Ponpoko'nun 32. yılının sonbaharında coşkulu bir taş-kağıt-makas oyunu ile usta dönüşüm eğitmenleri toplamaya gidecek temsilcilerin seçimi yapıldı. | Open Subtitles | بخريف العام 32 من سنة بومب وك الممثلين الرسمين لمنظمة التحول تم اختيارهم عن طريق لعبة ورقة حجر مقص |
Bir talimat gönderiyorsunuz duyusal geri dönüş alıyorsunuz, ve bu dönüşüm vücut fiziği ve duyu araçlarınız tarafından yönetiliyor. | TED | تقوم بإرسال أمر بها، فتحصل على ردود الفعل الحسية، ويخضع هذا التحول إلى فيزياء جسمك ولأجهزتك الحسية. |
Başlayalım öyleyse; çünkü Afrika, bir dereceye kadar, bir dönüm noktasındadır. | TED | لذلك دعونا نمضي لأن أفريقيا، إلى حد ما، تمضي نحو التحول. |
İnsan ve hukuk arasındaki bu ilişkideki değişim doğru olan şeydir. | TED | هذا التحول في العلاقة بين الناس والقانون هو ما يجب عمله. |
Bugün, kapsamı ve ölçeği Sanayi Devrimi ile kıyaslanabilecek bir ekonomik dönüşümün görüldüğü bir çağdan geçiyoruz. | TED | اليوم ، نحن نعيش خلال عصر التحول الاقتصادي المماثل في حجمه و نطاقه للثورة الصناعية. |
Birkaç sene önce, dijital ortama geçiş yapmak isteyen bir bankayla çalışıyordum. | TED | قبل عدة سنوات، كنت أعمل في بنك، أراد الشروع في التحول الرقمي. |
Bunlar bizim oynadığımız riskler ve bu nedenle, ikinci dönüşümü yapmak zorundayız, iklim dönüşümünü. Ve düşük karbon ekonomisine geçmeliyiz. | TED | هذه الرهانات التي بين أيدينا، ولهذا علينا القيام بالتحول الثاني، التحول المناخي، والانتقال إلى اقتصاد منخفض الكربون. |
WK: Bana göre biz Arap dünyasında çok önemli bir şeyi keşfettik, İnsanların önem verdiğini, insanların bu değişimi ciddiye aldığını. | TED | و خ: أعتقد أننا اكتشفنا أمرا في غاية الأھمية في العالم العربي، وھو أن الناس يھتمون بھذا التحول العظيم، |
Bu dönüşüm inanılmaz. Bunu tasarım okullarında sürekli görüyoruz. | TED | هذا التحول مدهش فقد أصبحنا نراه دائما في المدرسة. |
Bu dönüşüm binlerce çizimden biri ve bilgisayar resimlerindne gerçekliğe. | TED | مرة أخرى، التحول من واحد من العديد من آلآف من الرسومات وصور الكمبيوتر إلى أرض الواقع. |
Hayatımın çalkantılı zamanlarında, bildiğiniz üzere şu anda olduğu gibi, çetin uğraşlar ve dönüşüm ateşinde kavruluyorum, hepimizin hâli böyle aslında. | TED | وكما نعرف , عندما أمر بأوقات عصيبة كما أنا الآن مع مسرحية "البوتقة" ونار التحول وهو ,في الواقع, ما تفعلوه جميعكم |
Herhangi biri bir dönüşüm geçirebilir eğer olabilmesi için bir ortam yaratırsak. | TED | أي شخص يمكنه التحول إذا هيئنا الظروف المناسبة لحدوث ذلك. |
Kişisel dönüşüm güçlendiricidir, enerji vericidir, hatta canlandırıcıdır. | TED | التحول الذاتي يعطي القوة، كما أنه منشط ومبهج. |
Ama çok farklı bir duygusal yer kaplayan değişik bir çeşit dönüşüm türü daha var. | TED | ولكن هناك نوع آخر من التحول الذي يحتل جزء عاطفي مختلف تماماً. |
Bu akım için sürekli bir dönüm noktası deniliyor, hatta bir hesap sorma dönemi. Ama ben bazı günler tüm kanıtların aksini işaret ettiğini hissediyorum. | TED | هذه الحملة تلقب بلحظة نقطة التحول أو حتى نقطة تصفية الحساب. لكني بعض الأيام أشعر بأن الأدلة تشير نحو الاتجاه المعاكس. |
Shoukichi, henüz değişim sanatını tam öğrenememiş olan rakunların moralini düzeltmek istedi. | Open Subtitles | لا, شوكيجي اراد ان يرفع معنويات الراكون الذين لم يتقنوا فن التحول |
Fakat dönüşümün ikincisi olan iklim değişimi için yapılacakların kararını vermek zorundayız. | TED | لكن التحول الثاني، التحول المناخي، فعلينا أن نقرر ما سنقوم به. |
Yağmur mevsiminden kurak mevsime önemli bir geçiş başlamak üzere. | TED | إذ سيحدث التحول الكبير من موسم الأمطار إلى موسم الجفاف. |
Dünyadaki bu ciddi dönüşümü görebilirsiniz. | TED | يمكنك أن تلاحظ التحول الجذري الذي حدث في العالم. |
Bu proteini bloke etmek için bütün bu testleri uyguladık ve yansıda görebileceğiniz bu büyük değişimi gözlemledik. | TED | فأجرينا كل هذه الإختبارات لتثبيط هذا البروتين .و رأينا هذا التحول الهائل |
Ve bunun altında ki mutasyon oranını gösterdim. | TED | وفي الاسفل من هنا, أبيّن مُعدل التحول في البيئة |
Sadece bitki vakumu mutasyonu engelleyebilir ve hiçbir şey bu doğal olayı tersine çeviremez. | Open Subtitles | وأدع إمتصاص النبات يتمكن من منع التحول لكن لا شيء يمكن أن يعكس الظاهرة |
Ya biz de Jeremy gibi dönüşmeye zorlanırsak? | Open Subtitles | ماذا لو اجبرنا على التحول كما حصل مع جيرمي؟ |
Elbette, bazı dişi rakunlar insan erkeklerine dönüşmek istediler. | Open Subtitles | طبعا , بعض الراكون الاناث اراد التحول الى ذكور البشر |
Buna materyalleri belirli düşünceler... doğrultusunda dönüşüme... uğratma sanatıda diyebiliriz. | Open Subtitles | عندما نتحدث عن التحول فنحن نحوّل الأشياء إلى فن المواد و الأفكار تصنع التحويل |
Belki tahtaya kalkıp jeolojik başkalaşım üzerine bilginizle bizi aydınlatabilirsiniz. | Open Subtitles | وينورنا بمعرفته حول التحول الجيلوجي |
dönüşümden önce tüm sürüyü yeni ev partisine çağırdık. | Open Subtitles | نحن دعونا القطيع بأكمله لنحتفل بانتقالنا للبيت الجديد قبل التحول |
İstediğiniz şey, tek bir robotun birçok görevi yapabilmek için Şekil değiştirmesi. | TED | إن ما تريده هو نظام روبوتي واحد يمكنه التحول للقيام بمهام متعددة. |