İkizlerden biri anormal olur diye bir söz vardır ya. | Open Subtitles | الأقوال القديمة, عن انه فى التوائم, غالبا ماتصاب احدهم بالجنون |
Say ki vapurda ilk gün biriyle karşılaştın. Hiç tanımadığın biri. | Open Subtitles | افترض انك قابلت احدهم في القارب، في يومك الاول، غريب تماما |
Eğer seni ilgilendirirse Birisi daha onun hakkında bir şeyler sordu. | Open Subtitles | ان كان لك اية مصلحة في ذلك احدهم قدم يراني بخصوصه |
Yerinde siz olsanız ve Birisi size silah doğrultmuş olsa ne yapardnız? | Open Subtitles | لو أن احدهم أوقفك في باص وصوب مسدساً إلى رأسك ماذا ستفعل؟ |
Raymond ve sen buraya taşındıktan sonra, birinin aile kurmanıza yardım etmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | حسناً بعد ان انتقلت ورايموند الى هنا على احدهم ان يساعدكما بتربية العائلة |
Öğrencilerinizden birini buradan çıkarmak için ikna ediciler adına çalışıyoruz. | Open Subtitles | تم ايجارنا من قبل احدهم لنحضر له احد من اتباعك |
Hapishane kamyonunu merak edince birileri buraya gelir sonra beni buradan çıkarırlar. | Open Subtitles | عنما يعرفوا باختفاء عربة السجن, فسيقوم احدهم بالحضور وسوف يخرجوننى من هنا |
Seni ilgilendirir mi bilmem, ama biri daha onu sormaya geldi. | Open Subtitles | ان كان لك اية مصلحة في ذلك احدهم قدم يراني بخصوصه |
Arkasını dönünce biri kolunu tuttu, öteki de onu vurdu. | Open Subtitles | وعندما استدار قام احدهم بأمساك ذراعه وقام الآخر بأطلاق النار |
biri benden çalarsa, ona 'benden çaldın' diyeceğim, ona yumuşak davranmayacağım. | Open Subtitles | ان سرق احدهم منى فسأواجهه بالحقيقة و لن اتعرض لاى برىء |
biri bana Japonya'yı bombalamalı mıyız diye sorsa, şöyle derdim; "Evet. | Open Subtitles | إذا سألني احدهم هل كان علينا ..أن نلقي بالقنابل على اليابان |
biri ona bir şeyi yapamayacağını söylediğinde tepeden atlayacak çocuk. | Open Subtitles | نفس الولد الذى سيقفز من فوق جبل اذا تحداه احدهم |
Birisi Bay Pizza Servis Kızı olmak istiyor gibi sanki. | Open Subtitles | يبدو ان احدهم يريد ان يكون السيد فتاة توصيل البيتزا |
Demek istediğim, birinin engellemeleri bittiğinde, Birisi birinin gerçek duygularını etkiler. | Open Subtitles | أَعْني، عندما يتم منع احدهم يَتصرّفُ الواحد بناءا على مشاعرِه الحقيقيةِ |
Yani, Birisi senin içtiğin şişeden içerse kilo mu kaybediyor. | Open Subtitles | يشرب احدهم من نفس الزجاجه التي شربت منها فيفقد وزنه |
birinin sahile ilk çıkması... veya el bombasına atlaması veya düşman ateşini başka yere çevirmesi... sayesinde topçu birlikleri koordinat belirlerler. | Open Subtitles | و يجب على احدهم ان يبدأ الضربة أو يقفز فوق قنبلة , او يجذب نيران العدو حتى يستطيع زملاؤه تحقيق الهدف |
Geçen hafta birini şu kulelerin oradan aşağı attılar, katliam gibiydi. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي رُمي احدهم من احد هذه الابنية، لقد كانت مذبحة |
Oraya ait değilmiş gibi duran birileri gözüne çarptı mı? | Open Subtitles | هل تذكر ان كان احدهم مميزا كان يبدو غير منسجم |
Evet, tüm bu kibirli halini bir yana bırakıp, birine de sorabilirsin. | Open Subtitles | اجل ، ليس من الضروري انتقوميبكلهذا الشم. تستطيعين ان تسألين احدهم وحسب. |
birisinin kıçını tekmelemek için hazırım doğrusu. O ibnelerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، انا مستعد لأركل مؤخرة احدهم سأخبرك ماذا، اكره هؤلاء الحقيرون |
Ne kadar muhteşem bir gün. birilerinin randevusu iyi geçmiş anlaşılan. | Open Subtitles | ياله من يوم رائع يبدو ان موعد احدهم سار جيدا صحيح؟ |
kimse de gözlükler ve topallama hakkında bir şey söylememişti. | Open Subtitles | ولم يقل احدهم شيئا عن النظارات او انه يعرج لذا |
birisini öldürdüğünü gördün... ve seni de öldürmesinin... pekâlâ mümkün olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | وقد رأيته يقتل احدهم وقد عرفت انه في امكانه ان يقتلك أيضا |
Kimsenin vurulması veya yaralarını tedavi etme hakkında bir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا علاقة لك بتعرض احدهم لاطلاق نار او أي شيء اتفقنا؟ |