O parayla oğluma bez, giysi veya zekasını geliştirecek müzik kasetleri filan alabilir. | Open Subtitles | يمكنها استخدام المال لتشتري لابني حفاضات أو ملابس أو أشرطة موسيقية لجعله ذكياً. |
Hayır, ama manyetik dalgaların seviyesi, orada dijital kasetler olduğunu belirtiyor. | Open Subtitles | لا ، و لكن مستوى الإشعاع المغناطيسي يشير لوجود أشرطة رقمية |
Randy ile birlikte aşağı güvenliğe inip,gözetim kayıtlarını tekrar inceleyelim. | Open Subtitles | راندي وانا سننزل الى الامن مرة آخرى ونستعرض أشرطة المراقبة. |
Jack Valenti, Motion Pictures Association'ın eski kanun komisyoncusu, bi defasında video kaset kaydedicisini Karındeşen Jack'e benzetmişti ve zavallı, çaresiz Holywood'u evdeki yalnız bir kadına. | TED | جاك فالنتي، والذي كان رئيس لوبي لجمعية الفيلم الأمريكي، قام مرة بتشبيه مسجل أشرطة الفيديو الشرس بجاك السفاح وهوليود الفقيرة العاجزة بامرأة توجد وحيدة في البيت. |
Pekala. Bunlar İzlenimcilik binasının dünkü kayıtları. | Open Subtitles | هذه أشرطة البارحة من جناح اللوحات الإنطباعية |
Beyler güvenlik kamerası açık ama görüntü bir şekilde bozulmuş. | Open Subtitles | أيها السادة، أشرطة المراقبة جاهزة لكن هناك شيءٌ خاطئ بها |
Kitabın, ses ve video kasetleri piyasaya çıktı. | Open Subtitles | و هو متاح لكم الآن على أشرطة الكاسيت و الفيديو |
Kitabın, ses ve video kasetleri piyasaya çıktı. | Open Subtitles | و هو متاح لكم الآن على أشرطة الكاسيت و الفيديو |
Bizim baktığımız zaman dilimine ait tüm kasetleri topla. | Open Subtitles | جيبز : أحضري كل أشرطة المراقبة من المطـار والتي تتناسـب مع وقتنا آبي : |
Bu video kasetler... seninle ilgili bir şey yok içlerinde. | Open Subtitles | وكنتَ ستعطيه صندوق أشرطة أو ما شابه عل سبيل المبادلة. |
Dinliyorlar, ama önceden kaydedilmiş kasetler koyduk. | Open Subtitles | إنهم يتنصتون علينا. لكننا دبرنا أشرطة مسجلة مسبقاً لهم |
Bunlar senin kızlarla sevişirken çektiğin kasetler mi? | Open Subtitles | هل هذه أشرطة لك تمارس الجنس مع أولئك الفتيات؟ |
güvenlik kasetleri ve sensör kayıtlarını inceliyordum. | Open Subtitles | كنت أستعرض أشرطة البوابة الأمنية وتقارير المستشعرات |
Tüm sabit diskleri sil, izleme kayıtlarını parçala tüm parmak izlerimizi sil ve kaç. | Open Subtitles | مسح الأقراص الصلبة ، قصقصة أشرطة المراقبة مسح بصمات أصابعنا عن جميع الأسطح و الهرب |
Arkadaşlarına ve takipçilerine, suikastinde kaydedilmiş üç farklı kaset bıraktı. | TED | ترك لأصدقائه وأتباعه مجموعة من ثلاثة أشرطة مختلفة لتُشغل في حالة اغتياله. |
Birkaç tane kaset yürüttüm o kadar. Arada fark var. | Open Subtitles | أنا نهبت بضعة أشرطة تسجيل هناك إختلاف قليل |
Pekala. Bunlar İzlenimcilik binasının dünkü kayıtları. | Open Subtitles | هذه أشرطة البارحة من جناح اللوحات الإنطباعية |
güvenlik kamerandaki kayıtlara bakabilir miyim? Biliyorum bu önemli bir istek. | Open Subtitles | هل أستطيع مشاهدة أشرطة كاميرتك الآمنية؟ أعرف أنه أمر كبير لأطلبه |
Bütün gece oturdum ve onu çektiğim bütün eski videoları izledim. | Open Subtitles | جلست طوال الليل اشاهدها في أشرطة الفيديو القديمة التي قمتُ بتصويرها |
Geriye dönelim, gemi kayıtlarının yangında yok olduğunu söylüyorsunuz. | Open Subtitles | أعود مجددا، تقول أشرطة السفينة حطمت بسبب النار. |
Bak, eğer zihinsel olarak bir bağlantın varsa belki de çöpçatan servisine gidip, oradaki olası şüphelilerin kasetlerinden bir kaçına dokunsan. | Open Subtitles | اسمعي، إن كنتِ مرتبطة روحياً، فربما يمكنكِ الذهاب إلى، خدمة المواعدة و لمس أشرطة المُشتبه بهم، |
Tüm bunların hepsini güvenlik kaseti kayıtlarını izleyerek mi planladın? George: Evet, haklısın. | Open Subtitles | لذا خططت لكل هذا فقط من مشاهدة أشرطة المراقبة؟ |
Kendi bantları ve kayıt cihazları ile yaptılar, kendileri dağıttılar. | TED | أنتجوها في أشرطة خاصة بهم , و بأجهزهتم التسجيلية و قاموا بتوزيعها بأنفسهم |
Ama kumarhanedeki videosuna, otel ve uçak kayıtlarına baktık. | Open Subtitles | لكننا تأكدنا من وجوده من أشرطة فيديو الكازينو وبطاقات أبواب الفندق الاليكترونية وسجل دخول المطار |
Ben doğmadan iptal edildi, ama VHS kopyalarını buldum. | Open Subtitles | تم إلغاءه قبل أن أولد و لكن حصلت على بعض أشرطة الفيديو |