Ama lütfen ona burada olduğumu ve Smallville Inn'de kaldığımı söyle. | Open Subtitles | لكن هل تقولين له أنني هنا وإنني مقيمة في فندق سمولفيل |
burada olduğumu onlara belli etmemen daha iyi. | Open Subtitles | من الجيد أنك لا تريدين لهم أن يعرفوا .أنني هنا |
- Sence bu bir şaka mı? - Hayır. Neden burada olduğumu sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنها مجرد مزحة لا لماذا تعتقد أنني هنا |
Tanrım, hayır! Büyükannem burada olduğumu bilse çılgına dönerdi. | Open Subtitles | أبداً, لفقدت جدتي صوابها لو علمت أنني هنا |
O yüzden anlarsınız: burada olduğumu hiç kimse bilmemeli. | Open Subtitles | لذلك فأنت ستتفهم ما أقصده عندما أقول لك أنه لا أيجب أن يعرف أحد أنني هنا |
Buna şaşırmadım, çünkü burada olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | حسنا ، هذا ليست مفاجأة 'السبب انه لا يعرف أنني هنا |
Bak kendimi gerçekten tuhaf hissediyorum neden önce sen gidip ona burada olduğumu söylemiyorsun? | Open Subtitles | أشعر بشعور غريب تجاه هذا لما لا تذهبين أولا وتخبرينها أنني هنا ؟ |
Bu saatte burada olduğumu bildiği halde niye hala beni arıyor? | Open Subtitles | إنه يعلم أنني هنا في هذا الوقت لماذا يتصل بي هنا ؟ |
Bir kaç saniye dışarı çıkıp burada olduğumu söylesem, bu durumda konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | أتعلم, سأخرج للحظة و سأخبره أنني هنا أعني, لا أستطيع التركيز مع كل هذه القذارة |
İnsanların kazmış olduğu bir yeri bulmak için burada olduğumu söyleyebilir misin? | Open Subtitles | هلّا أخبرته أنني هنا لإيجاد المكان الذي كان يحفر فيه الناس؟ |
burada olduğumu ve sizi zarar görmekten koruduğumu bilerek rahatlayın. | Open Subtitles | اشعروا بالراحة لمعرفتكم أنني هنا أقيكم من الأذى، أنتم لستم وحيدين |
burada olduğumu biliyorlar. Gidebilirsin. | Open Subtitles | انهم يعلمون أنني هنا,تستطيع أن تذهب الان |
Cep telefonumu aldılar, bana ulaşmak için evi arayan olursa, lütfen onlara burada olduğumu söylemeyin. | Open Subtitles | لقد أخذوا هاتفي النقّال لذا قد يحاول البعض الاتصال بالمنزل من فضلك لا تخبريهم أنني هنا |
Liz Lemon, zamanında burada olduğumu bilmeni istedim. | Open Subtitles | ليز ليمون, أريد أن أشير إلى أنني هنا في موعدي |
Patronun benimle görüşeceğinden emin olduğumdan eğer ona burada olduğumu söylersen... | Open Subtitles | لذا بما أنني متأكد من رئيسك سيراني لو أخبرته فقط أنني هنا |
Eğer bunu izliyor ve buluşalım diyorsanız bundan büyük memnuniyet duyarım çünkü burada olduğumu bilmenizi isterim. | Open Subtitles | إن كنتم تشاهدون هذا وتحتاجون لاجراء مقابلة سأكون مسرورة بلقائكم لأن اريدكم ان تعرفوا أنني هنا |
Yoksa ne diye akşamın bir vakti burada olduğumu düşünüyorsun? | Open Subtitles | وإلاّ لمَ تعتقدين أنني هنا في الساعة الـ 9: 00 في الليل؟ |
Şimdi Burada olduğuma göre bana, ölümden sonra yaşam olmadığını düşündürecek bir yer varsa o da bir mezarlık. | Open Subtitles | و الآن بما أنني هنا لا أستطيع الشعور بأن هنالك حياة بعد الممات في بعض الأحيان |
Burada olmam ve yardım edebilmem isabet oldu. | Open Subtitles | ومن حسن الحظ أنني هنا وقادرون على مساعدة. |
Burada olmamın sebeplerinden biri ifadelerinin açıkça ciğerler tarafından daha hızlı emilmesini sağlar ve böylece beyin ve merkezi sinir sistemini etkiler. | Open Subtitles | من أسباب أنني هنا أنني أحسست أن تقديمهم تسمح للنيكوتين أن يمتص بسرعة في الرئة |
Bu yüzden, Burada olduğum müddetçe size tek bir söz verebilirim. | Open Subtitles | لذا , طالما أنني هنا بإمكاني أن أعدكم بشيء واحد |
Hazır gelmişken seninle bir şey konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | وبما أنني هنا. يمكن أن أتحدث إليكم عن شيء؟ |
Burada ders verir gibi yapıyorum. Sen de öğreniyormuşsun gibi yapmak için buradasın. | Open Subtitles | أنني هنا أتظار بالتدريس وأنتم هنا تتظاهرون بإنّكم تتعلمون |
Hayır, bak, madem ki buradayım, bundan en iyi şekilde yararlanmalıyım. | Open Subtitles | اكتشفت أنني هنا وأستطيع الاستفادة من هذا |
Ama yardıma ihtiyacın olursa, ben buradayım çünkü biz arkadaş... gibiyiz. | Open Subtitles | لكن فلتعلمي أنني هنا إن احتجتي لي لأننا أصدقاء في العمل |
İkinizin babanıza, buraya tek bir amaç için Geldiğimi söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | و أنا أريد أن تخبروا والديكما أنني هنا لغرض واحد فقط |