| İşler epey iyiydi, o yüzden Elsa kampı sonbahara kadar uzattı. | Open Subtitles | وكل شيء كان على ما يرام فقامت إلسا بتمديد المخيم للخريف |
| Elsa her şeyi biliyor, o yüzden şantaj tehdidi yok, Bay Geist. | Open Subtitles | إلسا تعرف كل شيء لذلك ليس هناك تهديد من الابتزاز، السيد جيست |
| Yönetmen yardımcılarının Elsa Maxwell'iyim. | Open Subtitles | المدراء المساعدين يدعونني إلسا ماكسويل الجديد |
| Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, Ilsa'yla aranızda bir şey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا. |
| Havaalanın kulübü girişi, kapıcı servisleri üstelik harcama limiti yok. Ilsa Pucci'den sevgilerle. | Open Subtitles | تصريح بدخول اندية المطارات، خدمات حرس بدون حدود إنفاق، مع تحيات (إلسا بوتشي) |
| Yardım etmeye çalıştık ve Elsa butonlara bastı. | Open Subtitles | أردت أن أساعد فأخبرتنى إلسا أن أضغط على هذه المفاتيح |
| Senin yaşlarındayken ismi Elsa olan adi yaşlı bir Alman köpeği vardı. | Open Subtitles | عندما أنا كُنْتُ عُمرَكَ، كان هناك هذا المتوسطِ سَمّى الراعي الألمانيُ الكبير السنُ إلسا. |
| Merak etmeden duramıyorum Elsa ile ikiniz ne işler çeviriyorsunuz? | Open Subtitles | لم أستطيع إلا أن أتسائل عما أنت و"إلسا" مشغولان به |
| Elsa bilmiyordu ki asıl üzücü haberi, oğlunun savaşa kendi isteğiyle gittiğini, ya da her ikimizin de. | Open Subtitles | إلسا , لم تعلم ماذا كان الأسوء ذهب أولادها إلى الحرب بسببه أو كلانا سيذهبوا بسببه |
| Gitmek demişken, Elsa'nın malzemeleri çoktan getirmesi gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن المغادرة أليس من المفترض أن تكون إلسا مع المؤن هنا؟ |
| Çok tehlikeli şeyler yapmak Elsa'yla aramda olanı düzeltmeyecek. | Open Subtitles | نعم ، ما تفعله خطير جداً و لن يصلح ما حدث بيني و بين إلسا |
| Elsa, sen de Jane'in ki bu Dot oluyor, dileğini yerine getirip onun bir çekicilik misali olmasını sağlayan iyilik perisi olursun. | Open Subtitles | إلسا بإمكانك أن تكوني رابتنا لكي تتمني لنا أمنية دوت ستكون الشاحبة |
| Elsa Hax bursu için finalistim ki bu benim Columbia'da bedava okumamı sağlayacak. | Open Subtitles | أنا في نهائيات "إلسا هاكس" للمنح الدراسية والتي ستوفر لي دخول مجاني لـ"كولومبيا". |
| Ama Elsa Hax burs komitesi ezikliğin büyükelçisini istiyor yani rol yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لكن لجنة "إلسا هاكس" للمنح الدراسية يريدون سفيراً للتملق لذلك فعليّ أن أمثله. |
| Canım Elsa, fiziği zerre kadar umursamadığını biliyorum ama şunu hatırlatayım: | Open Subtitles | عزيزتي إلسا أنا أعرف الرعاية لا مثقال ذرة واحد عن الفيزياء، ولكن اسمحوا لي أن أذكركم، |
| Ama söz verin Amerikan kıyılarına ulaşmasına yardım ettiğiniz tek Yahudiler Elsa ve ben olmayacağız. | Open Subtitles | ولكن عدني إلسا وأنا لن نكون اليهود الوحيدين انت تساعدهم للعثور على طريقهم إلى شواطئ أمريكا |
| Ama ben sevdiğim insanları bundan korumak için ne gerekiyorsa yapacağım. Daha sonra, yeğenimi omuzlarımdan indirdim. Çok uzun süredir beklediği şeye, Elsa ve Anna'ya koştu. | TED | لكن عندها انزل ابنة اختي من على أكتافي، فتركض إلى إلسا و آنا... الشيء الذي انتظرته طويلاً... كل تلك الأشياء تتلاشى. |
| - Bayan Elsa Stolzenburg adına. - Kim için, efendim? | Open Subtitles | باسم الآنسة إلسا ستونسنبرج الجنسية؟ |
| Dostum? Neden OSA'nın, Ilsa'nın kocası hakkında bir dosyası var? | Open Subtitles | يا صاح، لم تملك المخابرات الروسية ملفاً لزوج (إلسا بوتشي)؟ |
| Sanırım Ilsa haklı. Bence Dışişleri bakanlığı bize yardım edebilir. | Open Subtitles | أظن بأن (إلسا) محقة أعتقد بأن وزارة الخارجية يمكنها مساعدتنا |
| Onu rahat bırakın, Bayan Ilsa. | Open Subtitles | دعيه وشأنه يا آنسة إلسا. |
| Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, llsa'yla aranızda birşey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا. |
| Hatırlayamıyorum. Biraz körleşmişim. | Open Subtitles | لا أتذكرها يا آنسة إلسا. |