Laboratuvarda yaptığımız, dikkatle ilgili çoğu araştırmamız beyin dalgalarını kaydetmeyi içeriyor. | TED | ما نفعله في المختبر هو أن الكثير من الدرسات المتعلقة بالوعي تشمل تسجيلات للموجة الدماغية. |
Ve gerçek şu ki çoğu kişi Afrika'nın berbat olduğunu düşünüyor. | TED | والحقيقة هي أن الكثير من الناس يعتقدون أن أفريقيا مشوَّهة. |
Dünya'nın "Sır"rı Etrafımızda hayatını koşullu yaşayan birçok insan var. | Open Subtitles | لاحظنا أن الكثير من الناس يعيشون الحياة يطريقة مشروطة جدا |
Eminim birçok heteroseksüel erkek kendisi için de aynısını isterdi. | Open Subtitles | أراهن أن الكثير من الرجال المستقيمين يتمنون تطبيق ذلك عليهم |
Bilmenizi isterim ki Avustralyalılar hakkında duyduğunuz pek çok şey doğru. | TED | وأردت أن أخبركم أن الكثير من الأشياء التي سمعتموها حول الأستراليين صحيحة. |
Sanıyorum ki şu anda burada olmayı pek fazla istemiyorsunuz. | Open Subtitles | أعتقد أن الكثير منكم لم يكن راغباً بالوجود هنا الان |
Biliyorum ki bir çoğunuz önceki sınıflarda bunu görmüştür, ama tekrar etmek faydalırdır. | Open Subtitles | أعرف أن الكثير منكم أخذوا تلك كطلاب جامعيين لكن لن يؤذى بعض التذكير |
CA: Sol kesimdeki pek çok kişi yaptığı yorumlara rağmen kadınlardan bu kadar çok oy almasına şaşırdı. | TED | كريس أندرسن: الأمر محير لكثير ممن يُحتسبون على اليسار أن الكثير من النساء صوتت له، بغض النظر عن تعليقاته. |
Bakın, dünyamızın çoğu yollar ve ulaşım etrafında tasarlanmıştır. | TED | لاحظ معي أن الكثير من العالم الذي نعيش فيه كان محور تصميمه على الطرق والمواصلات |
Bildiklerimin çoğu da aslında uydurmaydı. | TED | و أن الكثير مما أعتقده تبين أنه في الحقيقة خرافات. |
Benim ve çoğu uzmanın muhtemelen uzlaşacağı kısım, beynin bu hareketleri yapmasıdır. | TED | لذلك أحد الأشياء التي أتفق معها، وأعتقد أن الكثير من الخبراء كذلك أيضاً، هي أن الدماغ يمتلك هذه الدينامية. |
Dinleyici: bana şöyle söylendi yetişkin olarak beyin hücrelerimizin çoğu Gerçekten insan embriyosundadır. Ve beyin hücreleri son 80 ve sonraki yıllarda | TED | الجمهور: لقد قيل لي أن الكثير من الخلايا الّتي في دماغي البالغ هي نفسها في دماغ الجنين والشّخص في عمر ال80 |
Sanırım çoğu bu mektupları imzalamış. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن الكثير منهم وقعوا على مثل هذه الخطابات |
Sanırım birçok insan hayvanları ile ilgili aynı şeyi hissediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الكثير يشعر بنفس الطريقة مع علاقتهم بحيوانتهم الأليفة |
Bu birçok kişinin mecbur olmadıkları halde gerçekten aşırı tedbirler seçtikleri anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه يعني أن الكثير من الناس يختارون خطوات صارمة عندما لا يضطرون لذلك |
Bu, ben bilinci açıklamaya çalıştığımda birçok insanın tatmin olmamış ve şüpheci kalması anlamına gelir. | TED | هذا يعني أن الكثير من الناس فقط تركوا غير راضين تماما و بميولي للشك عندما أحاول تفسير الإدراك |
O kadar kısa zamanda o kadar çok şey oldu ki. | Open Subtitles | حسنا، الأمر فقط أن الكثير من الأشياء تحدث بهذه السرعة |
Sağ ol. Senden gelince de çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكرا , في الحقيقة تعني أن الكثير يأتي منك |
Bir operasyon sırasında pek çok şey ters gidebilir. | Open Subtitles | أراهن أن الكثير من الأشياء تتجه للأسوء بالعمليات. |
pek çok çevrecinin ortaya attığı olasılık: Onları yiyebilir miyiz? | TED | حسنا، احتمال واحد أن الكثير من دعاة حماية البيئة أثاروا ايمكننا أن نأكلهم ؟ |
Umarım çoğunuz buna yanıt verecektir. | TED | وأنا على أمل أن الكثير منكم سوف يستجيب لهذا. |
Sanırım çoğunuz benim gibi hissediyor, değil mi? | TED | أنا متأكد أن الكثير منكم يبادلونني نفس الشعور، صحيح؟ |
Tamam. Belli ki bu adamın ölmesini isteyen çok kişi var. | Open Subtitles | حسناً يبدو أن الكثير من الناس يريدون قتل هذا الرجل |