Seninle konuşmam gerekenlerin bu kadar olmasını isterdim. | Open Subtitles | أتمني، لو كان هذا هو كل ما أود التحدث معك بشأنه |
Seninle konuşmam gereken başka bir şey daha var. | Open Subtitles | ثمة شيئاً أود التحدث معك بشأنه. |
Sadece Seninle konuşmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | لدي شيء اود التحدث معك بشأنه |
seninle konuşmak istediğim kişisel bir durumum var. | Open Subtitles | أكل شيء بخير؟ هناك أمر شخصي أود التحدث معك بشأنه. |
Ben böyle iyiyim, teşekkürler, doğruyu söylemek gerekirse seninle konuşmak istememin tek sebebi kan bankası değil. | Open Subtitles | أنا بخير شكرًا وللأمانة بنك الدم ليس السبب الوحيد الذي أردت التحدث معك بشأنه |
Dinle, seninle konuşmak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | اسمع، هناك أمر أرغب في التحدث معك بشأنه. |
- Kik mi dedin? Evet. Aslında seninle onun hakkında konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | نعم ، فى الواقع ، لقد كنت أريد التحدث معك بشأنه |
Seninle konuşmam gerekn bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء اود التحدث معك بشأنه |
seninle konuşmak istediğim bir şey var. Burada olmaz. | Open Subtitles | لدي شيئاً أُريد التحدث معك بشأنه |
İşte benim seninle konuşmak istediğim şey de bu. | Open Subtitles | ذلك الذي أردتُ التحدث معك بشأنه. |
seninle konuşmak istedikleri bir iş var. | Open Subtitles | و هم مهتمون في التحدث معك بشأنه |
Eric, seninle konuşmak istediğim bir şey var. | Open Subtitles | إيريك " هناك أمر أريد التحدث " معك بشأنه |
Bak, seninle konuşmak istediğim bir konu var. | Open Subtitles | أستمع، هناك شيء أود التحدث معك بشأنه. |
Dino seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة , "دينو" لديه أمر يريد التحدث معك بشأنه |
Biliyor musun, seninle onun hakkında konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | كنت أنوي التحدث معك بشأنه |