Sizin Manaus'da uzmanlaşmış ve eğitimli öğretmenleriniz var, bunlar o dağınık topluluklardaki binden fazla sınıfa canlı yayın olarak ders veriyorlar. | TED | لديك معلمون أكفاء متخصصون في مانوس يقدّمون دروسا عن طريق البث الحي لما يزيد عن ألف فصل في تلك التجمعات المتناثرة. |
canlı yayın mı? Euphie? Yapacağım önemli bir duyurum var. | Open Subtitles | يبدو أنه لن يتم استخدام المخبأ الموجود في عربة البث |
Bildiğiniz üzere, doğal olarak yine benim, yani Mandyland'nin yayını. | Open Subtitles | إذًا كما تعلمون , عادة يكون البث من أرض ماندي |
Buradaki uydular dünyanın dönüşü sırasında aynı yerde kalırlar ve televizyon yayını, iletişim gibi şeyleri mümkün kılar. | TED | حيث تبقى الأقمار في مدار ثابت حول الأرض أثناء دورانها، وهو ما يسمح بالاتصال ونقل البث التلفزيوني. |
Bayanlar ve Baylar, canlı yayına, beş... dört... üç... iki... | Open Subtitles | سيداتى و سادتى سيبدأ البث بعد 5، 4، 3، 2 |
Ne zaman şehre yeni bir poster asılırsa yayın olacak demek oluyor. | Open Subtitles | حين تأتي مُلصقات جديدة للمدينة فهذا يعني أنّ البث .موعِدَ البث قادِم |
Twitter denen şeyden çok evvel, radyo yayınları vardı ve milyonlarca insanı tek yayın noktalarına bağlıyordu. | TED | قديماً حتى قبل الشيء المسمى تويتر الراديو قدم لنا البث وربط الملايين من الناس بنقطة بث واحدة |
Bir sonraki projemizin canlı yayın olmasına karar verdik. | TED | لذلك قررنا مشروعنا التالي، سيكون البث مباشرًا. |
Bu ana yayın kontrol odası, teknik donanımı o kadar büyük ki aynı anda 200 kanalda yayın yapabilir. | TED | هذه هي الحجرة الرئيسية للتحكم في البث تحتوي على جهاز تقني كبير جدًا، حيث يمكنه إذاعة أكثر من 200 قناة في وقت واحد. |
Yıllık iTunes indirme gelirinden gelen 58 bin dolarımız, 6.000 dolarlık yayın gelirine dönüşmek üzereydi. | TED | لذا دخلنا السنوي البالغ 58,000 دولار من تحميلات أي تونز السنوية كان على وشك أن يستبدل بحوالي 6,000 دولار من دخل البث. |
canlı yayın iki yönlü, yani Filipe gibi öğrenciler geri bilgilendirimde bulunabiliyorlar. | TED | البث الحي هو شيء ثنائي الاتجاه، بذلك يستطيع الطلاب مثل فيليب والآخرين عرض المعلومات مرة أخرى. |
Seyircilere, radyoyu açanlara, internet yayını dinlemiş olanlara odaklanmalıyız, yani bu hepimiz demek oluyor. | TED | علينا التركيز على الجماهير، على كل شخص يستمعُ إلى الإذاعة أو يستمعُ إلى البث الحي، وهذا يعني جميعنا. |
Uygarlığın sonu geldiği için CCN yayını bitiyor. | Open Subtitles | بسبب نهاية الحضارة ستتوقف شبكة كلامب عن البث |
Tüm dünya izleyecek bu yayını, bizde öyle. | Open Subtitles | العالم كله سيشاهد هذا البث و كذلك سنفعل نحن أيضا |
Ekiplerin bölgeye varmaları, yayını engelleyebilecekleri süre içerisinde olmayabilir ve zamanında ulaşabilseler bile Bakan Heller'ın kurtarma harekatı sırasında öldürülme ihtimali var. | Open Subtitles | الفريق المرسل إلى هناك ربما لا يصل في موعده ليمنعوا البث وحتى لو فعلوا |
Küçük yarışmacılar, anlaşılan o ki, canlı yayına sarhoş çıkarıldı. | Open Subtitles | المتسابقان الصغيران على ما يبدو كانوا ثملين أثناء البث الحى |
Kamera görüntüsünü kopyalamış olmalılar. yayına girmenin bir yolunu bulmuşlar. | Open Subtitles | لابد أنّهم قد نسخوا التصوير، لقد وجدوا منفذاً إلى البث. |
yayından sonra da konuşmamıza devam etmek istiyorum bu yüzden lütfen telefonunu kapama. | Open Subtitles | أود إستمرار التحدث معك ونحن خارج البث الحي فلا تغلطي الخط , أعزائي المستمعين |
Noel Özel Programı'nın son parçası olacaktı ama kanal Yule Kütüğü'den olan insanlarla son dakikada anlaşınca, yayının son 10 dakikayı kaybettik. | Open Subtitles | كأغنيتنا الاخيرة في العرض ولكننا خسرنا اخر 10 دقائق من البث عندما وصل المركز لاخر ثانية متفق عليها |
Bu mesajı 30 dakika önce aldık ama görüntü akışı sağlam değil. | Open Subtitles | تلقينا هذا منذ 30 دقيقة و لكن البث لا يمكن الإعتماد عليه. |
Sonra babam tvde canlı yayında pantolonu düştü ve seçimi kaybetti. | Open Subtitles | وهكذا تخلى أبي عن سرواله على البث المباشر وخسر الإنتخابات |
Yayınınız 60 saniyeliğine kesilecektir. Bu yayın izlenemez, durdurulamaz... | Open Subtitles | البث سينقطع بعد ستين ثانية بالضبط لايمكنتعقّبهاأوإيقافها.. |
Sakura TV yayınını durdurdu. Lütfen polisin dediğini yapın. | Open Subtitles | تلفزيون ساكورا أوقف البث ، طوعاً لإرادة الشرطة |
Şunu farkettik, insanlar önem veriyor, insanlar bilmek istiyor - yayınımızı Internet aracılığıyla takip ediyorlar. | TED | لأننا اكتشفنا أن الناس يبالون ويريدون أن يعرفوا. فھم يستقبلون البث عبر موقعنا الإلكتروني. |
Bir son dakika haberini vermek için yayınımıza ara veriyoruz. | Open Subtitles | قطعنا البث المنتظم بالمواعيد الخاص بك من أجل هذا التقرير الخاص |
Gelecek yayınımız Ayda Fra Mauro'dan olacak. | Open Subtitles | البث القادم سيكون من فرا مورو في القمر |