...çoğu insan siyah olanlarını sever ama ben işimi sağlama aldığım için-- | Open Subtitles | النوع الاحمر,انا اعلم ان اغلب الناس يفضلون اللون الاسود,لكني فكرت اشتريها بامان |
Ne yazık ki şehirlerin çoğu şu küçük kıtada toplanmış. | Open Subtitles | لحسن الحظ ان اغلب المدن متركزة على هذه القارة الصغيرة |
Bir kaç çalışan kadın dışında kadınların çoğu, bankaların ilgi alanında değildir. | Open Subtitles | لأنه ناهيك عن قلّة وظائف الفتيـات اغلب النساء ليسات مسؤولات على بنوك |
Geceleri Declan'la kaçıp zamanının çoğunu park edilmiş bir arabada geçirmiyor muydun? | Open Subtitles | عندما كنتِ تتسللين مع داكلين كنتم تقظون اغلب الوقت في السيارة.. صحيح؟ |
Bak, Kaçak Yolcu'nun henüz açılmadığını biliyorum ve bende de Amanda'nın Birçok eşyası duruyor yani geçici olarak gelip bende kalabilirler. | Open Subtitles | انظر, انا أعلم ان المطعم لم يفتتح بعد واماندا ما تزال اغلب أغراضها عندي ولذلك هما مرحبا بهما للبقاء عندي مؤقتا |
Orada yaşayanların çoğu ya emekli ya da sakin bir yaşam sürmek için taşınıp turizm sektöründe çalışan kişiler. | Open Subtitles | اغلب من يعيشون هناك متقاعدون او انتقلوا هناك من اجل وتيرة حياة ابطأ و يعملون الان فى مجال السياحة |
Nakliye bölümünde çalışanların çoğu 7 gün 24 saat yakınıyor. | Open Subtitles | اغلب الناس يعملون في الشحن والاستيراد هم يعملون طوال الاسبوع |
Tamam, ne istiyorsan yap ama çoğu kadın erkeklerin onlara yalan söylemesini sevmez. | Open Subtitles | حسناً قم بما تريد لكن اغلب النساء لا يعجبهم عندما يكذب الرجال عليهم |
çoğu yönden beni yüz üstü bırakmadıklarını rahat rahat söyleyebilirim. | Open Subtitles | وانا مسرور بقول انه في اغلب الاحيان انهم لم يخذلوني |
Kendiminkilerden kaçtım ve başarılı oldum yani insanlar çoğu zaman çok yanılıyorlar. | Open Subtitles | انا انتقلت بعيدا ونجح الامر لذلك الناس مخطئون كثيرا في اغلب الوقت |
çoğu zaman ağrıyı bir hastalığın belirtisi olarak düşünürsünüz. Ve bu genelde doğrudur da. | TED | الان في اغلب الاوقات تظنون ان الالم عرض لمرض ما وهذا صحيح في معظم الاوقات |
Ve aslında enerjinin çoğu radyo dalgalarını transfer etmek için değil, baz istasyonlarını soğutmak için kullanılıyor. | TED | و اغلب هذه الطاقة لا تستخدم في بث موجات الراديو انها تستخدم في تبريد المحطات الاساسية |
çoğu sivilin bize bakışını düşünürsen, bu hiçbir şeyin bir gömlek üstü değil. | Open Subtitles | الطريقة التى ينظر بها اغلب المدنيين لهذا انه فارق خطوتين عن اللاشيء |
Askerlerin çoğu seninle ve Teğmen Woodruff'la cehenneme bile gider, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | اغلب الرجال كانوا ليذهبون الى الجحيم فى دلو من اجلك انت او الليفتنانت ودروف |
Onu çoğu zaman benim evimin etrafında bulabilirsin. Siz ikiniz Varner'ın kızları mısınız? | Open Subtitles | يمكنك ان تجده في منزلنا، تقريبا اغلب الوقت |
Bundan nefret etmiyor musun? Aslında ben de alışverişimin çoğunu telefonla yaparım. | Open Subtitles | في الواقع,انا انجز اغلب التسوق بواسطة الهاتف |
Yüzbaşı Hanks, hayatımın çoğunu donanmada sadece başarılı olmak için geçirdim. | Open Subtitles | كابتن هانكس , قضيت اغلب حياتى بالبحرية محاولا النجاح فقط |
Birçok şeyde anlaşamamış olabilirler fakat ikisi de seni çok seviyor. | Open Subtitles | ربما هم مختلفين بخصوص اغلب الامور , لكن هم الاثنان يُحبوك |
Ölülerin zamanlarının çoğunda ne yaptıklarını sanıyorsun? | Open Subtitles | اتعرفين ماذا تفعل الموتى فى اغلب اوقاتهم |
ama gerçekte Arjantina’ya gittiğimizde, çok sık olarak tamamen petrole bulanmış Pek çok penguen bulduk. | TED | و لكن في الحقيقة حين ذهبنا إلى الأرجنتين وجدنا أن اغلب طيور البطريق مغطاة تماماً بالنفط |
Bazı araştırmalar yaptım ve ani ölümlerin çoğunun.. | Open Subtitles | لقد اكتشفت ان اغلب حالات الموت غير المتوقعة,تحدث في البيت |
Yani bugün çoğunlukla mutlu isem ve bir amacım, net bir dünya görüşüm varsa bu, kitaplar sayesinde olmuştur. | TED | لذا وبسبب الكتب، أنا هنا اليوم، سعيدة، اعيش مرة أخرى مع هدف ووضوح، في اغلب الأوقات. |
Phyllis Rodriguez : Bugün Bir çok insanın alışılmadık bir arkadaşlık olarak gördüğü bir şey için burdayız | TED | فيليس: نحن هنا اليوم بسبب حقيقة ان لدينا ما يعتبره اغلب الناس صداقة غريبة |
Ne konuştuğundan neredeyse hiçbir şey anlamıyorum. | Open Subtitles | انا لا افهم الكلام الذي تقوله اغلب الاوقات |