Bu hayvanın vücudundan alınan bir somatik hücre, beden hücresi, bir inek yumurtası içerisine yerleştirilip döllendi ve sonunda bu inek bir guar doğurdu. | TED | خلية جسدية، خلية جسمية، تم أخذها من جسده، وتحميلها في بويضة بقرة، ثم أنجبت البقرة غارا. |
Bebeği doğurdu ya. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أنجبت طفل لتوها أليست كذلك ؟ |
Bu sabah bir çocuk doğurdum. Ne yapabileceğime dair hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | لقد أنجبت طفلاً هذا الصباح , ليس لديك فكرة عما يمكنني فعله |
Ona düzinelerce çocuk verdi ama hiç oğlan yoktu aralarında. | Open Subtitles | أنجبت له العديد من الأولاد ولكن ليس أبناء |
Tüm çocuklarım sezaryenle doğdu, bu yüzden aşağıda her şey yerli yerinde. | Open Subtitles | أنجبت كل أطفالي بولادة قيصرية لذلك بقي كل شيء على حاله |
En arkada daha yeni doğum yapmış olan dişiler vardır. | Open Subtitles | وفي نهاية القافلة تكون الإناث التي أنجبت حديثا |
Dul, halihazırda iki oğlan doğurmuş ve dediklerine göre de çok sevişgenmiş. | Open Subtitles | كونها هي الاخرى أرملة وقد أنجبت أبنين وهي على مايقولون حساسة للغاية |
Phoebe DeWolfe erken doğum yaptı ve 2,5 kilo ağırlığında erkek çocuk doğurdu. | Open Subtitles | كانت تطل من نافذة عبر الشارع أنجبت قبل الآوان طفل يزن خمس باوندات ونصف |
Annem, Derek'i 45 yaşında doğurdu. | Open Subtitles | أمي أنجبت ديريك وهي في الخامسة والأربعين |
O geçen hafta ilk çocuğunu doğurdu, bir... bir kız. | Open Subtitles | حسناً .. هي أنجبت طفلها الأول الأسبوع الماضي |
İkinci çocuğumu sadece izin için doğurdum. | Open Subtitles | إنها على حق لقد أنجبت ابني الثاني فقط لآخذ إجازة. |
Sizleri ben doğurdum ve bu kadar bencil ve hırslı olduğum için kendimden nefret ediyorum." | Open Subtitles | لقد أنجبت منك وأكره نفسي لأنني أنانية ولأنني منافسة |
O bana hayatımı tamamen değiştiren iki kız verdi. | Open Subtitles | لا تتهكموا عليها لقد أنجبت لي طفلتين غيروا حياتي. |
9 ay sonra Andre doğdu. | Open Subtitles | وبعد حدوث هذا بتسعة شهور أنجبت أخيكي الكبير |
Yeni doğum yapmış gibi görünürken televizyonda görünemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الظهور في التلفزيون وأنا أبدو كالتي أنجبت طفلاً |
Bir kedi geçen hafta bir sürü yılan doğurmuş. | Open Subtitles | قطّة أنجبت الأسبوع الماضي بعضاً من الثعابين |
Bu dost, bana göre Brigitte Bardot*un bir denizkızından bebeği olmuş gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذه الصديقة المقربة التي تشبه إن أنجبت بريجيت باردو طفلًا مع حورية بحر |
Beni sen hamile bıraktın! Yapmasaydın herşey çok farklı olurdu. | Open Subtitles | ربما لم يكن حالنا سيصبح هكذا لولا أنني أنجبت |
Çocuğunu doğurduktan sonra boğularak öldürülmüş. Polis bunun başkası tarafından yapıldığını sanıyor. | Open Subtitles | خنقت حتى الموت بعدما أنجبت طفلاً الشرطة تظن أنها قتلت بواسطة شخصٌ آخر |
Daha sonra, Min bir göçmen işçi arkadaşıyla evlenip eşinin köyüne taşındı ve iki kız çocuğu dünyaya getirdi. Sonunda kendisine ikinci el bir Buick ve ailesene de bir daire alabileceği kadar para biriktirdi. | TED | في وقت لاحق، تزوجت زميل مهاجر، انتقلت معه إلى قريته، أنجبت ابنتين، وجمعت ما يكفي من المال لشراء بويك مستعمل لنفسها وشقة لوالديها. |
Yani, tebrikler, bir bebek sahibi oldun ama bebeğin ekonomik açıdan geliri sıfır | TED | إذاً، تهانينا، قد أنجبت طفلاً للتو، لكنَّ قدرة الطّفل الإقتصاديّة تساوي الصّفر وخمّن ماذا؟ |
Tuhaf fikirlere sahip olan bir adamı doğuran bir bakirenin hikayesi. | Open Subtitles | إنها عن فتاة أنجبت طفل لديه بعض الأفكار المضحكة |
Senin çocuğunu doğurduğuna göre sanırım öyledir. | Open Subtitles | أظنّها كذلك بما أنّها أنجبت ابنك |
İki oğlanı doğurduğunda sen neredeydin? | Open Subtitles | أين كنتَ حينما أنجبت هذين الولدين فى أقل من عام أوحد؟ |