Ama dün onunla öğlen yemeği yediğimde Dışişleri Bakanlığı'nın protokol tutkusu hakkında, o da yaklaşık sizin gibi konuştu. | Open Subtitles | لكن عندما تناولت الغداء معه البارحة كان يقول مثل ما تقول تقريباً عن البروتوكول المتبع في مكتب العلاقات الخارجية |
Senin de imzan olmadan işlem yapılmaması protokol gereği gerçi ama... | Open Subtitles | على الرغم أنّه ليس البروتوكول المتّبع لنمضي قدماً من دون توقيعكِ، |
Kendini tutsak alanlara verdiği güvenlik protokolü Savunma Bakanlığı tarafından geliştirildi. | Open Subtitles | البروتوكول الأمني الذي أعطاه لمحتجزيه تم تطويره من قبل وزارة الدفاع |
Dr. Lazarus, umarım protokolü ihlal etmiyorum, ama ben tevazu ile yanınızda bulunuyorum. | Open Subtitles | دكتور لازاروس آمل أنى لا أخرق البروتوكول أنا أشعر بالضآله وأنا أقف فى وجودك |
protokole göre kutu çift sayılı ise üstü kırmızı olmalı. | TED | يذكر البروتوكول أنه إذا وسِم صندوقٌ ما برقمٍ زوجي، عندها يجب أن يكون الغطاء أحمر. |
Bu sayede protokol dışına çıkıp beni uyandırdığın için sana bağırmam. | Open Subtitles | بهذه الطريقة لن أقوم بالصراخ عليك بسبب مخالفة البروتوكول و إيقاظي. |
protokol gereği yapamaz. | Open Subtitles | أوه، انه لا يمكنه أن يفعل ذلك. البروتوكول يتطلب ذلك |
Nöbetçi! Bu protokol droidi işimize yarayabilir. | Open Subtitles | أيها الحارس، ربوط البروتوكول هذا قد يكون مفيداً. |
Burada protokol 563'ün insan deneyinin ilk bölümüne katılmaktasınız. | Open Subtitles | أنتم هنا للمشاركة بأول جولة من التجارب على البشر من البروتوكول 563 |
protokolü uyguluyoruz Ira. protokol diye bir şey hatırlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | نحن نتبع البروتوكول العسكرى يا آيرا ،ألا تذكره؟ |
O halde, burada protokol nedir, Bay Olyphant? | Open Subtitles | إذا, ما هو البروتوكول الذى سيتبع هنا سيد أوليفان؟ |
Anahtarlar sık sık el değiştirir ve ilk kez kullananlar bazen protokolü karıştırırlar. | Open Subtitles | غالبا يتم تمرير المفاتيح والمستخدمين الذين يتعاملون معنا لأول مره تنتابهم أحيانا عدم الثقه فى البروتوكول |
Kızgın çünkü kimse ona ölmediğimi söylemedi ve protokolü izledim. | Open Subtitles | -لأنّ أحداً لم يخبرها أنني مُتّ -وكنتُ أتّبع البروتوكول فحسب |
protokolü çiğnediğim için bana kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك منزعج لأنني خالفت البروتوكول |
protokole saygı göstermeliyiz. Her şey çözülebilir. | Open Subtitles | إحترموا البروتوكول ليست مسؤوليتكم حلّ جميع المشاكل |
protokole göre önce DNA için kan testi yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | البروتوكول يقول أنه ينبغي علي تحليل الدم من أجل الحمض النووي أولاً |
Hiç de bile tabii yasal protokole uyduğunuz sürece. | Open Subtitles | على الإطلاق طالما تتبعون البروتوكول القانوني بشكل لائق |
Önemli olan tek şeyin evrak işleri ve protokolün olduğu medikal bürokrasi dünyasına hoş geldin. | Open Subtitles | مرحبًا بيروقراطية الطب الحديث حيث أن الأمر الوحيد المهم هو ما بالورق وأتباع البروتوكول |
Şimdi gideceğim. Görev sonrası protokolünü delmek istemedim. Doğru mu, Albay? | Open Subtitles | سأذهب الان , لم اكن ارغب فى تفويت البروتوكول الخاص للمهمه |
Tam zamanı olduğunu düşündüğümüz ve paçayı kurtaracağımızı bildiğimiz için kurallara karşı gelemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا انتهاك البروتوكول لأننا نعتقد .أن ما نفعله صحيحاً ونتوقع الفرار بهذا |
Ve kesinlikle hakaret etmek de istemeyiz. Yani protokole bağlı kalmamızı öneriyorum. Protokolden yanayım. | Open Subtitles | وبالتأكيد ليست إهانة لذلك أقترح أن نحترم البروتوكول |
Kadınların anti-depresan ve hormon ilaçları kullanması kararlaştığında medikal Kurallar, onların her 3 ayda doktor tarafından | TED | عندما يوصف للمرأة أدويه مثل مضادات الاكتئاب أو الهرمونات ، يحتم البروتوكول الطبي متابعة مع الطبيب كل 3 اشهر |
Yine de araştırmacı kuralları izliyor ve yeniden başlatıyor. | TED | ومع ذلك، فقد قرر الباحث اتباع البروتوكول وقام بإعادة تشغيل الجهاز. |
Protokoller bunu önlemeliydi, dedi. Senin aşabileceğin Protokoller. | Open Subtitles | و قال أيضاً، أن البروتوكول كان عليه منع حدوث ذلك، بروتوكول كان بإمكانك إقافه. |
Büyük liderler, bazen savaşta protokolleri es geçmek zorunda olduklarını bilirler efendim. | Open Subtitles | القادة العظماء تعرفهم في المعركة في بعض الأوقات يجب عليك أن تضطر لكسر البروتوكول سيدي |
Tamam o zaman, bugün standart protokolle zaman harcayamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا إضاعة المزيد من الوقت على البروتوكول المعيارى اليوم |
Ajan. İç kaynaklı güvenlik ihlallerinden sonra protokolde değişiklik oldu. | Open Subtitles | حضرة العميل، هناك تغيير في البروتوكول بعد الخروقات الأمنيّة من الداخل. |
protokol, protokoldür efendim. | Open Subtitles | البروتوكول هو البروتوكول، يا سيّدي. |
Bu yüzden zırhlı araç şirketi protokollerini değiştirip araca üçüncü bir kişi koydu. | Open Subtitles | لذلك السبب شركةُ السيارة المدرعة غَيرت البروتوكول الخاص بها فوضعت رجلً ثالث داخل السيارة |