Çünkü eminim derinlerde bir yerde bunun sonunda kötü bir şeyin geldiğini Biliyorsun. | Open Subtitles | لأنني واثقة تماماً أنه بأعماقكِ أنتَ تعلم بأنّ أمراً سيئاً قادم في الطريق |
Buradan neredeyse her ay dışarıya altın gönderdiğimizi Biliyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعلم بأنّ الذهب يخرج من هنـا كلّ شهر أو أكثر |
Ne yaptığını Biliyorsun, Muntz. Hırsızlık ve kundakçılık. | Open Subtitles | . أنتَ تعلم ما فعلته ، السرقة و افتعال حريق |
Bu tarz yerlerde pek iyi hissetmediğimi Bilirsin. | Open Subtitles | أنتَ تعلم , فأنا لا أتحمّل ركوب القوراب بشكل جيّد |
Yanlış hapları karıştırmış, yaşlılar nasıldır, Bilirsin? | Open Subtitles | فقام بتناول الدواء الغلط، أنتَ تعلم حالة المسنين. |
Ve bir federal ajan olarak, Bilirsin bu durumda yapabileceğin çok bir şey yok. | Open Subtitles | و كعميل فدرالى ، أنتَ تعلم ليس لديكَ خيار بذلكَ الأمر. |
Bana haksızlık etmeyin. biliyorsunuz, bunu asla sevemedim. | Open Subtitles | لا تحرق دمّي أنتَ تعلم أنّني لا أميـل لذلك |
Juius, yemek kuponu kullanmayı sevmiyorum, Biliyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنني أتحرّج من استعمال قسائم الشراء |
Öyleyse bu projeye olan bağlılığımı koruyacağımı Biliyorsun. | Open Subtitles | إذاً أنتَ تعلم أنّي سأحمي تدخلي في المشروع |
Bunun beyazlara özgü bir şey olduğunu Biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنَّهُ شيء خاص بالرجال البيض, أليس كذلك؟ |
Bu kanıtlarla oynamak anlamına gelir. Biliyorsun ki bunu yapaman. | Open Subtitles | هذا عبث بالأدلّة و أنتَ تعلم بأنه لا يمكنني فعل ذلك |
Gençken araba çaldığımı Biliyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنّني سرقتُ سيّارةً في أيّامِ مراهقتي |
Yo, hayır. Laboratuarda yemek yemek kesinlikle yasak, Biliyorsun. | Open Subtitles | لا , أنتَ تعلم بأنه ثمّة سياسة صارمة بحظر الأكل في المعمل |
Orada söylediklerimi gerçekten söylemediğimi Biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعلم بأنني لم أقصد الكلام الذي قلته , أليس كذلك ؟ |
Muhtemelen önemsizdir. Bazı insanların nasıl düşündüğünü Bilirsin. | Open Subtitles | أجل , لربُما هذا لا يُعدُ شئ هام أنتَ تعلم أن بعض الناس يتحدثون هكذا |
Ama esasında o hayallerin gerçekleşmeyeceğini Bilirsin. | Open Subtitles | لكن في الأعماق أنتَ تعلم بأنّ هذه الأحلام لن تتحقّق. |
Bilirsin, özür dilemek ne kadar gücüme gitse de, ...başka taraflara bakıp sanki umurumda değilmiş gibi davranırken, ...çok, ama çok kötü hissettiğimi bil lütfen. | Open Subtitles | و أنتَ تعلم كم أنّ الاعتذارَ يجعلني أستاءُ من حبّنا، و مع ذلك أشحتُ بنظري و تصرّفتُ كأنّني لا أكترث، اعلم أنّني مستاءةٌ جدّاً جدّاً. |
- Seni sevdiğimi Bilirsin. | Open Subtitles | أنتَ تعلم أننى لازلت أحبكَ , أليس كذلك ؟ |
Bilirsin ortağımızla bazı sorunlar yaşıyoruz ama işin parası güzel gerçekten güzel. | Open Subtitles | حسناً، أنتَ تعلم لدينا بعض المشاكل، مع شريكنا . ولكنَ العائدَ الماديّ مربحٌ للغاية |
Santralde duyduklarımı anlatamam, biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتَ تعلم بأنه ليس مسموح لي بالتحدّث عمّا يدور هناك |
Görsellik, bu işin gerekliliği. Bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، صورة معيّنة تميز إقليماً معيناً أنتَ تعلم ذلك |