Tüm anahtar personelim oğullarım. Bu işte kan bağı en iyi güvenliktir. | Open Subtitles | كل موظفينى المهمين هم أولادى رابطة الدم هى أفض حمايه فى العمل |
Ve sonra gerçeğinden daha iyi olması beklenen sözde yiyecekleri satın alan kişi ben değilim. | Open Subtitles | وبعد ذالك يكون لديه صفقات طعم ويجب أن يكون هذا أفض من الشيء الحقيقي |
Aynı elbisenin içinde,daha çok çok iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | بالمشاهدة الكثيرة كم يبدو أفض في نفس الفستان |
Sanırım artık işlerine yaramıyoruz, onlara hayatlarımızın en iyi yıllarını vermiş olsak bile. | Open Subtitles | إننّا لم نعد مقنعيّن بعد الآن على ما أظن. كما لو إننا لم نمحهم أفض أعوام حياتنا. |
Bence ülkedeki en iyi kuruluş. | Open Subtitles | واعتقد انها أفض مؤسسة فى البلاد |
Babanızın bu civardaki en iyi mumyalama ustası olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | سمعنا أن والدك أحد أفض... أفضل المحنطين في المنطقة. |
İşte bu yüzden kadınlar daha iyi sürücülerdir. | Open Subtitles | تلك لأن النِساءَ أفض في القياده |
Bu doğru. Bence benimki Dubly'de daha iyi gözükebilir. | Open Subtitles | هذا صحيح.أظن أن هذا كان سيبدو أفض فى (دابلي).لو |
- Hiç bu kadar iyi olmamıştı! | Open Subtitles | كانت تلك أفض مرة. |
Böyle bir şey yapabildiklerini bile bilmiyordum ama işin gerçeği daha iyi oldu. | Open Subtitles | لكن صدقاً لقد ضهر أفض حالاً |
- Bahçe satışlarında senden iyi değil. | Open Subtitles | .. -و لكنه ليس أفض منك في ساحة البيع |
Peki en iyi kaleci. | Open Subtitles | أفض حارس نصيبة. |
Dünyanın en iyi üreticisi Humboldt ilçesinde bulunan Orson'dur. | Open Subtitles | أفض نبات في العالم "يأتي من "مقاطعة هومبولت (و خاصة من مزارعنا (أورسن |