| Aşırı kontrol etmeye çalışıyorsun, bu yüzden geriliyor ve hedefi kaçırıyorsun. | Open Subtitles | لو حاولتِ التحكّم به أكثر ممّا ينبغي، ستتصلّبي وستفقدين دقّة التصويب |
| Yaptıklarını ve arkadaşlarını kontrol etmek istedim, çünkü güvende olmanı istiyordum. | Open Subtitles | لذا حاولت التحكّم بما تفعلين وبمن ترين لأنني أردت إبقاءكِ بمأمن |
| Ajandam, e-postalarım, bütün her şeyim, örneğin doğum kontrol hatırlatıcım. | Open Subtitles | فيهِ تقويمي، بريدي الالكتروني. و جميعُ برامجي، كتنبيه التحكّم بالانجاب. |
| Dakikalar dolduğunda Görev kontrolü emri verdi. | TED | فقام مركز التحكّم بإعطاء الأمر مُوفراً بعض الدقائق. |
| Binaya giren ve binadan çıkan tüm aramaları kontrol edebilirsin yani. | Open Subtitles | إذاً هل يمكنك التحكّم بالمكالمات.. التي تدخل و تخرج من المبني. |
| Bundan sonra, biz sadece, biliyorsunuz , durumu kontrol etmek için endişelendik. | Open Subtitles | بعد ذلك ، كنّا فقط تعلم ، قلقين بشأن التحكّم في الوضع. |
| Beni o evin içinde tutarak hastalığı kontrol altında tutabileceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرّف و كأنه بإمكانك التحكّم بهذا بإبقائي محبوسة داخل المنزل |
| Aşağıdaki resim vücut hareket etmeyi durdurduğunda ve hayvan robotik bir araç ya da sayısal bir avatarı kontrol ettiğinde ne olduğunu gösteriyor. | TED | الصورة في الأسفل تكشف ما يحدث عندما توقّف الجسم عن الحركة و يبدأ الحيوان في التحكّم بأداة روبوتية أو آفاتار رقميّ. |
| Bilgisayarlarımızdaki ve görev kontrol ekranlarımızdaki saatlerin yeterli olacağını düşünmüştük. | TED | صحيح؟ فكّرنا، حسناً، فقط سنضبط الوقت على حواسيبنا وعلى شاشات التحكّم بالمهمات، وسيكون هذا كافياً. |
| Ve bu yaşa kadar, hareketleri kontrol etme kapasitesinde dikkat çekici bir evrim görüyoruz. | TED | وفي هذا العمر نلحظ تطوّرا رائعا في قدرته على التحكّم في الحركة. |
| Ancak sizi uyarmalıyım beraberinde getirdiği bir detay var, çünkü daha çok kontrol daha çok sorumluluk demek. | TED | ولكن يجب أن أحذركم أنّ هذه الطريقة لها بعض المتاعب الخفيّة، لأن تزايد القدرة على التحكّم يعني أيضاً تزايد المسؤوليّة. |
| Endişeyle karışık bir huzur kaplamıştı içimi o yüzden yaşana an, kontrol edilmez bir hale bürünmüştü. | Open Subtitles | نوع من السلام اجتاحني, مع مزيج من الخوف لعجزي عن التحكّم باللحظة. قصّة ساحرة, |
| Benim sorduğum, eğer Akira'nın ki gibi bir güce kavuşursa, bu tip bir gücü biz kontrol edebilir miyiz? | Open Subtitles | انا سألت ذلك لوهو لجأ الى الخارج سيملك قوة مشابه لاكيرا انت قلت ذلك، ارجوا أن نتمكّن من التحكّم به؟ |
| kontrol edebildiği şahane bir güç değil bu başına gelen şey yüzünden oldu. | Open Subtitles | هذه لم تكن القوّة العظيم التي تستطيع التحكّم بها هذاشئفعلهلها أحد .. |
| Doğum kontrol yöntemi değildir. | Open Subtitles | هذه لن تكون طريقتكِ الإعتيادية في التحكّم بالحمل. |
| kontrol konsoluna güç ver. Valf kapağına baypas yap. | Open Subtitles | حُول مفتاح التحكّم فى ضرب النّار للاولِى |
| Kimse paranı nereye harcadığını kontrol edemez. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه التحكّم في الطريقة التي تنفق بها أموالك |
| Apollo 11'in inişi astronotlar, Görev kontrolü, yazılım ve donanımın hepsinin entegre bir sistem olarak birlikte çalışmalarıyla alakalıydı. | TED | نجحت رحلة المركبة أبولو 11 بفضل عمل رواد الفضاء ومركز التحكّم والبرمجيات والأجزاء الصلبة للحاسوب التي عملت كنظام متكامل. |
| Ama acil bir durumda Uzaktan kumanda da sorun olabilir. | Open Subtitles | . لكن في الطوارئ هناك جهاز التحكّم عن بعد |
| Hasta bağırsak kontrolünü kaybetti. | Open Subtitles | فقد المريض التحكّم بأمعائه ممّا يعني أنّنا كنّا مخطئين بشأن المتلازمة |
| Yani temel olarak tamamen kontrolün altında olacak dördüncü bir yönetim kurulu üyesi ayarlaman gerekiyor. | Open Subtitles | إذاً، يجبُ عليك أن تجد عُضواً رابعاً، يمكنك التحكّم به. |
| Saat gece yarısı 1'de ateşleme sistemini kapatan bir yeniden başlatma komutu almış. | Open Subtitles | لقد استقبل أمراً من النظام بإعادة التشغيل الذي أتلف جهاز التحكّم في الساعة الواحدة صباحاً. |
| Sopanın başka bir çeşidini tutmayı öğrenme vaktin. | Open Subtitles | حان الوقت لتتعلّمي التحكّم بعصا مِنْ نوع آخر |
| Olmaz. Tüm kapilar bilgisayar kontrollü. | Open Subtitles | مُستحيل، جميع الأبواب يتمّ التحكّم فيها بواسطة الحاسوب. |
| Artık helikopteri ben uçurmuyorum. Tüm kontroller arızalandı. | Open Subtitles | لم أعُد أحلّق بالطائرة، لقد كُسرت وحدة التحكّم. |
| Saldırgan ortam kontrollerine girdi, güvenlik protokollerini kilitledi ve gazı açtı, tüm bunlar imkansız olmalıydı. | Open Subtitles | تمكّنوا من اختراق بيئة نظام التحكّم وعطّلوا بروتوكولات الأمان ومِن ثمَّ أطلقوا الغاز هذا مستحيل عادةَ |
| Sana söylemiştim, hiç kimsenin ölüm anından sonra gücü yoktur. | Open Subtitles | لقد أخبرتكَ : لا أحد يمكنه التحكّم في ساعة الموت |
| Erkekler, Uzaktan kumandayı kesinlikle kadınlardan çok kullanıyor. | Open Subtitles | الرجال يضغطون على جهاز التحكّم أكثر من النساء |
| Evet, ya da birisi Uzaktan kumandayla kapıyı açmıştır. | Open Subtitles | نعم، الذي أو شخص ما نشّط جهاز التحكّم عن بعد. |