"أعطت" - Traduction Arabe en Turc

    • verdi
        
    • vermiş
        
    • vermişti
        
    • verdiği
        
    • veren
        
    • verdiğini
        
    • vermiştir
        
    • veriyor
        
    • 'a
        
    15 yaşında olmasına rağmen Muskan, 'iyi bir kızın' uzun bir tanımını verdi. TED موسكان أعطت تعريفا جد طويل للفتاة الجيدة وهي فقط في 15 من عمرها.
    Sonra da Taliban Kandahar'ın anahtarını Usame Bin Ladin'e verdi. Ladin de bunu bizim problemimiz haline getirdi. TED ثم أعطت طالبان مفاتيح قندهار لأسامة بن لادن الذي جعله مشكلتنا
    Bize birer pamuk çuvalı verdi adam, 3 metre uzunluğunda, şu kadar geniş, ve başladık toplamaya. TED وقد أعطت كل منا كيساً للقطن وهو عبارة عن كيس طوله 10 أقدام ..إنه بهذا الكبر .. وقد بدأنا بالقطف
    Bu oda, polis beye kiri boyayla gizlediğimiz... ..izlenimi vermiş sanırım. Open Subtitles أظن أن هذه الغرفة أعطت أنطباع لهذا السيد من دائرة الشرطة
    Düğünden sonra geri dönerken, bu yüzüğü bana vermişti. Open Subtitles عندما كنّا عائدين بعد الزفاف، أعطت هذه الحلقة لي الأفضلان تسألها.
    bu insanlarda verdiği ailelerle karşılaşacaksınız. TED وقالت إنها صرفتها في الأقراص المدمجة، أعطت الاسهم والشهادات الخاصة بها.
    Fena etkilerine rağmen bu durum bilim insanlarına fikir verdi. TED على الرغم من هذه التأثيرات المروعة، إلاَّ أنّها أعطت فكرة للعلماء.
    Muhterem Rahibe ameliyata giren rahibelere izin verdi. Open Subtitles الأمّ الموقّرة أعطت الإذن للأخوات في غرفة العمليات.
    Parayı bana verdi, ben de 20 kez sinemaya gittim o parayla. Open Subtitles أعطت المال لى , وذهبت إلى معرض اللوحات عشرون مرة
    Parayı bana verdi, ben de 20 kez sinemaya gittim o parayla. Open Subtitles أعطت المال لى , وذهبت إلى معرض اللوحات عشرون مرة
    Bayan Martina hediye olarak Luisa'ya üzerinde ismi yazılı bir fare resmi verdi. Open Subtitles أعطت السيدة مارتينا، لويسا فأر محشو مع اسمها عليها كهدية
    Ölmeden önce hediye olarak üzerinde Luisa yazan fareyi Lucero'ya verdi. Open Subtitles قبل أن تموت، أعطت الفأر المحشو مع اسمها عليه إلى لوسيرو كهدية تونيوتش أعتذر.
    Annem beni okula götürdü. Mairoldi'ye banknotların ikisini de verdi. Open Subtitles أمّي أخذتني إلى المدرسة أعطت ورقتان نقديتان لمايرولدي
    Bunun için Raj'a CEO'luk yerine Yönetim Kurulu Üyeliği'ni verdi. Open Subtitles ولأجل ذلك أعطت راج منصب عضو بالمجلس بدلا من مدير تنفيذ
    Oğluma eşcinsellerin çalıştığı yerlerin numarasını vermiş ve aramasını söylemiş. Open Subtitles أعطت لإبني ارقام بعض مثيلي الجنس وطلبت منه أن يتصل
    Doğa bu heybetli canavara bir çift küpe gibi taksın diye iki klor atomu vermiş. TED أعطت هذا الوحش المهيب اثنين من ذرات الكلور ليلبسهم كزوج من الأقراط.
    Bilirsin, bu sanki doğa onlara birbirlerinin yoksun olduğu şeyleri vermiş gibi. Open Subtitles تعلمين، كما لو أن الطبيعة أعطت كلا منهم ما يفتقده الآخر
    Bölüm. İntihar eden sarışın, Fabrizia'ya yeni bir heyecan vermişti. Open Subtitles الفصل السابع المنتحره الشقراء أعطت لفاربيتسيا مذاقاً لأثاره جديده
    Onun işi verdiği adam bir isim verdi muhtemelen takma isim. Open Subtitles . . و أعطت الرجل اسم مزيف ربما اسم مستعار أو ما شابه
    Bu eller bahşiş veren eller. Böyle kirli ellerin sana dokunmasını istemezsin. Open Subtitles هذه هي اليد التي أعطت البقشيش لاتريد هذه اليد القذرة ان تلمسك
    Polise adamın vurulmasından hemen önce diğer adamlara bir şey verdiğini söylemişsin. Open Subtitles الآن، لقد أخبرتي الشرطة بأنّ الضحية أعطت للرجال الآخرين شيئاً قبل أن يقتلوه؟
    Dostum, o kız polislere donut dükkanından daha çok hizmet vermiştir. Open Subtitles هذه الفتاة قد أعطت للشرطيين أكثر مما يعطيه محل كعكة محلاة.
    Tüm metinler aynı öğüdü veriyor: hiçbir şey yapmayın. TED فكل المخطوطات أعطت النصيحة نفسها: لا تقم بفعل أي شيء.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus