Rambaldi'nin müzik kutusunu çalıştıran şifrenin Rus yazarların listesi olduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | أشكّ في الرمز الذي أنشّط صندوق موسيقى رامبالدي قائمة المؤلفين الروس. |
Neyin peşinde olduklarını bilmiyordum ama bir daha böyle şeyler yapacaklarına şüpheliyim. | Open Subtitles | لا أدري ما كانا يخططان له ولكن أشكّ في أنهما سيعاودان الكرة |
- Bay Dietrich, bundan böyle herhangi bir şeyden hoşlanabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | السّيد ديتريتش , أشكّ انه سيحبّ أو يكره أيّ شيء ثانية |
Yüce İsa'nın bunu... başpiskopos olmak üzere hazırlanan, bir başbakan için söylediğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أشكّ أن سيدنا اليسوع قصد أن ينطبق ذلك على مستشارٍ على وشك أن يُرسّم مطرانا |
Cesedini sizin kamp alanınıza gömdüm. Orada pek ziyaretçisi olduğunu sanmam. | Open Subtitles | دفنت جثّته في موقع تخييمكما أشكّ أنّه استقبل زوّاراً كثيرين هناك |
Senden daha güçlüler, yapılabileceğinden şüphem var, iyi büyü, Büyülüleri koruyor. | Open Subtitles | تظنين نفسك قوية أشكّ بأنك تستطيعين فعل ذلك هذا أن السحر الخيّر يحمي المسحورات |
Aslında söylediklerimden biri gerçek değil, ama hangisinin olduğunu bulacağınızdan şüpheliyim. | Open Subtitles | واحد من هؤلاء الإثنان ليس حقيقيًّا، لكنّني أشكّ أنّكم ستكتشفون ماهو. |
Çünkü bu şapkanın üzerindeki süslerden biri haline gelmekten hoşlanacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | لأنّي أشكّ بأنّكِ ستستمتعين بتحوّلك لمجرّد زخرفة أخرى على هذه القبّعة |
Sizin de böyle düşündüğünüzden şüpheliyim. | Open Subtitles | لكنّي أشكّ ذلك ما كنت الإعتبار المستوي لك. |
O şekilde düşündüğünden şüpheliyim. Şüphe ettiğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | لكنّي أشكّ بأنه يفكر بهذه الطريقة أنا أشكّ بأنّك تشكّين فيه |
Ama sağlam bir kanıt bulacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | بالرغم من أنني أشكّ أنه سيجد دليلاً مؤكداً من الأخطاء |
Mendel, genetik konusundaki teorisini öne sürerken, bunun seri cinayetlerin çözümünde kullanılacağını düşündüğü hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أشكّ في ميندل كان عندي القتلة المحترفون في العقل عندما طوّر نظريته على علم الوراثة. |
Ayrıca bir cinayet soruşturmasına karışmak isteyeceklerini de sanmıyorum. | Open Subtitles | أشكّ في هم أيضا يريدون أن يصبحوا متشابك في تحقيق القتل. |
Ama adaylık komitesinden ismimin geçeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنّي أشكّ في أن يقبل إسمي مع لجنة الترشيح. |
Parçaların bombalarla uyup uymadıklarını göreceğiz ama uyacaklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | حسناً ، سنرى إن كانت الأجزاء ستتوافق مع القنبلة ولكنني أشكّ في ذلك |
Yardım etmekten memnuniyet duyarım ama gereksiz birini hatırlayacağımı sanmam. | Open Subtitles | سأسر للمساعدة، ولكن أشكّ في أنّي سأذكر أي واحد منها |
Burda hiç kimsenin hatırladığını sanmam ama hep böyle yapılır. | Open Subtitles | أشكّ إن كان أي أحد يتذكّر السبب، لكن هذه الطريقة المتبعة دائماً. |
Artık önemi yok, çünkü beni bir daha görmek isteyeceğini sanmam. | Open Subtitles | لأني أشكّ في أنها تريد رؤيتي ثانية علي ان أعود اليك لاحقا |
- En son ne zaman uyudun? Halüsinasyon görmüyorum. Paranoyak değilim ve akıl sağlığımdan şüphem yok. | Open Subtitles | لا أهذي ولست زورانياً، ولا أشكّ بسلامتي العقلية. |
İş arkadaşlarından birinin ondan hoşlandığından şüpheleniyorum. | Open Subtitles | أشكّ في أنّها معجبة بأحد زملائها. |
şüphelerim var ki; bu şekilde, tek bir alanda özelleşerek çalışma, en iyi ihtimalle, gelişime ket vuruyor, en kötü ihtimalle de yoldan saptırıyor. | TED | لذلك بدأتُ أشكّ أن تخصصنا في أفضل أحواله بدأ يعيق تقدّمنا، وفي أسوأ الأحوال فإنّه يقودنا بالإتجاه الخاطئ. |
Biraz düşünmem gerekiyor. kuşkuluyum. | Open Subtitles | سأفكر حول هذا الأمر, أشكّ في ذلك بالرغم من ذلك, سأعلمكَ |
Bundan emin değilim. Eminim arka sokaklarda bir yerde. | Open Subtitles | أشكّ في ذلك، أراهن بأنّه في مكان ما في سبراول |
Orası şüpheli ama onun yanında gördüğün din adamının kimliğini belirleyebiliriz. | Open Subtitles | أشكّ في ذلك، لكن قد نحدد هوية رجل الدين الذي رأيته معه |
Bu iç güdülerinden hiç şüphe duymadım. Hiç yanılmıyorlar. | Open Subtitles | لم أشكّ في غرائزكِ قطّ تعلمين، دومًا تصدق |
Canım arkadaşım, senden bir saniye bile kuşku duymadım. | Open Subtitles | يا صديقيّ العزيز، لم أشكّ فيك ولو لثانية |