Diyorum ki, senin durumundaki bir kadının korunmaya ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | إنّما أقول أنّ إمرأة في وضعكِ قد تؤثر بعض الحماية |
Özgürlük satın alıyorsunuz, akıl huzuru. Diyorum ki, bu fiziksel düşkünlükten daha değerli. Kendin için konuş, Rev. | Open Subtitles | أنتِ ستشترين الحرية, راحة الضمير أنا أقول أنّ هذا أكثر قيمة من الانغماس في الماديات |
Bu popo güzel bir kot pantolonu hak ediyor derim. | Open Subtitles | و أنا أقول أنّ هذهِ المؤخرة تستحق رداء جينس جيد. |
Bu akşam olan şeyin iyi bir şey olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا لا أقول أنّ ما حدث الليلة كان صوابًا |
Çadırdaki kurşun deliğine bakınca ateş edenin 1.60-1.80 arası olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | من إرتفاع ثقب الرصاصة في الخيمة، أقول أنّ مُطلق النار كان ما بين 5.3 و6 أقدام. |
Yine de seni bir gün terk etmesinden onu alıkoyacak bir şey olmadığını söylemeliyim. | Open Subtitles | و إن كنت أقول أنّ لآ هناك شي يوقفـه بأن يتركك باردة ولو يومٍ واحد |
Bunun onlardan biri olduğunu söylemem gerekiyor attığımız her mantıklı adım, bizi daha garip bir yere getiriyor. | Open Subtitles | أوتدري؟ ثمّة أوقات، و يتعيّن عليّ أن أقول أنّ تلك إحداها، حيث تبدو كلّ خطوة منطقيّة نخطوها، |
Diyorum ki bazen, aşk tek başına yeterli değildir. | Open Subtitles | أقول أنّ الحب بعض الأوقات، لايكون كافياً |
Ama ben Diyorum ki, tutkulu olduğun şeyleri yazmalısın. En önemlisi de bu. | Open Subtitles | لكنّي أقول أنّ ما يشغف القلب هو أكثر ما يهمّ |
Diyorum ki, Nicholas böyle sağlam puanlar almaya devam ederse kısa süre sonra geriye düşeceksin, değil mi? | Open Subtitles | أقول أنّ الطريقة التي يجمع بها (نيكولاس) نقاط كثيرة لن تمون فائزاً لمدة طويللا، أليس كذلك؟ |
Diyorum ki onun düşündüğü şey bu olabilir. | Open Subtitles | أقول أنّ هذا لربّما ما إعتقدته هي... |
Hayır, ben Diyorum ki böyle bir soruya cevap vermek yanlış anlaşılmalara yol açabilir. | Open Subtitles | -كلا، أقول أنّ إجابة لهذا السّؤال يُمكن يؤدّي لسوء تفاهم . |
Morlukları göz önüne alırsak ölüm saati 12.00 ile 02.00 arasında derim. | Open Subtitles | بناء على الزُرقة، أقول أنّ وقت الوفاة من الثانية عشرة وحتى الثانية صباحاً. |
Ama yüzü öyle. Arama izni için fırsat çıktı derim, haksız mıyım? | Open Subtitles | أقول أنّ هذا سبب كافي لإصدار أمر قضائي. |
Cheng Daqi dönene kadar onu tutalım derim. | Open Subtitles | أقول أنّ نبقيه حتّى عودة (شينغ داشي). |
Yaptığım şeyin doğru olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أنّ ذلك كان صواباً فعله، أعني لستُ فخورة بذلك. |
Yaptığım şeyin doğru olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | لا أقول أنّ ذلك كان صواباً فعله، أعني لستُ فخورة بذلك. |
Hayır, onun aptalın teki olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | كلا ، لا أقول أنّ الرجل أبله تمامًا |
Evet. Miktarına bakılırsa bu merminin 200 yıllık olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أجل ، إستناداً لدرجة صدأها أقول أنّ تلكَ الرصاصة عمرها 200 سنة |
Evet, katilinizin oldukça iyi bir nişancı olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أجل ، يمكنني أن أقول أنّ القاتل لديه بعض الخبرة في إطلاق النار |
Her şeye rağmen, Toplu taşımanın, kendi park yerimden Daha iyi olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | طوال الوقت، أودّ أن أقول أنّ وسائل النقل العامّة صفقة أفضل من موقف سيارتي |
söylemeliyim ki, terk edilmiş bir evde kalan sevgilinin avantajları da var. | Open Subtitles | يجب أن أقول أنّ الحصول على خليل يعيش ببيت مهجور وحده شيء له رونقه |
Çok azimli olduğunu söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | لا بدّ أن أقول أنّ ثمّة نيران في معدتكَ. |