Çünkü tekrar söylüyorum Amerika'nın enerji sorununu çözmeye çalışıyorum. | TED | لأنه، مجددا، أنا أحاول أن أحل مشكل الطاقة في أمريكا. |
Bunu çözmeye çalıştım, ama ev yeterince büyük değil. | Open Subtitles | حاولت أن أحل هذه المشكلة لكن المنزل ليس كبير بقدر كاف حقاً |
Size ne anlattığını bana söylerseniz sorunu çözebilirim. | Open Subtitles | لو قلت لي فقط بم أخبرك يمكنني وقتها فقط أن أحل المشكلة |
Eğer bana onun size anlattıklarını anlatırsanız, bende sorunlarımızı çözebilirim. | Open Subtitles | لو قلت لي فقط بم أخبرك يمكنني وقتها فقط أن أحل المشكلة |
Bekle bir saniye. Seninle hokey oynayamam. Cinayeti çözmeliyim. | Open Subtitles | تمهل قليلاً, لا أستطيع أن ألعب الهوكي معكَ يجب أن أحل جريمة قتل |
Yani seni idare etmemi böylece gidip hediyesini alabilmeyi düşünüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | و أنت تتساءل عما اذا كنت أستطيع أن أحل محلك صحيح ؟ |
Öyle olmasını istemiyorum onun için ben de daha büyük bir sorun çözmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن يحدث ذلك، لذا أريد أن أحل قضية أكبر |
Babamızın şerefine hazırladığım kutlamalar sırasında... | Open Subtitles | يمكنني أن أحل مجلس الشيوخ |
Davayı çözmeye çalışıyorum müdürüm. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أحل قضيتك ببساطة يا حضرة المديرة |
Çekilip sorunu çözmeye çalışmak benim için daha iyiydi. | Open Subtitles | من الأفضل بالنسبة لي أن أنسحب و أحاول أن أحل مشكلتي |
Ben bir cinayet çözmeye çalışırken, kendisi bir hayat kurtarmıştı. | Open Subtitles | بينما كنت أحاول أن أحل جريمة قتل، كان هو ينقذ حياة. |
Bu finansal raporları çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول أن أحل هذه التاقارير المالية |
Burda bir cinayeti çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | فأنـا أحاوِل أن أحل جريمة قتل هنا. |
Problemi çözebilirim, ama onu çözebilecek olana da yardım edebilirim. | Open Subtitles | أنا لا يمكننى أن أحل المشكلة و لكن يمكننى أن أساعد الشخص الذي يستطيع |
Ama yardım etmeme izin verse sorunu çözebilirim. | Open Subtitles | لكنها إذا تركتني أساعدها أستطيع أن أحل مشاكلها |
Londra ofisindeki müdürlerim... Sorunlarını çözebilirim, hepsini birden. | Open Subtitles | أستطيع أن أحل بعض مشاكلك و ربما كلها. |
Bunu olabildiğince hızlıca ve sessizce çözmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أحل هذه المشكلة... بأقصى سرعة وبأهدأ طريقة ممكنة. |
Kendi başıma çözmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أحل هذه المشكلة بنفسى |
Muhtemelen onu idare etmemi istiyor. Bu gece konuşurum. | Open Subtitles | ربما يريدني أن أحل محلـه سوف أتحدث إليـه الليلـة |
Muhtemelen onu idare etmemi istiyor. Bu gece konuşurum. | Open Subtitles | ربما يريدني أن أحل محلـه سوف أتحدث إليـه الليلـة |
Ben de bunu senin kadar hızlı çözmek istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | انظري أريد أن أحل هذه القضية بأقصى سرعة, حسناً صدقيني |
Ben problem çözmek istiyorum. bir uygulama istiyorum. | TED | أنا أريد أن أحل مشكلة . أنا أريد تطبيقا . |
Babamızın şerefine hazırladığım kutlamalar sırasında... | Open Subtitles | يمكنني أن أحل مجلس الشيوخ |