Ancak toplantının sonunda arkadaş olduğum bir çocuğun Yahudi olduğunu öğrendim. | TED | في أحد الأيام، في نهاية المجلس، اكتشفت أن أحد الأطفال الذين صادقتهم كان يهوديا. |
Neredeyse aynı zamanda, çok çok yakın olduğum babamın bir eşcinsel olduğunu öğrendim. | TED | وفي ذات الوقت تقريباً، اكتشفت أن أبي المقرب مني جداً كان مثلياً. |
öğrendim ki, doğum iznim gelecek hafta sona eriyormuş. | Open Subtitles | اكتشفت أن إجازة الوضع ممتدة إلى الأسبوع القادم |
Neden? Yenice öğrendim ki torunlarımdan ikisi hamileymiş. | Open Subtitles | اكتشفت أن اثنين من حفيداتي المراهقات حبلى |
Gerçek iletişimin sadece fiziksel bir mesaj iletme olayından çok daha fazlası olduğunu keşfettim. | TED | اكتشفت أن التواصل الحقيقي هو أكثر من مجرد إيصال الرسالة جسدياً. |
Ama bir süre sonra takdim mektubunun sahte olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ولكن بعد مدة قصيرة , اكتشفت أن مقدمة الرسالة كانت مزيفة |
Eğer birinizin bağlılıklarının yanlış yere olduğunu öğrenirsem... | Open Subtitles | اذا اكتشفت أن أحد منكم لا يكن الولاء لنا |
Bu temel hakikatle fark ettim ki bu farklılıklar utancımızın yolunu kesti. | TED | وبهذا الفعل البسيط، اكتشفت أن تلك الاختلافات، لم تعد تسبب لنا الخجل. |
"12. yaş günümde, babamın mesleğinin insanları öldürmek olduğunu öğrendim." | Open Subtitles | في اليوم الذي تلى عيد ميلادي الـ 12 اكتشفت أن أبي كان يقتل الناس كمهنة كان عضواً في المافيا |
Soruşturmama devam ederken Kira'nın birini öldürebilmek için iki şeye ihtiyacı olduğunu öğrendim. Bu konuda çok fazla söylentinin dolaştığını biliyorum; fakat gerçeği ben buldum. | Open Subtitles | لقد اكتشفت أن كيرا يحتاج لمعلومتين ليقتل شخص ما |
20 yıldan biraz uzun bir süre önce, babamın bir hastalığı olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | قبل 20عاماً أو أكثر اكتشفت أن أبي كان يعاني من المرض |
Lola'nın kuzenim olmadığını ama kız kardeşim olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت أن لولـا ليست أبنة خالتي انها أختي |
Dolunayın olduğu geceler dönüşüp insanlara saldırmalarının sadece efsane olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت أن القصص حول تحول الذئاب في منتصف الليل و الاعتداء على الناس مجرد أسطورة. |
Tecrübelerime göre öğrendim ki bazı durumlar tamamen ortadan kaybolarak hallediliyor. Ne oldu? | Open Subtitles | حسنٌ، من واقع خبرتي اكتشفت أن بعض الأمور يفضل تجاهلها، ما الأمر؟ |
Sonra öğrendim ki karım altı yıldır ölüymüş. | Open Subtitles | ثم اكتشفت أن زوجتي ماتت منذ ست سنوات |
Sonra öğrendim ki Leslie sana karşı bir yasaklama emri çıkartmış. | Open Subtitles | ثم اكتشفت أن (ليزلي) قد قامت بإصدار أمر عدم تعرّض ضدك |
Bu süreçte, tarihteki pek çok özgünün de işleri son ana bırakan insanlar olduğunu keşfettim. | TED | وفي تلك الأثناء اكتشفت أن الكثير من المبدعين العظماء في التاريخ كانوا مماطلين. |
Bir özrün dört adımı olduğunu keşfettim, eğer isterseniz size bunları açıklamak istiyorum. | TED | اكتشفت أن للاعتذار أربع خطوات، وإذا أردت، يمكنني أن آخذك إليها. |
Kraliçenin korkunç, gizli bir yemek cemiyetine üye olduğunu keşfettim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت أن الملكة هي عضو في مجموعه سريه فظيعه مجتمع الاكل |
Şans eseri, bir gösteride eşcinsel insanlarla çalışma fırsatım oldu ve kısa bir süre sonra çoğunun tanıştığım en nazik, en az yargılayıcı insanlar olduğunu fark ettim. | TED | وقد صادف، أن أتيحت لي الفرصة للعمل مع ممثلين مثليين في عرض هناك، وبعدها بقليل اكتشفت أن بعضا منهم كانوا من ألطف، وأقل الناس حكما على الآخرين. |
Ama üniversitede, gelecekteki kariyerimin karanlık bir geçmişi olduğunu fark ettim. | TED | لكن عندما كنت في الكلية، اكتشفت أن مهنتي المستقبلية لديها تاريخ أسود. |
Çocukken, yaratıcılığın hayallerden gerçekliğe geçmenin anahtarı olduğunu fark ettim. | TED | عندما كنت طفلا، اكتشفت أن الإبداع هو مفتاح العبور من الأحلام إلى الواقع. |
Bu senin kararın değil, ve eğer onun kaçışının bir şekilde seninle ilgili olduğunu öğrenirsem, seni idam etmek için hazır olacağım. | Open Subtitles | هذا ليس قراركِ لتتخذيه. وإذا اكتشفت أن رحيلها كان لكِ دخلا فيه بأي طريقة... سيكون ذلك سببا لإعدامكِ. |
- Bu işle bir ilgin olduğunu öğrenirsem... - Neden olsun ki? | Open Subtitles | ...إن اكتشفت أن لك علاقة بهذا - ولم عساي أن أفعل؟ |
Birden fark ettim ki işin içindeki herkes, çözümün kendilerinin en az bildiği yerde olduğuna inanıyordu. | TED | وعندها اكتشفت أن الجميع مشترك بفكرة أن الإجابة تقع في ذلك المكان الذي يعرفون عنه القليل |