"أسوء من" - Traduction Arabe en Turc

    • daha kötü
        
    • daha beter
        
    • daha kötüsünü
        
    • kadar kötü
        
    • daha kötüydü
        
    • kötüye
        
    • de beter
        
    • bile kötü
        
    • daha beteri
        
    • bile kötüydü
        
    • daha mı kötü
        
    • betersin
        
    • bile daha
        
    • daha da kötü
        
    • daha kötüsü
        
    Bir kabustan uyanıyorsun ve hayatının kabustan daha kötü olduğunu görüyorsun. Open Subtitles استيقظت من كابوس و وجدت بأن الحياة الحقيقة أسوء من الحلم
    Muhtemelen açık artırmada başına bir şey daha kötü lt'sa kaderi. Open Subtitles هذا مصير أسوء من أي شيء ممكن أن يحدث في المزاد
    -Lana senin yaşındayken spor araba çalmaktan daha kötü şeyler de yaptım. Open Subtitles لقد قمت بأعمال أسوء من سرقة سيارة رياضية عندما كنت في عمرك
    Bunlardan daha beter ne geldi senin başına? Open Subtitles مالذي حدث لك في حياتك وكان أسوء من ذلك ؟
    Gökyüzündeki doğal düşmanları olmadan bu yaratık yiyeceklerimizi almaktan daha kötüsünü yapacak. Open Subtitles ,بدونهم في السماء فإن هذا المخلوق سيفعل أسوء من أكل طعامنا فقط
    Pelagius, umutların tükenmesinden, daha kötü bir ölüm olmadığını söylemişti. Open Subtitles بلجيوس اخبرنى ذات مرة أن الموت أسوء من نهاية الامل
    Korkuyor olmaktan daha kötü olan tek şey, yalnız başına korkuyor olmak. Open Subtitles لا يوجد أسوء من أن تكون خائفا على أن تكون خائفا لوحدك.
    - Beş parasızsın sanıyordum. - Beş parasızdan daha kötü durumdayım. Open Subtitles ـ حسبتُ إنّكِ خسرتِ المال ـ أنا أسوء من ذلك، عزيزتي
    Nasıl olur da Koreli kardeşlerinize Çinli'lerden daha kötü davranırsınız? Open Subtitles كيف لكَ أنْ تعامل زملائك الكوريين أسوء من الصينيين ؟
    Sana elveda demekten daha kötü bir şeyin olmadığını düşünüyordum. Open Subtitles لم اكن اظن انه سيكون هناك أسوء من أن أودعك
    Eminim insanlar o adama çok daha kötü şeyler söylemiştir. Open Subtitles أنا متأكدة أن الناس تقول أسوء من ذلك لهذا الرجل
    B, A'dan ne kadar daha kötü? TED إلى أي مدى سيكون السيناريو ب أسوء من أ؟
    Yanlış soruyu doğru cevaplamaktan daha kötü bir şey yok. TED فلا شيء أسوء من الإجابة الجيدة عن السّؤال الخاطئ.
    Bu çağrılardan daha kötü bir şey olamaz, onlar hakkında düşünmek bile canımı acıtıyor. TED ولايوجد شيء أسوء من تلك الإدعاءات، إنه لأمر مؤلم حتى التفكير بها.
    Hayır, bence haddini aşmak sen çok daha beter şeyler yapmışken, arkadaşının kendisini tam bir fahişe gibi hissetmesini sağlamaktır. Open Subtitles لا, أعتقد المبالغ فيه عندما تشعرك صديقتي بأني كالعاهرهـ بينماهي فعلت بي أسوء من ذلك
    Dünkü tokattan daha kötüsünü mü istiyorsun seni yavşak herif? Open Subtitles أتود عقاباً أسوء من يوم أمس أيها القضاعة البحرية الدبقة؟
    Boş ver, cüce bunlar. Ne kadar kötü olabilir ki? Open Subtitles مهما يكن، هم أقزام هل هناك أسوء من هذا ؟
    Baba, arkamdan sokulup üzgün olduğunu söylemen çekip gitmenden daha kötüydü. Open Subtitles هل تعـلم بأنك عـندما تعود وتتأسف فهذا أسوء من الهروب نفسه
    Ama daha kötüye gidebilecek akla gelen olaylar var mıdır, tüm yaşamı yok edecek olaylar? TED ولكن هل هناك تصور للأحداث التي قد تكون أسوء من ذلك، أحداث قد تقضي على حياتنا جميعا؟
    Bu Richard Gere'in evindeki easternden de beter. Open Subtitles يارجل . . هذا أسوء من عيد الفصح في منزل الممثل ريتشارد جير
    Lois'siz striptiz klübüne gidişimden bile kötü bir durum bu. Open Subtitles هذا أسوء من عندما ذهبت إلى نادي التعري من دون لويس
    Beyefendi öyle söylüyor. Ya onun kurallarıyla yaşarız, ya da ölürüz ya da daha beteri olur öldükten sonra canlanırız. Open Subtitles نحن نعيش أو نموت بناء على قواعد هذا العالم أو نصبح أسوء من ذلك أن نموت و من ثم نعود للحياة
    İngilizcesi benimkinden bile kötüydü yani. Open Subtitles أعني، لغته الإنجليزية كانت أسوء من لغتي.
    Son zamanlarda başıma gelenlerden daha mı kötü yani? Open Subtitles أسوء من كُل تلك الاشياء التي حصلت مؤخراً؟
    Vay canına, lise buluşmasındakilerden bile betersin be! Open Subtitles يا الهي أنت أسوء من أولئك الناس في حفل لم الشمل
    Biliyor musun, ağzın benim oğlumdan bile daha bozuk. Open Subtitles أتعلمين أنكِ تملكين لسان أسوء من لسان ابني؟
    Bence burası berbat, en son bulunduğumuz yerden daha da kötü. Open Subtitles أعتقد أن هذا المكان أسوء من المكان السابق الذي كنا فيه
    Çok daha kötüsü. Cehennemden gelen bir ıstırap. Benden daha büyük. Open Subtitles إنه أسوء من الألم، إنه كَرْبٌ عظيم، أكبر من أن أتحمله.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus