tahminim, çete işi olabilir. | Open Subtitles | إعتقادي أنها جريمة قامت بها إحدى العصابات. |
- Benim tahminim siz güvenlik şirketini, size mazaret olsun diye aradınız. | Open Subtitles | في إعتقادي أنّكِ إتصلت بالأمن ليكون لكِ عذر غياب تلك الليلة. |
Tahminimce, onu yakalamaya çok yaklaştığımızı sezdi ve kolay yolu seçti. | Open Subtitles | إعتقادي هو أنّه شعر بأنّنا كنّا نقترب منه. لذا قام بالإنتحار. |
Tahminimce devlet lehine şahitlik etti ve oraya İngilizleri dalgaya almak için gitti. | Open Subtitles | في إعتقادي أنّه قد قدم أدلة كبرى وذهب للعب مع الإنجليز. |
Tahminime göre, nerede bir efsane varsa, orada bir anomali bulacağız. Tüm yapmamız gereken, tüm bu efsanelerin tarihini doğru bir şekilde konumlandırmak. | Open Subtitles | إعتقادي انه حيثما توجد اسطورة توجد هالة كل ما علينا فعله هو تأريخ هذه الأساطير بدقة. |
Kendisi, inancım o ki, bir hayalet tarafından... hamile bırakılmış bir bakirenin oğludur. | Open Subtitles | ، الإبن نفسه من عذراء في إعتقادي الشخصي، بواسطة شبح |
Şuna inanıyorum ki bazı güçlü kimseler yasadışı köle sevkiyatına karışarak bu kölelerin ölümleriyle suça iştirak etmiş oldular. | Open Subtitles | في إعتقادي أن بعض الرجال ذو نفوذ قوي متورطون في شحنة غير مشروعة للعبيد ومتواطئون في موت هؤلاء العبيد |
Kadının kötülüğü, adamın iyiliğinden fazlaydı, sanırım ve adam da patladı. | Open Subtitles | وقد طغى شرّها على طيبته حسب إعتقادي ممّا أسفر عن إنفجاره |
Benim düşüncem, imgelemlerin beynim belli bır kısmında oluşan bir bilinç sonucu.. | Open Subtitles | إعتقادي أن رؤياك حالة فريدة من نوعها وهي ناشئة عن جزء معين من الدماغ |
98 yılında başladığımız mülteciler için güvenli bölge projem taahhüt ettiğim daha geniş dünyaya doğru inancımın gerçek ifadesidir. | Open Subtitles | مشروعي للملاذ الآمن للاجئين والذي بدأناه عام 1998 هو التعبير الحقيقيّ عن إعتقادي بإلتزامنا نحو العالم أجمع |
Demek ki plakalar çalıntı ama benim tahminim minibüs de öyle. | Open Subtitles | والذي يعني أنّ اللوحات مسروقة لكن في إعتقادي أنّ الشاحنة مسروقة كذلك. |
Benim tahminim, bu toplantı saatleri bir şeyi gizlemek için perde. | Open Subtitles | إعتقادي أن تلك اللقاءات ستار لشئ أخر. |
Tahminim: Adam en iyi ihtimal komisyoncu. | Open Subtitles | في إعتقادي أنّه وسيط كأقصى حد. |
tahminim silah sesleri duyduğunu düşündü. | Open Subtitles | إعتقادي هو أنه ظن أنه سمع رصاص. |
Tahminimce, gerçek iş yapmaktan yoruldu. | Open Subtitles | لكن في إعتقادي أنّه قد تعب من القيام بالعمل الحقيقي. |
Benim Tahminimce, en başından beri FBI için çalıştığı, 2001'de bile. | Open Subtitles | إعتقادي هو انه كان يعمل لصالح المخابرات طوال الوقت حتى عودته في 2001 |
Tahminimce bilgi edindiği birileri var. Kullanıldığının farkında olmayacak biri. | Open Subtitles | إعتقادي أن أحدهم سيخبرها بمكانك، شخصاً لن يشك أنّه يتم إستغلاله |
Tahminime göre anlaşma yapıp çocuğu çalacak ve hiçbir şey vermeyecek. | Open Subtitles | في إعتقادي أنها سيتفاوض، وبعدها{\pos(190,240)} سيسرق الطفل دون دفع أي شيء{\pos(190,240)}. |
Tahminime göre haritan Behaim stiliyle çizilmiş. | Open Subtitles | إعتقادي, أن خريطتك تم رسمها بنمط "البيهايم", |
Simon Rose'a olan inancım bir an için bile zedelenmemişti. | Open Subtitles | إعتقادي في سايمون روز مَا سَبَقَ أَنْ تَعثّرَ. |
Bu evde sizin gibi insanların bulunmasının... buradaki tuhaf güçleri harekete geçireceğine inanıyorum. | Open Subtitles | انة إعتقادي ان حضور ناس مثلكم في هذا البيت سيساعد للتحفيز قوة الغريبة للعمل هنا |
sanırım buna birkaç milyar yıllık bir zamandan baktığınızda resim anlam kazanmaya başlıyor. | TED | وفي إعتقادي أن تلك الصورة ستبدوا منطقيةً إذا نظرت إليها كل بضع ملايير سنة. |
İlk düşüncem ona ulaşmaktı. | Open Subtitles | كانت إعتقادي الأول هي مجرد الوصول إليه. |
'98 yılında başladığımız mülteciler için güvenli bölge projem taahhüt ettiğim daha geniş dünyaya doğru inancımın gerçek ifadesidir. | Open Subtitles | مشروعي "الملاذِ الآمن" للاجئين والذي بدأناه عام 1998 هو التعبير الحقيقيّ عن إعتقادي بإلتزامنا نحو العالم أجمع |