Ve annemin anlamadığı şey ben birleşik süper bir meslek icat etmeye çalışmıyordum. | TED | ولكن ما لم تدركه أمي أنني لم أكن أحاول اختراع مهنة خارقة مركبة. |
Gerçi aradan çok zaman geçti. Otobüsün icat edilmesini beklerdim. | Open Subtitles | منذ زمن طويل ومع ذلك انا أذكر انتظار اختراع الحافلة |
Tüm gün alışveriş icat edilmeden önce insanlar nasıl yaşıyorlarmış bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يمكنهم ان يعيشو قبل ان يتم اختراع التسوق |
Buzdolabının icadı ve artık bozulmuş etler yemiyor olmamız. | TED | إنه اختراع الثلاجة، و حقيقة أننا لم نعد نتناول لحوما فاسدة. |
Peki ondan sonra ne yaptım, genelde kim bir buluş yapar ya da patent alırsa hemen nakde çevirmek ister. | TED | بعد ذلك ماذا عملت عادة اي شخص يملك براءة اختراع او اختراع يرغب فورا بتصنيعه، يحوله الى هذا |
Hatırlayın, bu iPod'un icadından bir önceki yıldı. | TED | تذكروا،كان ذلك قبل سنة من اختراع أجهزة الأي پود. |
Senin gibiler cep telefonu icat edilmeden önce ne yapıyorlardı? | Open Subtitles | ماهي طبيعة عمل من هم مثلك قبل اختراع الهواتف المتنقلة؟ |
Mağaralarımızda ateşin başında oturmuş cep telefonunun icat edilmesini bekliyorduk. | Open Subtitles | كنا نجلس حول النيران فى كهوفنا منتظرين اختراع الهاتف النقال |
Buradaki insanlar en kısa zamanda kumaş yumuşatıcıyı icat etmeli. | Open Subtitles | على الناس هنا اختراع منعم الأقمشة في أقرب وقت ممكن |
yeni bir icat geçmişin izinden gitmelidir. | TED | لذا كان لزامًا أن يلائم أي اختراع حديث التحديثات القائمة من الماضي. |
Fakat neyse ki, Internette mikrodalgayı kullanan sanayi fırınları için bir icat buldum. Ve 30 dakikalık tam güçle işlemi bitirebilmiştim. | TED | ولكن لحسن الحظ وجدت براءة اختراع لميكروويف صناعي يمكنه ان يقوم بالعملية خلال 30 دقيقة |
Ancak benim yürümemi sağlayabilecek hiçbir şey icat edilmemişti. Ta ki bugüne kadar. | TED | ولكن لم يتم اختراع اي شيء من قبل يمكننا من المشي حتى هذا اليوم |
Sorun şudur. Nasıl oluyorda 5000 yıldır etrafımızda... ...olan bir şeyi tekrar icat ediyorsunuz? | TED | إذن السؤال هو، كيف تعيد اختراع شيء متواجد منذ خمسة آلاف سنة؟ |
Batarya (pil), 200 yıl önce Alessandro Volta isimli bir profesör tarafından İtalya'da Padua Üniversitesi'nde icat edildi. | TED | تم اختراع البطارية منذ ما يقارب المائتي عام عن طريق بورفيسور يُدعى، أليساندرو فولتا، في جامعة باندوا في إيطاليا. |
Sebebi telefonların icadı mı yoksa demir yollarının uzatılması mı? | TED | هل كان هذا بسبب اختراع الهاتف أو مدّ خطوط السكك الحديد؟ |
Ki diğer bir erkek icadı olan arabayla iyi gider. | Open Subtitles | والتي تتوافق بنحو رائع مع اختراع آخر من اختراعات الرجل وهو السيارة |
Bu yüzden, okyanusların daha temiz bir yer olmasına yardımcı olabilecek bir buluş fikri ürettim: ERVIS adında bir okyanus temizleyicisi. | TED | وبالتالي، لقد خرجت بفكرة اختراع والتي قد تستطيع مساعدة المحيطات لتصبح مكانا أنظف: منظف المحيط المسمى إيرفيس |
Buzdolabın icadından önce yiyecekleri uzun süre saklamak için kullanılan fermantasyon, hâlen dünya üzerindeki geleneksel varlığını sürdürür. | TED | تستخدم في الأصل كطريقة لحفظ الطعام قبل اختراع التبريد يظل التخمر طريقة تقليدية في أنحاء العالم. |
Ne tür bir sapkın beyin böyle, uydurma hikayeler yazabilir? | Open Subtitles | ما هذه العقل الجبارة التي تستطيع اختراع قصص مثل هذه؟ |
Yine de zamanımızın en büyük icadının yaratıImasında parmağım vardı. | Open Subtitles | لكن لدي يدُ مشاركة في صنع أعظم اختراع في تاريخنا |
Artı, paralel park etme konusunda berbatım ve arkadaki kamera yüzyılın buluşu. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنني لا أجيد ركن السيارة والكاميرا الخلفية كأنها اختراع القرن |
Yattaki icadın ve bekçisinin büyük bir tehlikede oldukları bildirildi. | Open Subtitles | اختراع وخادم لها... وذكرت في خطر شديد على متن اليخت. |
Kocanızın icadını araçlarında kullanmaya karar verdikleri anda diğer otomotiv şirketlerine de yolu açmış oldular. | Open Subtitles | لكن ، فـورد في المقام الآول عندما قرروا وضع اختراع زوجك في سيارتهم |
Erotizm batı icadıdır, iyi ve kötü kaynaklı bir Hıristiyan kavramı kuralları çiğneme, günah işleme. | Open Subtitles | الشبق هو اختراع غربي بمفهوم مسيحيّ مبنيّة على أفكار من الخير والشرّ, المعصيّة والخطيئة الأصليّة. |
Başından geçen bu uhrevî deneyimi onu devrim niteliğindeki bir başka buluşa sevk edecekti. | Open Subtitles | رؤياه الغير ارضيه قادته فيما بعد الي اختراع اخر ثوري |
patentli dizaynı sayesinde, yağlar doğruca ağzıma akıyor. | Open Subtitles | لأجلب شوايتي بدون سبب .. بتصميمها الحاصل على براءة اختراع الدهون تصب مباشرة في فمي |
Burada 1912 yılında alınan bir protez patentini görüyorsunuz. | TED | وهنا ترون براءة اختراع لذراع في عام 1912. |
"Bilgisayar interneti"nin keşfinin, biyolojik olarak başarısı çoktan kanıtlanmış bir ağ modelinin önlenemez bir eseri olduğunu düşünüyorum. | TED | لذلك أعتقد أن اختراع انترنت الكمبيوتر نتيجة حتمية لنموذج بيولوجي سابق مثبت النجاح |
Bu davanın patent ihlali ile bir alakası yok. | Open Subtitles | لا علاقة لهذه القضية بأيّ انتهاك لبراءة اختراع |