Bazı ülkeler mayınlardan kurtulmaya çalışırken diğerleri bunların kullanımını artıryor. | TED | بينما تحاول بعض البلدان التخلص من الألغام الأرضية، يسعى البعض الآخر إلى زيادة استخدامها. |
Sonraki adım Sam-soon'dan kurtulmak. | Open Subtitles | الخطوة التالية.. هي التخلص من سامسون اين ميتشو؟ |
Bir sürü de polis var ama. Bu araçtan kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | بالاضافة للكثير من رجال الشرطة يجب علينا التخلص من هذه الأغراض |
Eğer bir cinayet silahından kurtulmam gerekseydi, ondan nerede kurtulmak isterdim, varsayalım ki? | Open Subtitles | لو كنت أريد التخلص من سلاح جريمة أين يمكنني التخلص منه , نظرياً |
İşte burada çocuktan kurtulma isteğinin ortaya çıktığını açık bir şekilde görebiliyoruz. | Open Subtitles | يمكننا أن نرى بوضوح هنا فكرة التخلص من الطفل قد تطورت |
Duyarsızlıktan kurtulmalıyız, daha fazla insanı dahil etmeliyiz. | TED | علينا التخلص من حالة الخمول، علينا إشراك المزيد من الناس. |
Önce Manticore'daki başarılı bilim adamlarından kurtulmaya çalıştılar. | Open Subtitles | في البداية كانوا متخوفين من التخلص من عقول مانتيكور المخلصة |
Evet, ama hala son kurtardığım şeyden kurtulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أجل، ولكني مازلت أحاول التخلص من آخر شيء أنقذته |
Açıkçası, beş string teorisi birden çok fazla olduğundan, onların bazılarından kurtulmaya çalışabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | وفى الحقيقة,لأن خمس نظريات خيط كانت كثيرة فكرت أن أحاول التخلص من بعضهم. |
Frankie Stubbs'dan kurtulmak istiyorlar. | Open Subtitles | . و هم الاثنان يريدنا التخلص من فرانكي ستوبس |
Öncelikli görevleri, Amerika'dan ve NATO'dan kurtulmak. | Open Subtitles | مهمتم الرئيسية التخلص من أس شيء له علاقة بحلف شمال الأطلسي. |
İçindeki Haven'dan kurtulmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | انت تريد التخلص من هايفن في داخلك ؟ |
Bir sürü de polis var ama. Bu araçtan kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | بالاضافة للكثير من رجال الشرطة يجب علينا التخلص من هذه الأغراض |
Tek yapmamız gereken yarayı eksize edip ölü dokudan kurtulmamız. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله الآن هو التخلص من الانسجة السوداء |
Bunlardan kurtulmam gerek ama bana eskiyi hatırlatıyor. | Open Subtitles | ربما ينبغي عليّ التخلص من هاته الأشياء لكنها تجعلني اشعرُ بالحنين إلى الماضي |
Yani bu "Rachel'ın dokunduğu her şeyden kurtulma" satışı. | Open Subtitles | إذن هو معرض التخلص من كل شيء لمسته رايتشل |
- Ondan kurtulmalıyız demek, dangalak. | Open Subtitles | يعني التخلص منها أيها الغبي التخلص من السيارة؟ |
Sonra da şu azizlerin bir kısmından kurtul. Hazır elin değmişken Betty'nin şapkalarını da hallet! | Open Subtitles | وبعدها التخلص من نصف دستة اشياء القديسين |
Görünüşe göre cesetlerin atıldığı bölge onun için önemli. | Open Subtitles | من الواضح ان موقع التخلص من الجثث هام بالنسبة اليه |
İnsanlar korkmasın diye raporu yok etmek istediler ama ben buldum. | Open Subtitles | حاولوا التخلص من التقرير حتى لا يفزع العامة لكنّي حصلت عليه |
Beni buradan canlı çıkarmanın kolay olduğunu sanıyorsan bir de hayaletimden kurtulmayı dene. | Open Subtitles | لو فكرت من الصعب التخلص منى و انا حي حاول التخلص من شبحي |
Nasıl olabilirde katil kan izi bırakmadan kurtulabilir? | Open Subtitles | كيف يفعلها؟ كيف إستطاع القاتل التخلص من الدماء؟ |
Arkadaşı Chanel'den kurtulmak ya da onu sindirmek istedi. | Open Subtitles | أرادت التخلص من صديقتها شانيل أَو تخيفها. |
Ruslar nükleer silahları mümkün olduğunca çabuk elden çıkarmak isteyecektir. | Open Subtitles | الروس سيريدون التخلص من قضبان الوقود النووي بأقرب وقت |
Bir dahaki sefere bir aleti atmak üzere olduğunuzda, atmayın | TED | في المرة القادمة اذا أردت التخلص من جهاز لا ترمه |
Kaçırılma ve atılma alanlarını inceledim. | Open Subtitles | لقد رسمت مخطط لمناطق الاختطاف و مناطق التخلص من الجثث |