Hatırlayın, blog yazarları, Kaza dışında bir şey duymadıklarını söylediler. | Open Subtitles | تذكر ، المدون قال أنه لم يسمع شيئا سوى الإصطدام |
Kaza mahallinin on kilometre çevresinde... bütün tepeleri, çiftlikleri, kahveleri ve otelleri arayın. | Open Subtitles | انا ابحث عن التلال، البيوت الريفية ومقاهي وفنادق في مربع نصف قطرة 10 كيلومتر من موقع الإصطدام. |
Bazen Çarpışma sahnesi çekerken yönetmen kamerayı arabanın içerisine koyup sahneyi içeriden çekmek istiyor. | Open Subtitles | أحيانا عند تصوير الإصطدام، يريد المخرج أن يضع كاميرا بالداخل ليصور الإصطدام من الداخل |
çarpma anında kırılabilen mermiler kullanıyor bu da balistik karşılaştırmayı imkansız kılıyor. | Open Subtitles | إنه يستخدم شظية قابلة للكسر , والتى تتفتت عند الإصطدام عمل مقارنة للمقذوفات مستحيلة |
Kayıtlarımız gösteriyor ki bir kaç arama FAA'ya ve yerel havaalanına bu mağazadan yapılmış kazadan hemen önce | Open Subtitles | تفيد تقاريرنا بأن هنالك عدة إتصالات وردت من هنا إلى مركز وكالة الطيران المتحدة و للمطارات المحلية قبل الإصطدام مباشرةً |
İlk darbe, geniş yangınları, büyük depremleri ve tsunamileri tetikledi. | Open Subtitles | ،أحدَثَ الإصطدام الأولي حرائق للغابات زلازل قويـَّة و أعاصير تسونامي |
Ve kırmızı bir ışık ile yarış 81 var, çarpışmadan önce 30 saniye. | Open Subtitles | وهاهي الشاحنة 81 تُسارع الإشارة الحمراء، بـ 30 ثانية قبل الإصطدام. |
Burdan çıkarılan sonuç, Çarpışmanın Kuzey Kanada'daki tiyal tabakasına, tundraya benzer bir buzun üzerinde gerçekleştiğidir. | Open Subtitles | لذا فالإستنتاج هو أن الإصطدام حدث في جليد يشبه طبقات الجليد في شمال كندا |
Hey millet, "Kaza" festivaline kostümlerinizle gelmeyi unutmayın | Open Subtitles | يارفاق لاتنسوا أزيائكم في عطلة نهاية الأسبوع لأجل مهرجان الإصطدام |
Kaza anında canlı olsaydı, kanı her yere bulaşırdı. | Open Subtitles | لو كان حياً خلال الإصطدام سيكون الدم في كل مكان |
Belki Kaza yerine gitmeme izin verirseniz. | Open Subtitles | ربما، إن سمحت لي بالدخول إلى منطقة الإصطدام |
Burası kamerayı koydukları yer. "Çarpışma kutusu" da deniyor. | Open Subtitles | و هنا يضعون الكاميرا يدعونه صندوق الإصطدام |
Çarpışma anında oluşan kraterleri görebiliyoruz. Bir asteroid Mars'a çarptığı zaman pek çok şeyi havaya uçuruyor. | Open Subtitles | يمكننا أن نرى فوهات ناتجة عن الإصطدام وهذا يعتمد على النيزك الذي ضرب المريخ |
Böyle bir problem. 30 saniye sonra Çarpışma. | Open Subtitles | هذا النوع من المشاكل ، الإصطدام خلال 30 ثانية |
- Garip olan bir şey var. - Kabinde bir çarpma hissettim. | Open Subtitles | ،هناك خطب ما شعرت بنوع من الإصطدام بالقمرة |
çarpma bir milyar atom bombasından daha fazla enerjiyi açığa çıkardı. | Open Subtitles | أطلق الإصطدام طاقةً أكبر من مليار قنبلة ذريـِّة |
Hava yastığı kazadan sonra değil önce açılmış. | Open Subtitles | الوِسادة الهوائية تم تفعيلها قبل الإصطدام وليس بعده |
Sizin de görebileceğiniz gibi kurban başının arkasına kesici bir aletle darbe almış. | Open Subtitles | كما يمكنكم أن تروا ، الضحية عانت من صدمة بسبب الإصطدام بمؤخرة الرأس |
Şu anki durumları muhtemelen onları çarpışmadan korumuştur. | Open Subtitles | حالتهم الحاليه ربما حمتهم من الإصطدام |
Çarpışmanın etkisiyle böyle dağılmış. | Open Subtitles | إنه هنا من ناحية زاوية الإصطدام |
Kapan kaplumbaga ezmek bir brikete Çarpmaya benzer. | Open Subtitles | ولكن الدهس على برمائي كبير يشبه الإصطدام بقالب أسمنتي |
Sayın Başkan, Çarpışmaya 2 dakika, efendim. | Open Subtitles | سيدى الرئيس دقيقتان على الإصطدام يا سيدى |
Bunlar büyük tırlarda çarpışmayı önlemek için kullanılan etiketlerle aynı. | TED | إنها نفس اللاصقات المستخدمة في الشاحنات الكبيرة لتجنب الإصطدام |
Bazen Kazayı çekerken yönetmen, Kazayı içeriden görüntülemek için arabanın içine kamera yerleştirir. | Open Subtitles | أحيانا عند تصوير الإصطدام، يريد المخرج أن يضع كاميرا بالداخل ليصور الإصطدام من الداخل |
Evet, ama çarpmanın etkisiyle, onun bunu fark ettiğinden şüpheliyim. | Open Subtitles | أجل،ولكن مع الإصطدام أشك أنه قد عرف قط ما صدمه |
Mayını merkezdeki dairede tut ve oranın dışındaki birşeye çarpmasını engelle. | Open Subtitles | أبقِ بدائرةَ المنجمِ المركزيةِ وتجنب الإصطدام بأي شيء هناك |
Bu hız ve rotamız ile süratle yaklaşan araca çarpmadan kaçmak için bir yol var. | Open Subtitles | و استنادا إلى سرعته ومساره لا توجد وسيلة لتجنب الإصطدام مع السيارة التى تقترب بسرعة |