Bu bencil hareketlerin yüzünden bu gece küçük erkek kardeşini göremeyeceğim. | Open Subtitles | ،لكن الآن، بسبب تصرفك الأناني ،لن أذهب لرؤية أخاكِ الصغير الليلة |
çünkü yüzüne vurmak istedim. Seni öldürebilirim, bencil hayvan! | Open Subtitles | لأني أردت أن أهشم وجهك أود أن أقتلك أيها الوغد الأناني |
Kusura bakma baba ama Maris ilk. kez böyle bencil davranmıyor ki. | Open Subtitles | أنا آسف أبي لكنها ليست أول مرة نشهد سلوكها الأناني |
O bencil, yalancının onlar için çalıştığını biliyorum. O kocam değil. | Open Subtitles | أنا أعرف الأناني ، الكذب ليس جيد هو يعمل معهم ، وهو ليس زوجي |
Dastum, sana karşı çok aptalca ve bencilce davrandım. | Open Subtitles | أيها الرجل ، لقد كنت مثل القط الأناني الغبي |
L gibi, biliyorum ama sadece bana göre değil böyle bencil davranışlar için, | Open Subtitles | لا أعلم ولكن يبدو لي بسبب هذا التصرف الأناني |
Benim bencil kararıma uydular, benim de uygun bir bedel ödemem gerekirdi, haksız mıyım? | Open Subtitles | بما أنهم استمعوا لطلبي الأناني بالمقابل يجب علي أن أقدم هدية ملائمة |
Belki de bencil bir sürtük olmaktan sıkılmışımdır artık. | Open Subtitles | حسناً، ربّما أنا متعبة لكوني من ذلك النوع العاهر الأناني. |
İronik olansa böyle bencil bir hareketin hakikati ortaya çıkarması. | Open Subtitles | رائع للغاية. المُثير للسخرية أنّ مثل هذا التصرف الأناني قد كشف الحقيقة في الأخير. |
DR. JACK KEVORKIAN Düğmeye Basıyor bencil herif. | Open Subtitles | السافل الأناني ظهرت بواجهات كل صحف ديترويت |
Kiraz ağacını bizim elimizden alan ve gözlerinizin önünde onu yok eden bencil köylü. | Open Subtitles | القروي الأناني الذي أخذ البستان من بين يدينا، الذي دمره أمام أعيننا. |
Beni duyduğunu biliyorum, bencil hıyar. Hadi! | Open Subtitles | أعرف أنك تسمعني أيها الوغد الأناني , هيا |
Devlet işlerine en ufak bir ilgin yok ve ayrıca bencil tavrın işleri yavaşlatıyor. | Open Subtitles | أنت غير مهتم بعمل الحكومة وتبطيء كل شيء بسلوكك الأناني |
Yemeğini yiyip kalbini kırarlar senin bencil şerefsiz! | Open Subtitles | يُفترض أن يتناولوا طعامك ويحطموا قلبك أيها الأحمق الأناني |
bencil adam, uyuz köpek gibi kendi kuyruğunu kovalıyor. | Open Subtitles | أجل، الشخص الأناني يشبه الكلب الأجّرب الذي يطارد ذيله أعلم هذا |
Oğlum beni bencil, yalancı, zil zurna sarhoş biri olarak tanıyor. | Open Subtitles | ابني يعرفني فقط كذلك الأناني, الكاذب, المخمور المتعثر. |
Harika, Venedik bardaklarımı da kır bencil orospu çocuğu seni. | Open Subtitles | رائع، تحطم كأسي أيها الأناني يابن اللعينة. |
Fakat bu saygıyı bencil siyasi sürüsünden görmediğin an sinir krizine girdin. | Open Subtitles | ولكنك عندما لم تجده من قطيع البيروقراطيين الأناني أصابتك نوبة الغضب |
İstiyorsan kendi saçmalığına inanmakta serbestsin ama sen her zaman aynı bencil başkasının elindekine sahip olmaya çalışan orospu çocuğu olacaksın. | Open Subtitles | انت فقط استمر في تصديق هرائك اذا احتجت لذلك لكنك ستظل الأناني نفسه الحقير الذي يسعى فقط لنفسه |
Hâlâ eskisi gibi bencil herifin tekisin. | Open Subtitles | أنت نفس الشخص الأناني القديم النذل الذي كنت عليه دائماً |
Şu anda yalnızca Satsuma'nın bencilce her şeyi kontrol etme çabasından kurtulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لم نزَل نتعافى من صراعه الأناني بهدف السيطرة على كل شئ. |
Chico; egoist, rasyonal ve her zaman hesap yapan: Bu da egodur. | Open Subtitles | وتشيكو الشخص العقلاني الأناني الحريص طوال الوقت يمثل الأنا |