| Kariyerinizden daha önemli olan bir şeyi tamamen önemsemediğiniz görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنكِ مُتجاهلة تماماً شئ ما أكثر أهمية من عملكِ |
| Bir zamanlar önemliydik, fakat bugünlerde bir kediden daha önemli değiliz. | Open Subtitles | لقد كنا أشخاصاً مهمين, لكن اليوم لسنا أكثر أهمية من قطة |
| Ve şu andaki ortamda bunu gösteriyor. Bundan daha önemli birşey olabilir mi? | Open Subtitles | هذا هو ما يحدث هنا وما الذى قد يكون أكثر أهمية من ذلك؟ |
| Ama şu anda daha önemli şeylere yoğunlaşmalıyız, şey gibi... | Open Subtitles | لكن الآن يجب أن نركز على أمور أكثر أهمية مثل |
| Ve bütün dünyada aileden daha önemli bir şey yoktur. | Open Subtitles | وليس هناك شيء أكثر أهمية في العالم كله من الأسرة. |
| Her neyse. Gündemde yapılması gereken daha önemli işler var. | Open Subtitles | على أية حال , هناك أشياء أكثر أهمية في الأجندة |
| Düşüncelerimizi ne zaman otele geri döneceğiz gibi daha önemli şeylere yoğunlaştıralım. | Open Subtitles | لنحوّل مناقشتنا إلى أشياء أكثر أهمية عندما نعود للفندق أريد غرفة لوحدي |
| Benden daha önemli ne gibi bir işin olabilir ki? | Open Subtitles | ما الذي يمكن أن تكون تفعله أكثر أهمية مني ؟ |
| Hiçbir şey Teksas'a gidecek yol bulmamızdan daha önemli değil. | Open Subtitles | لا شيء أكثر أهمية من إيجاد طريق الوصول إلى تكساس |
| Benim için sana hissettiklerimden daha önemli bir şey yok. | Open Subtitles | بالنسبة لى لا شئ أكثر أهمية من طريقة شعورى نحوكِ |
| Bu antlaşmanın, Rusların bugün yaptıklarından daha önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال إن الاتفاق أكثر أهمية مما قد فعله الروس اليوم |
| Testlerinden geçmiş olmam senin aklında daha önemli şeylerin olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | لكن النجاح باختبارك يعني أن لديك شيئاً أكثر أهمية في بالك |
| Hayır Ekselansları, şu anda Boulogne, benim için Paris'ten çok daha önemli. | Open Subtitles | كلا, سوك الآن, وبولوني حتى الآن ..أكثر أهمية بالنسبة لي من باريس |
| Bir parçacık bir şey yemekten daha önemli ne olabilir? | Open Subtitles | ماذا يمكن أن يكون أكثر أهمية من شيء صغير للأكل؟ |
| Ayrıca, oyunculuk okulum benim için geçmişteki kinlerden çok daha önemli. | Open Subtitles | بالإضافة أنّ مدرسة التمثيل خاصّتي أكثر أهمية لي مِن ضغينة قديمة. |
| Ben ücretli izindeydim ve senin yapacak daha önemli işlerin yok mu? | Open Subtitles | لقد كنت في إجازة تفرغ وأليس لديك أمور أكثر أهمية حالياً ؟ |
| Özgürlük, ve daha önemlisi özgürlükten sonra gelen tüm iş yüküdür. | TED | التحرير، وبشكل أكثر أهمية كل اللازم عمله بعد التحرير. |
| James, bilmen gereken en önemli şey hiçbir bok bilmediğindir. | Open Subtitles | جيمس، شي أكثر أهمية شيء تحتاج للمعرفة بأنّك لا تعرف |
| Benim için mizah anlayışı saçının görünüşünden çok daha önemlidir. | Open Subtitles | الطابع المرحي أكثر أهمية بالنسبة لي من المظاهر أو الشعر. |
| Eğlenceden, yeni arkadaşlar edinmekten daha mı önemli? | Open Subtitles | أكثر أهمية من قضاء وقت ممتع في فصل الصيف؟ أكثر أهمية من تكوين صداقات جديدة؟ |
| Benden daha büyük, daha güçlü daha önemli bir şeye. | Open Subtitles | تعلم , شيء كان أكبر مني, أقوى مني, أكثر أهمية. |
| 'Sleeper cells'lerin lideri için bu beş kız çok önemli. | Open Subtitles | هذا رئيس خلايا نائمة أكثر أهمية من تلك الفتيات الخمس |
| Sonunda, Venüs deneyimizin baş müfettişi olarak görevimden ayrıldım çünkü gözümüzün önünde değişen bir gezegen çok daha ilginç ve önemlidir. | TED | أخيرا، استقلت كمحقق رئيسي في تجربتنا على الزهرة لأن كوكبا يتغير أمام أعيننا أكثر أهمية وإثارة للاهتمام. |
| Yaptığını bir süre daha yapmaya devam edebilir ama... Yani onların için bize olduğundan daha değerli. | Open Subtitles | و يمكنه الإستمرار فى العمل الذى كان يعمل فيه إنه أكثر أهمية لهم عنا |
| Bu akşam paralı insanlarla akşam yemeği yiyeceğim ama benim için daha önemlisin. | Open Subtitles | لقد تناول العشاء مع بعض الدول الغنية ولكن كنت أكثر أهمية. |
| O koşullar altında, suikastçıyı belirlemek daha önemliydi. | Open Subtitles | في الظروف الحالية كان أكثر أهمية تحديد هوية القاتل |
| Wall Street'ten Mohammed Mahmoud Street'e sıradan insanların bu arzularını anlamak hiç bu kadar önemli olmamıştı. | TED | من وول ستريت لشارع محمد محمود، لم تكن أبدا أكثر أهمية فهم طموحات الناس العاديين. |
| Mutluluğun sırrı şudur: Kendinden daha mühim bir şey bul, ve hayatını ona ada. | TED | سر السعادة: أن يبحث الشخص عن أمر أكثر أهمية حتى منه شخصيا.. ويكرس حياته في سبيله. |
| Her tarafında yanık delikleri açılmış bir hastadan daha acil ne olabilir? | Open Subtitles | اتأسف ولكن ماهو أكثر أهمية من مريض يعاني من فجوة محروقة في جانبه ؟ |
| Bu da ticaretin ve küreselleşmenin niçin daha da önem kazandığını, her zamankinden daha da güçlü olduğunu ve büyümeyi daha da ileri seviyelere taşıyacağını gösterir. | TED | وهذا يفسر لماذا التجارة والعولمة هي أكثر أهمية ، وأكثر قوة من أي وقت مضى، وستعمل على زيادة النمو أكثر من أي وقت مضى. |