İşte bu yüzden ben bu suç operasyonunun beyniyim, sense sadece yardımcımsın. | Open Subtitles | اسمع، هذا لأنى بالضبط أنا هو العقل الإجرامي المدبر وأنت مجرد تابع. |
Bak, giriş kodlarını Teksas suç Bilgi Merkezinden aldım. | Open Subtitles | هل ترى، إستعرت الرموز مِن مركزِ معلوماتِ تكساس الإجرامي |
Oradayken, İlk defa uzun zamandır, gerçek planlanmış bir suç işlemeyen ben, bu amaçla geri geldim. | Open Subtitles | لذا هناك أنا كنت، المرة الأولى أبدا بأنّني لم له أي بعيد المدى، مخادع حقا المخطط الإجرامي. |
Kız da ona öyle baktığına göre eminim adamın suçlu tarafını bilmiyordur. | Open Subtitles | ولو كانت ترمقه بتلك النظرات، فأراهن أنّها لا تعرف عن جانبه الإجرامي. |
Bu sabıka kaydı varken, saldırdı hikayesiyle bir yere varamaz. | Open Subtitles | بجانب سجله الإجرامي فهو لن يحرز تقدماً بقصة الإعتداء هذه |
Amaç, o adamların size, onlardan biriymişsiniz gibi bakmaları; suç dünyasının bir ferdi gibi. | Open Subtitles | الهدف أن له هؤلاء الرجال يراك كأنّ أنت كنت أحدهم: عضو عالم الجريمة الإجرامي. |
Geçen defa babanın suç hayatını öğrendiğin zaman ne hissettiğini konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نتحدث المرة لسابقة عندما عرفت.. عمل أباك الإجرامي |
Ek işin bir suç dehası olmaktı. | Open Subtitles | أنت واحد من مضيئي القمر كالعقل الموجه الإجرامي الآن |
Bunu bazı verilerden aldığım değişkenler üzerine yapacağım,mesela ayrı ayrı yaşlar, suç kayıtları, dışarıda ki sevgililer. | Open Subtitles | لقد قمت بتعين بعض المتغيرا بناءا على بعض المعلومات الخاصة كالعمر السجل الإجرامي والمحبوبين في الخارج |
Bir suç mahalli veya garip bir şey bulamadılar. | Open Subtitles | وكان هناك علامة على النشاط الإجرامي أو أي شيء غير عادي على تلك طوابق. |
suç faaliyetleri birden kesilmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدوا بأن هناك إنحدار حاد في النشاط الإجرامي |
suç kaydı gibi detaylar... bunlar seni, uh, cinayet araştırmasında ortaya çıkaracak şeyler. | Open Subtitles | تفاصيل مثل السجل الإجرامي يهتمون بالتصعيد أثناء التحقيق في جريمة قتل |
suç kayıtlarını silmem için CIA beni işe aldı. | Open Subtitles | المخابرات المركزية استأجرتني في مقابل مسح السجل الإجرامي |
Etrafta bu kadar çok kamera ve güvenlik varken suç faaliyeti komplosu kurmak biraz komik geliyor. | Open Subtitles | هذا سخيف بوبى, النشاط الإجرامي وكل هولاء الحراس والكاميرات , الامن |
suç kayıtlarını silmem için CIA beni işe aldı. | Open Subtitles | المخابرات المركزية استأجرتني في مقابل مسح السجل الإجرامي |
Güzel bir iş bulacak ya da onu doğrudan hapishaneye gönderecek o suçlu davranışlarına geri dönecek. | TED | أيحصل على وظيفة جيدة، أم يعود للسلوك الإجرامي الذي أودى به في المقام الأول إلى السجن؟ |
Herkes kaldıramaz ama azılı suçlu olayı sana çok yakışmış. | Open Subtitles | ليس كلّ شخص يمكنه أن يسحبها لكن الشيء الإجرامي الأنيق يبدو بحالة جيّدة عليك نعم؟ |
Bu sabıka kaydı varken, saldırdı hikayesiyle bir yere varamaz. | Open Subtitles | بجانب سجله الإجرامي فهو لن يحرز تقدماً بقصة الإعتداء هذه |
Bu kuram, cezai davranışlar için de geçerli sayılabilir. | Open Subtitles | يمكن تطبيق هذه النظرية أيضاً على السلوك الإجرامي |
Eğitim, suça bulaşmaya karşı önemli bir korunma faktörü | TED | التعليم هو عامل حماية مهم ضد التواصل مع النظام الإجرامي القانوني. |
Araştırmamız sırasında, kriminal veri tabanlarımızda ailevi bir eşleşme bulundu. | Open Subtitles | في تحقيقنا المختبر وجد دم مشابه للفتى في سجلنا الإجرامي |
Ceza kanununun Paraf.1, Art.133 kodunu ihlal ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تنتهك بارة 1, الفن. 133 من الرمزِ الإجرامي |
Bu davranış, Ceza Hukuku'nun bir ihlalidir. İstismara boyun eğmeyeceğim. | Open Subtitles | هذا أمر مخالف للقانون لن أتعرض للاعتداء الإجرامي |