"اقناعه" - Traduction Arabe en Turc

    • ikna
        
    Anne eğer babamla konuşabilirsen, belki de onu ikna etmeyi deneyebilirsin. Open Subtitles امي لو تستطيعي فقط ان تتحدثي مع ابي وان تحاولي اقناعه
    Eğer hemen ondan özür dilerseniz, ki yapacağınızı biliyorum belki, ona gülmediğiniz konusunda kendisini ikna edebilirim. Open Subtitles الآن ان اعتذرتم كما اعرف انكم ستفعلون استطيع اقناعه انكم فعلا لم تكونوا تعنون ذلك حقا
    Ancak onu, bu işin devamını getirmemesi için ikna ettim. Open Subtitles لكنني تمكنت من اقناعه بألا يقوم بأي خطوة للأمام في هذا العمل
    Sonunda ırkçı davrandığına o da ikna oldu. Open Subtitles لقد تم اقناعه أخيرا بأن موقفه كان عنصريا
    Ablanızın ona karşı kayıtsızlığı konusunda onu ikna etmek zor olmadı. Open Subtitles ولم يكن اقناعه صعبا بعدم مبالاة شقيقتك له.
    Eğer onu ikna edebilirseniz uçağı bir üsse götürmesine ve yolcuları serbest bırakmasına ABD Başkanı söz veriyor onun ve adamlarının istedikleri ülkeye gitmelerine izin verilecek. Open Subtitles ان كنت تستطيع اقناعه .لتحويل الطائرات الى قاعدة معزولة وتحرير الرهائن
    Rüşvet alması için onu ikna etmeye çalıştım. Open Subtitles في الحقيقه انا من حاول اقناعه ليأخذ بعض المال
    - Onu tanıklık etmeye ikna edebilir. - Böyle bir adamı değiştiremezsin. Open Subtitles انه يستطيع اقناعه بالشهاده انت لا تستطيع تغيير شخص كهذا
    Eğer ona enjekte edebilecek kadar yaklaşabilirsen, onu en güvendiği Lo'taur olduğuna ikna edebilirsin. Open Subtitles إذا يمكن أَن تقترب بما فيه الكفاية لحقنه، ستكون قادر على اقناعه بذلك في الحقيقة سيثق بك أكثر من أياتور
    Lady Macbeth onu Duncan'ı öldürmeye ikna etmiş olabilir ama denemeden önce bile kaderinin bu olduğunu biliyordu. Open Subtitles زوجة ماكبث حاولت اقناعه ان يقتل دانكن ولكنه ادرك ان هذا قدره قبل حتى ان تحاول اقناعه
    Kalmaya ve beraber bir hayata başlamaya ikna etmen çok zor olmasa gerek. Open Subtitles ..لن يكون من الصعب اقناعه بالبقاء وبدا حياة جديدة
    Hayır. Adamı iki yönlü bir telefonu almaya ikna etmek bile iki saat sürdü. Open Subtitles لا، لقد استغرق اقناعه بالسماح بالرد على الهاتف ساعتان
    Onu en "yüksek yetkili" olduğuma ikna etmeye çalıştım ama bana inanmadı. Open Subtitles لقد حاولت اقناعه بكونى انا السلطة العليا لكنه لم يصدقنى
    Eğer hemen ondan özür dilerseniz, ki yapacağınızı biliyorum belki, ona gülmediğiniz konusunda kendisini ikna edebilirim. Open Subtitles الآن ان اعتذرتم كما اعرف انكم ستفعلون استطيع اقناعه انكم فعلا لم تكونوا تعنون ذلك حقا
    Onu almaması için ikna etmeye çalışmıştım. Beni hiç sallamadı bile. Open Subtitles لقد حاولت اقناعه أن يأخذ واحدة لكنه كان منغلقا, كما لو أنني أتحدث إلى حائط
    Son birkaç yıldır onu hiçbir şey yapmaya ikna edemedim. Open Subtitles في السنوات القليلة الماضيه,لم استطع اقناعه بعمل أي شيء
    Bayan Perry çok istiyormuş ve yıllardır onu ikna etmeye uğraşıyormuş. Open Subtitles كانت السيده بيري حريصه جدا على ذلك كانت تحاول اقناعه منذ زمن
    Güzel şehrimize gelmesi için büyük meblağlar ödeyerek ikna etmeyi başardım. Open Subtitles تمكنت من اقناعه بالقدوم لمدينتا الطيبة بثمن كبير
    Onu onları ortadan kaldırması konusunda ikna edemiyorum o yüzden belki sen yapabilirsin diye düşündüm. Open Subtitles لم استطع اقناعه بتخريبها لذلك كنت امل ان يمكنكِ انتِ
    Anladığım kadarıyla onu güzellikle bırakmaya ikna edememişsin. Open Subtitles أفهم أنكِ لم تتمكني من اقناعه على الخروج باحترام؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus