراً فى أسر جنود يقاتلون حتى موتهم وموتك |
Prensesi kendin yakalayıp bütün ödülün üzerine konmayı düşünüyorsun! | Open Subtitles | تريد أسر الأميرة بمفردك حتى تحصل على المكافأة بأكملها |
Bilgili kaynakların açıkladıklarına göre kurtarma ekibinin kendisi esir edildi. .. | Open Subtitles | وتكتشف مصادر أمنية بأن فريق الإنقاذ نفسه أسر |
Eğer arkadaşınız esir alındıysa yas tutun, çünkü şimdiye kadar ölmediyse ölecektir. | Open Subtitles | إذا تم أسر صديقكم فعليكم الحداد عليه.. لأنه لو لم يمت بعد، فسيموت قريباً |
Sana birilerinin bu haberi vermesi gerektiğini düşündüm. Oğlunun mangası esir düştü. | Open Subtitles | فكرت أنه يجب أن نخبرك , لقد تم أسر كتيبة ابنك |
Goa'uld ile mücadele eden Shak'ran, bu gezegeni ele geçirmiş ve Ra'yı burayı terketmeye zorlamış. | Open Subtitles | جواؤلد منافس، هو شاراكان، أسر هذا الكوكب فس حرب، و أجبر رع على مغادرته |
İnsanlar Goa'uld'a karşı ayaklandıklarında, ve Jaffa yenilgiye uğratıldığında, Goa'uld canlı olarak ele geçirilmiş ve ona işkence yapılmıştı, ...günlerce, sabahtan akşama dek. | Open Subtitles | عندما ثار الشعب على الجواؤلد، وبمجرد ما تم تجاوز الجافا، تم أسر الجواؤلد حياً، وتم تعذيبه وتم ضربه لمدة أيام |
aile tamamen yok ediliyor, beşikteki bebekler balta, kılıç ve sopayla öldürülüyormuş. | Open Subtitles | أسر بأكملها قد قتلت الأطفال بأسراتهم، مستخدمين السيوف والفؤوس |
Tüm aile güvenli bir yere aktarılıp, hepsine Yugoslav vatandaşlığı verilmiş ve Sovyetler'in savaş sonundaki tutuklamalarından, savaş süresince yaşanan bombalamalar ve yangınlardan kurtulup, peşlerindeki Nazilerden hep bir adım ileride olmayı başarmışlar. | TED | كان لديهم حماس للآمان . صنفوا على أنهم مواطنون يوغوسلافيون خططوا أن يكونوا خلف مطارديهم بخطوة خلال الحرب ,الناجون من الحرق والتفجيرات , و ,في نهاية الحرب ,أسر من قبل السوفييت |
Bayan, o asileri yakalamak ordunun en büyük önceliği. | Open Subtitles | سيدتي, أسر أولئك المرتدّين أولوية الجيش الأعلى |
Bağlı hedefi bir Zetsu durumunda kalması için zorluyor. Bu güç, örümcekleri yakalamak için. | Open Subtitles | أسيرها يعجز عن استخدام التعزيز، وإنّها قدرة أسر العناكب. |
Donanma'yı ve kurbanların ailelerini kendi tarafımıza çekebilirsek... | Open Subtitles | إذا أمكننا أن نجعل البحرية و أسر الضحايا في صفك |
Bu doğru mu? Sadece bu değil. Fransız Kralı tutsak alındı. | Open Subtitles | ليس هذا فقط , فقد أسر الملك الفرنسي في ساحة القتال |
Ve girişiminiz 3 suçluyu yakalayıp, | Open Subtitles | , ومبادرتكم نتجت في أسر ثلاثة مجرمين هاربين |
Evet,bizi çingeneler yakaladı, ve bu herifin canını çıkardılar, ama asla seni ele vermedi. | Open Subtitles | نعم، نحن كنّا أسر من قبل الغجر، وهم عذّبوا الجحيم خارج هذا الرجل، وهو ما سلّمك. |
Ben Gölgeler Kitap üst katta gidip kontrol edeceğim ve yakalama ve Gremlinler kontrolü hakkında ne diyor bakın. | Open Subtitles | سأذهب لأعلى وأتفقد كتاب الظلال لأرى ماذا يقول عن أسر و التحكم فى شياطين الجريملن |
Eğer Kanca Wendy'nin kardeşkerini yakalamış olsa, deniz kızları bilirdi. | Open Subtitles | إذا هوك قد أسر إخوة ويندي، حوريات البحر تعرفن |
Tüm iyi dileklerimiz ve dualarımız onların sağ salim kurtarılmalarını bekleyen ailelerinin yanında yer almaktadır. | Open Subtitles | أفكارنا وصلواتنا إلى أسر هؤلاء الشباب الذين يتوقون بشدة لأي علامة على الحياة. |
Ajanlarından birisinin yakalanması veya planın ters gitmesi durumda ekibi önceden belirlenmiş bir yerde toplanıyor. | Open Subtitles | في حالة أسر أحدهم أو فشل خططهم سيجتمعون في مكان محدد مسبقاً |
Aralarından birinin yakalanmasına tepki göstermiş olabilirler. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم كانوا يردون على أسر أحدهم |
İşin doğrusu, elimizde on ceset var ve soruşturulacak bir suç yok ve aileler ölülerini defnetme konusunda endişeliler. | Open Subtitles | الواقع هو أنه لدينا 10 جثث، و لا يوجد جريمة للتحقيق فيها و أسر الضحايا متلهفة لدفن جثث موتاهم. |
İnsanları rehin aldığı an o yetki sona erdi. | Open Subtitles | تلكَ الصلاحيّة القضائيّة انتهت في اللحظة التي أسر فيها رهائن. |