Bu da kurt adamlara ne kadar saygı gösterdiğini kanıtlıyor. | Open Subtitles | لكنّي أعتقد أنّ هذا ينُم عن قدر احترامه للمذوبين، صحيح؟ |
Siz o çizgiyi takip etmek için kendinize has bir yoldan tempoyu seçiyorsunuz, fakat az ya da çok ona saygı göstermelisiniz. | TED | تختار الوتيرة الخاصة بك بالطريقة الخاصة بك لمتابعة الخط ، ولكن يجب احترامه ، أكثر أو أقل. |
Onun saygısını kazanmak istiyorsun, ama sana borç bile vermiyor. | Open Subtitles | تريد كسب احترامه لكنه لا يريد أن يقرضه لك حتى |
Kıştepesi'nin demir ocaklarında çalışmaya gitmeden önce saygısını göstermek isteyen bir demirci. | Open Subtitles | سمث الذي يأتي لدفع احترامه قبل أن يتوجه للعمل في فنجان وينتيرفيل. |
Şimdi de onlara saygısızlık ettiğini söylüyorlar ve bu yüzden imzayı atmadılar! | Open Subtitles | والآن يتهمني بعدم احترامه, وقال أنه لهذا السبب لن يوقع على الاتفاقية. |
Bay Gold bu asil davranışınız için size saygılarını sunmak istiyor. | Open Subtitles | سيد جولد يريد أن يعبر عن احترامه لتبرعك السخي |
Kendini toplamak için biraz izin yapsan kimse seni aşağılamaz. | Open Subtitles | تعرف انه لا أحد سيقل احترامه لك ان أخذت اجازة قصيرة لتستجمع أفكارك |
Her ne kadar bazen Sith olsa da, ki bu seçimine saygı duyuyorum. | TED | في بعض الأيام أيضا هي سيث، وهذا قرار يمكنني احترامه كثيرا. |
En küçük çocuğa ve en yaşlı adama... zaman ayıran bu adamı, kendi hayatında sizlerin hayatı için... yer arayan bu adamı, çevresindekiler tarafından... saygı duyulan, onurlandırılan ve sevilen bu adamı uğurlayalım. | Open Subtitles | من وجد وقتاً لأصغر طفل و أكبر عجوز من وجد وقتاً في حياته لكي يُوجد مساحة في حياتكم رجل تم احترامه و تشريفه و حبه |
Bir önemi varsa; daima sana çok saygı duyduğunu söylerdi. | Open Subtitles | حسنا , إن كان هذا مهماً فدائما ما كان يتكلم عن مدى احترامه لك |
Oğlunuza sadaka vermedim. Kendisine saygı duymasını sağladım. | Open Subtitles | لم أعط ابنك إحساناً أعطيته احترامه لنفسه |
Arzuladığı kişi olmaya. saygı duyabileceği biri. | Open Subtitles | حاولت ان تكون شخصا يستحقه, شخصا يمكنه احترامه |
Onun saygı duyabileceği bir kadın olmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولت ان تكون شخصا يستحقه, شخصا يمكنه احترامه |
Başına sardıkları bu haksızlığın ardından, onun saygısını hak etmediklerini savunarak Zelda karşı çıktı. | TED | وأرادت زيلدا أن تعترض، قائلةً أنهم لم يستحقوا احترامه أبداً بعد هذا الظلم الذي سببوه له. |
Bunu yaparsan, insanın doğasında ortaya çıkan bir şey sana olan nefretini azaltıp saygısını artırır." | Open Subtitles | و عندما تفعل ذلك فأنت تثير شيئا في الطبيعة البشرية يجعل كراهيته لك تقل و احترامه يزيد |
Onun saygısını kaybeden birinin kesinlikle bir canavar olması lazım demek ki. | Open Subtitles | شخصاً ما سيكون وحش بالكامل عندما يخسر احترامه |
Efendiniz gerçekten bir ittifak yapmak istiyorsa o zaman ülkeme olan saygısını göstermesi ve kız kardeşimin bakireliğine daha iyi bir bedel ödemesi gerekir. | Open Subtitles | إذا كان سيدك يريد حقا أن يكون هناك تحالف ثم يجب عليه أن يثبت احترامه لبلادي ووضع سعر أفضل مقابل عذرية أختي |
Ne zaman bir doktor bana saygısızlık yapsa, bir not gönderirim. | Open Subtitles | في اي وقت دكتور يقلل من احترامه لي ارد عليه بملاحظة صغيرة |
Bayan Luce is benimle beraber ve ona kimse saygısızlık edemez. | Open Subtitles | السيدة لوشي تسافر معي ولاأسمح لأحد أن يقل احترامه لها ولننهي الموضوع |
saygısızlık etmek istemem, ama herkes bunlara inanmıyor. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا اتعمد عدم احترامه ولكن ليس الجميع يصدقون ذلك |
Seni şahsen tebrik etmek ve saygılarını sunmak istiyor. | Open Subtitles | يريد تهنئتك شخصيا وان يريدك احترامه |
Kendini toplamak için biraz izin yapsan kimse seni aşağılamaz. | Open Subtitles | تعرف انه لا أحد سيقل احترامه لك ان أخذت اجازة قصيرة لتستجمع أفكارك |
Çünkü katil, benim dediğim öne sürülen şeyleri okursa, bir rakibi olarak bana duyduğu saygıyı kaybedecektir. | Open Subtitles | لأنه إن قرأ القاتل ما يفترض أني قلته سيخسر كل احترامه لي كخصم |