Çünkü düşünüyordum da, böyle bir yüzle... siz bir melek olmalısınız, değil mi? | Open Subtitles | لأنني كنت أفكر بأن وجه مثل هذا.. لا بد أنكِ ملاك، أليس كذلك؟ |
Bir gün, bütün verilerin nasıl bir lokasyona sahip olduklarını düşünüyordum ve cevapla karşı karşıya olduğumu anladım. | TED | وفي أحد الأيام، كنت أفكر بأن لكل من البيانات موقع محدد، وأدركت أن الإجابة تحدق بي. |
En sevdiğim TV karakteri Carrie Bradshaw gibi giyinmiştim, arkadaşlarımın bayılacağını düşünüyordum. | TED | أرتديت زيًا لشخصيتي المفضلة لدي في برنامج تلفزيوني، كاري برادشو، وكنت أفكر بأن أصدقائي سوف يعجبهم ذلك. |
Üstümü degistirip yürüyüse çikayim diyorum. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن ربما أرتدي ثياباً وأخرج في نزهة. |
Hemen içmeye başlamaman lazım. Bisiklet turuna çıkarız diyordum. | Open Subtitles | ليس عليك أن تبدأ بالشرب حالاً كنت أفكر بأن نذهب بجولة على الدراجة |
Mektup yazma seferi yaparız diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن ننظم كتابة خطاب من أجل الحملة |
Yakın zamana kadar ben de durumun umutsuz olduğunu düşünmeye başlamıştım. | Open Subtitles | لم يطول الوقت عندما كنت أفكر بأن هذا لا فائدة منه |
İlk kez takıldığımız için seni güzel bir yere götürürüm diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسنا , كنت أفكر بأن هذه اول مره نخرج سويا أن أخذك الى مكان لطيف |
Gerçekten seni sevmeye başlamıştım. Öldürmeyi düşünmüyordum bile. | Open Subtitles | لقد بدأت أعجب بك في الواقع وبدأت أفكر بأن لا أقتلك |
En azından kendi sebzemizi kendimiz yetiştirmeliyiz diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا كنت أفكر بأن نزرع خضرواتنا الخاصة على الأقل. |
Bu yüzden Underlay'in önemli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا هو السبب الذي يجعلنى أفكر بأن أندرلاي مهم جداً |
Sonra düşünüyordum, sadece düşünüyordum, aslında iki katlı bir eve taşınabiliriz. | Open Subtitles | ثم فكرت كنت أفكر، أقول لكِ فقط أفكر بأن نضع إعلان عن رغبتنا في شراء منزل بطابقين |
Küçük bir ülke almayı düşünüyordum ben ama. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن أبتاع بلدا صغيرا و ما إلى ذلك |
düşünüyordum da Hala günü kurtarabilirsin. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن يومك ما زال يستطيع أن يتحسن. |
Hayır. 100 kadar kemik parçası bulduğumuzu ve mesaiden önce cesedin kimliğini teşhis edebileceğimizi düşünüyordum. | Open Subtitles | لا، كنت أفكر بأن عندنا ما يقارب على 100 جزء من العظام يمكننا التعرف على الجثة قبل نهاية المناوبة النجوم والشاحنات؟ |
Ben de tam bunun en iyi seçenek olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | أنا نفسي كنت أفكر بأن تلك ستكون الحركة الأفضل |
Finallerde tek başıma söylemeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | لذا هل تريدين الإنضمام ؟ . كنت أفكر بأن أغني منفرد في نهاية المعسكر |
Para sıkıntısı olduğundan hediye partisini annemlerde yapalım diyorum. | Open Subtitles | .. منذ ضيّق المال كنت أفكر بأن حفل ما قبل الزفاف عند أمي ؟ |
Ben kendime diyorum ki, koca adamın buna sığmasına imkan yok. | Open Subtitles | وكنتُ أفكر بأن هذا الكيس لايمكن أن يحوي رجلٌ بالغ |
Biraz şehirden uzaklaşalım diyordum ya sadece sen ve ben, bir tatile çıkalım. | Open Subtitles | مهلاً، كنت أفكر بأن نخرج من المدينة لبعض الوقت فقط أنتِ وأنا، بعيدا لأخذ قسط من الراحة. |
Ülke sınırları dışında bir yere giderdik diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن ننتقل لمكاناً ما خارج البلاد |
Buraya gelmemizin çok kötü bir fikir olduğunu düşünmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أفكر بأن حضورنا قد كان فكره سيئه |
Orta boy bir şey sipariş ettiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | أفكر بأن أصغرهم إلى الحجم المتوسط |
Anne olmak istediğimi düşünmüyordum. | Open Subtitles | لم أفكر بأن أصبح أمًا. |
Dinle, belki de terapiyi bırakmalıyız diye düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن نترك العلاج كليًا؟ |
Zamanla enfeksiyonların ilerleyip kurbanımızın hayaller görmesine neden olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أفكر بأن التلوث زاد سوءاً من الزمن وجعل ضحيتنا يصبح متوهماً |
Karanlık ruhların sadece yer altında pusuda beklemediklerini düşünüp duruyorum. | Open Subtitles | كنت أفكر بأن الأرواح الشريرة لا تتربص تحت الأرض فحسب |