Şimdi evine git. Bu şehri kurtaramazsın! Bu insanlara Hiçbir şey borçlu değilsin! | Open Subtitles | لا يجب عليك إنقاذ هذه البلدة إنك لا تدين بأي شيء لهؤلاء الناس |
Karpatya hakkında Hiçbir şey bilmiyor musun yani? | Open Subtitles | أنت تقصد أن تقول إنك لا تعرف أى شئ عن كارباثيا |
Yattigin falan yok senin su hapis hikayeni de ogrendim! | Open Subtitles | إنك لا تعرف شيئاً .. لقد عرفت قصتك منذ أن كن في السجن |
Hiçbir şey bildiğin yok senin. Çeneni kapa ve oku. | Open Subtitles | إنك لا تعرف شيئاً ، اصمت و اقرأ |
Asla iyi bir asçı olduğumu kanıtlama şansı vermeyeceksin. | Open Subtitles | إنك لا تتيح لي الفرصه أن أوضح لك كم أنا طباخه ماهره |
Ortama ayak uydurmak istiyorsan bu pasta yarışmasına katılarak kendine hiç iyilik yapmıyorsun. | Open Subtitles | أتود أن تتأقلم ؟ إنك لا تقوم بخدمة نفسك مع مسابقة الكعك هذه |
Sen ifade vermiyorsun, işi uzatıyorsun. | Open Subtitles | إنك لا تدلِ بالشهادة، بل تماطل القانون |
Hiçbir şey yapmadın. Asla yapmazsın. Asla kaynaşmazsın! | Open Subtitles | إنك لم تفعل شيئاً إنك لا تفعل شيئاً ابداً |
Hiçbir fırsatı kaçırmıyorsunuz. Sorun değil, tatlı çocuk. | Open Subtitles | إنك تجني نفعا من كل شيء إنك لا تضيع الفرصة, ولكن لا ضير في هذا |
Ama böyle gidemezsin, Hiçbir şey anlamadın, gitme, hayır bunu bana yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك الرحيل هكذا إنك لا تفهم .. لا تذهب. لا يمكنك أن تفعل هذا. |
- Hicbir sey bildigin yok senin! - Ben de hapis yattim. | Open Subtitles | إنك لا تعرف شيئاً - لدي فكرة سابقة - |
Uçak adeti nedir haberin yok senin. | Open Subtitles | إنك لا تفقه إتيكيت الطائرة |
Bir bok bildiğin yok senin. | Open Subtitles | إنك لا تعلم شيئًا قطّ. |
Orada duran siz değilseniz, bunu Asla bilemezsiniz. | Open Subtitles | إنك لا تصدق حقا إلا عندما تكون الشخص المعني |
Orada duran siz değilseniz bunu Asla bilemezsiniz. | Open Subtitles | إنك لا تصدق حقا إلا عندما تكون الشخص المعني |
Neden işini yapmıyorsun. Polisin işini de polise bırak, olur mu? Trendeki polis gibi mi? | Open Subtitles | حسنا, إنك لا تدير الأمور فلماذا لا تقوم بعملك وتعد الشرطة ليقوموا بعملهم |
Hiç banyo yapmıyorsun da ondan, yok bir şeyin. | Open Subtitles | هذا بسبب إنك لا تستحم أبداً ، كل شىء على ما يرام |
Dinleniyor olabileceğini düşündüğün için telefon görüşmesi yapmıyorsun. Bir gazeteciye bir ineğin senden öyle yapmanı istediği için et yemediğini söylemişsin. | Open Subtitles | أنت لا تتحدث على الهاتف لأن أحدٌ ما ربما يكون يستمع, أنت أخبرت صحفى إنك لا تأكل اللحم لأن بقرة طلبت منك ألّا تفعل. |
Ultimatomlara pek de iyi cevap vermiyorsun. | Open Subtitles | إنك لا تستجيب جيدًا للإنذارات النهائية. |
Federal havası vermiyorsun ki. | Open Subtitles | إنك لا تقدمين نفسك كمحققة |
Aramalarıma cevap vermiyorsun. | Open Subtitles | إنك لا تردين على مكالماتي |