Eğer sorun olmazsa... benim... kontrol etmem gereken bir şey var. | Open Subtitles | لو لم يكن هناك مانع هناك حالة أريد أن أطمئن عليها |
Böyle sürpriz yaptığım için üzgünüm. Sadece babamı kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | . آسف لمفاجئتك . أنا أردت فقط أن أطمئن على والدي |
- Telefonda olduğunuzu söylediniz. - Evet, kontrol etmeye aramıştım sadece. | Open Subtitles | لقد قلت أنك كنت على الهاتف أجل لقد كنت أطمئن عليهم |
İnşaatla ilgili birkaç işim vardı seni bir kontrol etmek istedim. | Open Subtitles | لديّ بعض الأمور عليّ فعلها مع البناء، وأردت أن أطمئن عليكِ. |
Kendisi hastamdı ve onu kontrol etmek için gittim, bu kadar. | Open Subtitles | إنها مريضتي و قد كنت أطمئن عليها ذلك ما في الامر |
Senden sorumlu olarak seni kontrol edip bir sorun olmadığını bilmek görevim. | Open Subtitles | انها مسؤوليتي كمشرف عليك أن أطمئن عليك لأتأكد بأن في أفضل حال |
Bu haneye tecavüz değil. Sadece arkadaşımın evini kontrol ediyordum. | Open Subtitles | لم يكُن اقتحام عنوة، إنما كنت أطمئن على بيت صديقة. |
- Gidip bir kontrol edeyim. - Niye benim gitmeme izin vermiyorsun? | Open Subtitles | ـ ربما من الأفضل أن أطمئن عليهم ـ دعني أنا أذهب |
Ondan hiç şüphelenmemiştim, sadece kontrol etmek istemiştim. | Open Subtitles | لم أشكّ بها قط، أردتُ فقط أن أطمئن عليها |
Birkaç saat uyyacaktır, daha sonra gelip onu kontrol ederim. | Open Subtitles | من الأرجح أنه سينام لبضعة ساعات سوف أعود و أطمئن عليه |
kontrol ediyorum. Çift kontrol. Kontrolü kontrol ediyorum. | Open Subtitles | أطمئن فحسب، أطمئن ثانيةً أطمئن على الاطمئنان |
Ambara geri döneceğim ama birkaç saat sonra gelip onu tekrar kontrol edeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن أعود تحت الأرض و سأعود بعد ساعات و أطمئن عليه ثانيةً، حسناً؟ حسناً؟ |
Diğerlerini de bir kontrol edeyim, bana ihtiyaçları olabilir | Open Subtitles | يجب أن أطمئن على الناس إن إحتجت لأي شئ، فنادي علي |
Şey, kızlardan bahsetmişken onları kontrol etmeye gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | هل تعلمنين , على سيرة البنات لعل من الأفضل أن أطمئن عليهم |
Bu çok normaldir. Sadece sizi kontrol etmek istedim. Sizin konuştuğunuzdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | إنّه طبيعيّ, أردتُ أن أطمئن عليكم وحسب, وأتأكد من أنّكم تتكلّمون, لتجدوا طريقة لتعديل ما إستجدّ من أمركم. |
İyi misin diye kontrol etmek için seni aradım. | Open Subtitles | لقد أردتُ فقط الإتصال بكِ لكيّ أطمئن عليكِ. |
Sen de uyumakta zorlanıyor musun diye merak ettim. | Open Subtitles | كنت اريد ان أطمئن عليك واعرف رأيك فيما حدث |
Çok kalamayacağım. Sadece iyi olup olmadığına bakmak istedim. | Open Subtitles | أنا حقاً لايمكنني البقاء طويلاً فقط أردت أن أطمئن عليك |
Geçen haftalarda toplantılara katılmadığını fark ettim ben de her şeyin yolunda olup olmadığını görmek için bir bakayım istedim. | Open Subtitles | الندوات في الأسابيع القليلة الفائتة وأردت فقط أن أطمئن عليك لآرى ان كان كل شئ بخير |
Şu bankta biraz oturdum, 20 dakika veya bir saat kadar ve sonra senin ne yaptığına bakmaya karar verdim. | Open Subtitles | فجلست على ذلك المقعد لبعض الوقت، ثلث ساعة أو ساعة ثم قررت أن أطمئن عليك وأرى ماذا ستفعل. |
Bana istediğini yapabilirsin sadece bana onun iyi olduğunu kanıtla. | Open Subtitles | يمكنك أن تفعل بي ما ترغب فقط دعني أطمئن أنه بخير |
İyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أريد أن أطمئن عليك بعد ضربتك ذائعة الصيت |