"اغادر" - Traduction Arabe en Turc

• gitmiyorum
• terk
• gitmem
• gidiyorum
• gitmeden
• gitmek
• ayrılmayacağım
• ayrılmam
• çıkmam
• gideyim
• ayrılmadım
• giderim
• Gitmemi
• gitmeliyim
• ayrılıyorum

Ama öyle olsa bile bize bir oy verene kadar buradan gitmiyorum.
ولكن حتى مع ذلك لن اغادر هذه الغرفة حتي تعطينا تصويت ما

Bunu kanıtlamamın yolu yok, ama dün gece bu odayı terk etmedim.
لا توجد لدى طريقه لاثبات ذلك لكنى لم اغادر الحجره ليله امس

Şimdi gitmem lazım. Bir kaç günlüğüne şehir dışında olacağım.
يجب ان اذهب الان ، سوف اغادر المدينه ليومين اخرين

Bilmiyorum, adamım. Kasabayı bırakıp gidiyorum ve her şey sarpa sarıyor.
لا أعلم ، اغادر المدينة ، وكل شيء يذهب إلى الجحيم

Bu benim için çok utanç verici, ama gitmeden önce...
لذا رجاءً انه محرج بالنسبة لي، لكن قبل ان اغادر..

Ani bir işim çıktı ve gitmek zorunda kaldım. Görüşürüz...
حدث شيءُ فجأة، وأنا يَجِبُ أَنْ اغادر اراكى ثانيةً لاحقاً.

Muhtemelen çocuklar o olmadan ayrılmaz o, ben olmadan ve ben de şartlar ne olursa olsun Londra'dan ayrılmayacağım.
الأطفال من غير المحتمل أن يذهبوا بدونها لن تذهب بدوني وأنا لن اغادر لندن

Asıl sorunun ne olduğunu söyleyene kadar şuradan şuraya gitmiyorum.
انا لن اغادر من هنا حتى تخبرنى ما هى المشكلة.

Gerçeği anlatma cesaretini sen de görene dek hiçbir yere gitmiyorum.
لن اغادر مكانا حتى ارى شجاعتك لتقولي الحقيقة

Bana ne yapacağımı söyleme. Champaner'den gitmiyorum. Şunu iyi anla.
كف عن اخباري ما افعل فأنا لن اغادر شامبنير

Bu yüzden Radley'den orayı terk etmeden kaçmanın yolunu buldum.
لذا، وجدت طريقة للهروب من رادلي بدون ان اغادر مطلقاً

New York'u terk edersem, sizi özleyeceğim.
كما تعلمين , سأشتاق إليكِ عندما اغادر نيو يورك

Bir keresinde Washington'a gitmem gerekti ve ben gittiğim halde benim midem bulandı eve döndüğümde karım kustu.
و على الرغم من اننى كنت اغادر مرضت و عندما عدت القتنى زوجتنى

Young-jae, Üzgünüm gitmem gerekiyor.
يونج جاى، أَنا آسفُ. يَبْدو أنه يَجِبُ أَنْ اغادر.

Ben gidiyorum. Çünkü ne siz benim ailemsiniz ne de bu ev benim evim.
سوف اغادر لأنكما لستما والدي وهذا ليس منزلي

Şimdi gidiyorum çünkü anne babamızın yüzüne bakabileceğimi sanmıyorum.
سوف اغادر بدون ان اودع اى منكم لاننى لا اعتقد اننى استطيع مواجهة ابى وامى

Jessie'yle Chicago'ya gitmeden kısa süre önce bir sabah bir polis beni uyandırdığında kalktım ve hiç soru sormadım.
وذلك عندما أيقظنى رقيب الشرطة في صباح أحد الأيام قبل انا اغادر أنا و جيسي الى شيكاغو نهضت سالونى يعض الأسئلة

İş dolayısıyla Colombiya'ya gelmem gerekiyordu... ve uğramadan gitmek istemedim.
كان عليّ أن آتي الى كولومبيا في عمل ولم أرد ان اغادر دون ان أمرّ هنا

Buluncaya kadar buradan ayrılmayacağım. Neyi bulacaksın?
ـ لن اغادر حتى اجد شيئا ـ تجدين ماذا ؟

Buradan ayrılmam gerekirse, bilmeni istiyorum ki, o e-postayı ben yazmadım.
حتى لو كان يعني ان ان اغادر من هنا انا فقط اريدك ان تعلم اني اعدك اني لم اكتب تلك الرسالة الاليكترونية

Onsuz evden çıkmam.
انا لا اغادر المنزل ابدا بدون هذه.

Ben gideyim artık, Felicity. Hoşça kalın, Mösyö Poirot.
حسنا ,من الافضل ان اغادر ,فليسيتى , الى اللقاء سيد بوارو

Bugüne kadar saraydan hiç ayrılmadım efendim.
انا لم اغادر القصر قط واريد ان تكون لي خبرة بالعالم الخارجي

- Efendim! Ne kadar erken oturursan, o kadar erken giderim.
ـ واو ـ اذا جلست بسرعة سوف اغادر بسرعة ايضا

Şimdi de ciddi bir kazayı bırakıp Gitmemi istiyorsun.
الان تريد منى ان اغادر مكان الحادث

Hayır. Hayır, yapamam. Erkenden gitmeliyim.
لا، لا، لا أستطيع يجب ان اغادر في وقت مبكر جدا

ben ajanstan ayrılıyorum ve Universal'a, Yapımlar Başkan Vekili olarak geçiyorum.
انا اغادر الوكاله وانا انتقل الجامعه. الى في بي للانتاج