Tamam. Anladım. Bir daha buraya gelmeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً ، أتفهم المشكلة لن أعود إلى هنا أبداً |
Bir daha buraya gelmeyeceğim. Bu saçmalığa katlanmak zorunda değilim. | Open Subtitles | لنّ أعود إلى هنا مُجدداً و لنّ أضع نفسيّ وسط هذه التفاهات ثانيةً |
Eğer bir dakika içinde sen de dışarı gelmezsen... Buraya dönmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | و لو لم تخرج خلال دقيقة واحدة سيكون عليّ أن أعود إلى هنا |
Ama geçirdiğin son birkaç aydan sonra Buraya dönmek çok garip gelmiştir herhalde. | Open Subtitles | لكن أنا أعرف كيف يبدو الأمر هذا غريب أن أعود إلى هنا |
Bunu yapmam gerekiyorsa buraya dönmeye karar verdim. | Open Subtitles | لذلك قررت طالما على العمل فى هذا المجال أن أعود إلى هنا |
Ama birisi beni buraya dönmeye ikna etti. | Open Subtitles | لكن هناك شخص أقنعني بأن أعود إلى هنا |
Toplantı için benim buraya geri dönmemi istiyor musun? | Open Subtitles | وهل تريدني أن أعود إلى هنا من أجل اللقاء؟ |
Ciddiyim ha, bir daha buraya gelmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا أتحدث بجدية كما تعلمون لن أعود إلى هنا مرة أخرى. |
Peki. Bir daha asla buraya gelmeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً إذاً، لن أعود إلى هنا مرة أخرى. |
Bir daha buraya gelmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعود إلى هنا مرة أخرى |
Bu yüzden bir daha buraya gelmeyeceğim. | Open Subtitles | لهذا لن أعود إلى هنا |
İki hafta içinde Buraya dönmek zorundayım. | Open Subtitles | خلال أسبوعين يجب أن أعود إلى هنا. |
Buraya dönmek hayret verici. | Open Subtitles | من المدهش أن أعود إلى هنا. |
Ama birisi beni buraya dönmeye ikna etti. | Open Subtitles | لكن هناك شخص أقنعني بأن أعود إلى هنا |
Sanki bir şey onları yanımda buraya getirmem için buraya geri dönmemi istiyormuş gibi hissediyorum ama bana yanlış gelen bir şey var. | Open Subtitles | أشعر كأنّ.. شيئاً ما.. يُريدني أن أعود إلى هنا |