"ابنهم" - Traduction Arabe en Turc

    • oğulları
        
    • oğullarının
        
    • oğullarını
        
    • çocukları
        
    • çocuklarının
        
    • çocuğunu
        
    • oğlu
        
    • oğlunun
        
    • oğullarına
        
    • oğluyla
        
    • çocuklarını
        
    • oğullarıyla
        
    • çocuklarıyla
        
    • Onların
        
    Söyle bana, Gallio'lar değerli oğulları Marcellus'dan bir haber aldılar mı? Open Subtitles اخبريتي ماهي اخبار ال غاليو عت ابنهم الغالي مارسيلوس ؟
    Richmond'da büyük bir evleri vardı, orada oğulları ve iki hizmetçiyle yaşıyorlardı. Open Subtitles لقد كان لهم منزل كبير في ريتشموند و كلاهما كان يعيش هناك مع ابنهم و بضعة خادمات
    Rahatlamış gibiydiler. oğullarının ne kadar hasta olduğunu söyledin mi? Open Subtitles يبدوان مرتاحين هل أخبرتيهم كم ابنهم مريضاً؟
    Aile cinayeti örtbas etmiş ve cinayet sonrası oğullarını okuldan almış olmalı. Open Subtitles الاهل كانوا سيغطون الامر وسيكونوا سحبوا ابنهم من الجامعة بعد جريمة القتل
    Yok çeten varmış, yok sen de lidermişsin. Yok çocuklarına istedikleri gibi davranabilirlermiş. çocukları ulusal bir tehdit resmen. Open Subtitles بكلامك عن قصة عصابة المدرسة وانك كنت القائد يمكنهم عمل اي شيء يريدونه في ابنهم واقول لك ابنهم تهديد على المجتمع
    oğulları kucağımda yaşam savaşı verdi. Open Subtitles لقد حملت ابنهم بين ذراعي لانقذ حياته الليلة الطفل يعيش على الجانب الآخر من الشارع
    Çoğu aile, oğulları futbol takımının yıldızı olunca mutlu olur. Open Subtitles معظم الآباء سيكونوا سعداء إذا أصبح ابنهم نجم فريق كرة القدم
    oğulları James öldükten sonra onlara bir oğul oldun. Open Subtitles بعدما تُوفّي ابنهم جيمس أصبحتَ كإبنٍ لهم
    Özellikle de TV-manyağı oğulları. Başlı başına bir film. Open Subtitles خاصة ابنهم مهووس التلفزيون إنه يحب فيلماَ وحيداَ ..
    Bu tür bir bilgiyi vermemem gerekiyor fakat oğulları olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles لست مخوّلة بإعطاءك معلومات من هذا القبيل، لكن، أتعرف، ابنهم.. ؟
    Ailem tanıştıkları herkese oğullarının bir cerrah olduğunu söylüyor. Open Subtitles أتعلمين , والديّ قالوا لجميع من قابلوهم أن ابنهم جراحاً
    oğullarının 16. yaş gününü kutlayacaklarmış. Open Subtitles لقد كانوا فى طريقم للاحتفال بعيد ميلاد ابنهم ال 16
    Lee'lere sor bakalım oğullarının terörist aktiviteleri hakkında ne biliyorlarmış. Open Subtitles اسأل أولئك الثملون إن كانوا يعرفون شيئاً عن نشاط ابنهم الإرهابي
    Şu an, 3200 km yolu Seattle'dan buraya oğullarını komada bulmak için gelen ailenin yerine kendinizi koyun. TED والآن تخيل أنك مكان أبويه الذين سافروا من سياتل، التي تبعد 2000 ميل، ليروا ابنهم في غيبوبة.
    oğullarını ölü olarak bulduğumuzu olayı araştırdığımızı ve kayıplarından dolayı üzgün olduğumuzu söyleyeceğiz. Open Subtitles سنقول لهم بأن ابنهم عُثر عليه ميتاً و نحن نستكشف الأمر آسفون على خسارتكم
    Ama çocukları birden içeri dalmış. Open Subtitles وعندما دخل ابنهم الصغير الغرفه فجأه إنتظر أنسير فى الاتجاه الصحيح ؟
    Bu yüzden, Diana, Dodi ve Onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. TED و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت.
    Kocasının söylediğine göre çocuğunu okuldan alıyormuş ama adam öğleden sonra bir arkadaşındaymış. Open Subtitles زوجها قال انها في معظم الأيام ستكون تجلب ابنهم من المدرسة و لكنه كان يمضي فترة بعد الظهر لدى صديق
    Karısı dördüncü oğullarını doğururken plasenta ayrılması oluştu ve kadın ile oğlu öldü. Open Subtitles زوجته كانت تلد ابنهم الرابع و كان هناك انفصال فى المشيمة و هى الطفل كلاهما توفيا
    oğlunun ölüm haberini aldığından bu yana nasıl öldüğünü öğrenmek için çabalayıp durmuş, ancak bir cevap alamamış. Open Subtitles منذ ان علموا عن مقتل ابنهم وهم يريدون ان يعرفوا كيف مات ولم يخبرهم احد
    Demek istediğim, oğullarına Gaylord Focker ismini verecek kadar harikadırlar herhalde. Open Subtitles لابد من وجود سبب ما لتسمية ابنهم جايلورد فاكر
    FBI çocuklarını bir üçüncü dünya ülkesindeki gibi sokaktan kapıp götürmüş. Open Subtitles اختطفت المباحث الفيدرالية ابنهم من الشارع كما لو أننا في بلد من بلدان العالم الثالث الديكتاتوري
    - Pekâlâ. - Bu yaz, oğullarıyla birlikte burada kalacaklar. Open Subtitles حسنا سيقيمون هنا فالصيف مع ابنهم
    Biri çocuklarıyla konuştuğu için çok minnettarlar özellikle de annesi, bebek gibi davranıyor çocuğa. Open Subtitles إنهم ممتنّون جدا بأن هناك أحد يتحدث مع ابنهم خصوصا أمه إنها ترعاه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus