| Sonra genç bir anne kaçırıldı ve nerdeyse bir sunakta kurban edilecekti. | Open Subtitles | من ثم هناك والدة شابّة تم اختطافها وكانت التضحية ستتم في المذبح |
| Size yalvarıyorum, Mary daha çok genç. kurban edilmesini gerektirecek hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | إننا نتوسل إليك، مارى صغيرة للغاية إنها لم تفعل شيئا يستحق التضحية بها |
| feda edebileceğim en değerli şeyin kendi sesim olduğunu anladım ama bundan uzun zaman önce vazgeçmiş olduğumu fark etmemiştim. | TED | حسبت أن أثمن ما أستطيع التضحية به هو صوتي، لكن كان وكأنني لم أدرك أني تخليت عنه منذ زمن طويل. |
| -Oğul ve kızlarını feda etmeden yapamıyoruz. -Neden gelenek yüzünden mi? | Open Subtitles | دون التضحية بأبنائهن وبناتهن والآن نقرر بأننا لن نفعل ذلك ولماذا؟ |
| Massapequa'dan altı çocuk... hepsi de şeref, görev ve fedakarlık kelimelerinin anlamını biliyordu. | Open Subtitles | ستة اولاد من ماسابيكا و كلهم عرفوا معني الشرف و الواجب و التضحية |
| Ustalık sanatınız için fedakârlık yapmaktır, kariyerinizi inşa etmeniz için değil. | TED | إن التفوق هو عن التضحية في سبيل مهنتك و ليس من أجل إعطاء مهنتك شكلاً. |
| Haddimi aşmazsam eğer taç giyme töreniniz için bu cadıları kurban edebilir miyim? | Open Subtitles | و أنا أفترض أن هذه الساحرات هم التضحية البشرية المتطلبة لنتابع تتويجك ؟ |
| Sadece Filozof Taşı'nı yapmak için tüm bir şehir halkının yaşamlarını kurban etmek seni insanların intikam almak isteyeceği biri yapacak. | Open Subtitles | التضحية بحياة جميع سكان هذه المدينة فقط من أجل صناعة حجر الفلاسفه سوف يجعلك الشخص الذي يريد الناس أن ينتقموا منه |
| İçgüdülerim bana Başkan kötü bir karar verdi diye demokrasiyi kurban edemeyeceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | ..وغريزتي تخبرني انه لايمكننا التضحية بالديمقراطية فقط لان الرئيسة قد اتخذت قرار خاطي |
| Ama dolunay altında onu kurban etmek doğru, öyle değil mi? | Open Subtitles | ولكن التضحية بها عند اكتمال القمر , أمر لا بأس به؟ |
| Bu dinler doğrudan insan kurban talep etmezler, sadece hayvan isterler. | Open Subtitles | لا احد من هذه الاديان يدعو الى التضحية البشرية حيوانات فقط |
| Oğullarımı korumak için onlarla olan bağımı feda etmem de garip bir rastlantı. | Open Subtitles | و السخرية من التضحية بعلاقتي مع أبنائي لانقاذ الآخرين لم أنسى هذا بعد |
| Oğullarımı korumak için onlarla olan bağımı feda etmem de garip bir rastlantı. | Open Subtitles | و السخرية من التضحية بعلاقتي مع أبنائي لانقاذ الآخرين لم أنسى هذا بعد |
| Sahip olduğun herşeyi feda edebilmeli ve kendi tutkularını gerçekleştirebilmek için güce dönüştürebilmeliydin. | Open Subtitles | أحلامك هي شيء كنت تضطر إلى التضحية بكل شيء من أجل وتحقيق لنفسك. |
| Çabucak bir zevkle baştan çıkarılmak Alışık olmayan için çok zor fedakarlık. | Open Subtitles | إنه فقط الإغراء بالسعادة السريعة الذى كان قويا لدرجة يصعب التضحية بها |
| Bu senin için asil bir fedakarlık meselesi, değil mi? | Open Subtitles | هذه كلّ شيء عن التضحية النبيلة بالنسبه لَك، صح ؟ |
| Sen işini yaptın, yeterince fedakarlık ettin bırak artık başkası gitsin. | Open Subtitles | لقد فعلت عملك، أنت جميلة التضحية والسماح لشخص آخر يكون الذهاب. |
| Dikkatlice dinle beni. Artık fedakârlık sırası sende. | Open Subtitles | اسمعينى جيدا انه الان دورك لتقدمى التضحية |
| Bu teşkilatın kutsallığı, bazı kişisel özgürlüklerden fedakârlık gerektiriyor. | Open Subtitles | قداسة هذه الوكالة تتطلّب التضحية بعض الحريات الشخصية. |
| Babamın mutluluğu için, böyle küçük bir fedakarlığı nasıl yapmam! | Open Subtitles | لأجل سعادته، هل أنا لا يمكنني تقديم هذه التضحية الصغيرة؟ |
| Yani, köpek ne yapılması gerektiğini biliyordu ve en büyük fedakârlığı yapmaya hazırdı. | Open Subtitles | لذلك علم الكلب ما الذي عليه فعله وكان على استعداد لتقديم التضحية الكبرى |
| Cadı fedakarlığın gerçek anlamını bilseydi Derin Sihir'i farklı algılayabilirdi. | Open Subtitles | الساحرة عرفت المعني الحقيقي من التضحية لكنها لم تعرف معني السحر العميق |
| Bu, sırf bizim burada olabilmemiz için neredeyse ailelerimizin tamamında olan fedakârlığın büyüklüğü. | TED | هذا هو حجم التضحية التي كان يجب أن تحدث في جميع عائلاتنا تقريبًا فقط لنكون هنا. |
| Elbette, izlediğim yol bazı fedakârlıklar vermemi gerektirdi. | Open Subtitles | بالطبع، دفعني وازعي الأخلاقي للتردّد أمام حجم التضحية المطلوبة |
| Tabi ki bir takım fedakarlıklar yapmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | أعني ، نعم يجب علينا أن نقدم بعض التضحية |
| Güvende hissetmek için özel hayattan biraz fedakarlığa değer. | Open Subtitles | من المؤكد أنّه يستحق التضحية ببعض الخصوصية لتشعر بالأمان |
| Galibiyet için özveri gerekliydi. | Open Subtitles | التضحية كانت ضرورية لأحراز النصر |
| Bu hikayeyi uydurup, kendi hayatınızdan fedakarlıkta bulunmadığınızı nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف نتأكد أنك لا تختلق ما تقول حتى لا تقوم بهذه التضحية بنفسك؟ |
| Yerine, biriniz için mutabık olunmalı adak olarak yarın yerini alacak. | Open Subtitles | وبدلاً من ذلك، فواحد من بينكم .لابد وأن يوافق على أخذ مكانه غداً في التضحية |
| Yani Kurbanı tamamlamak için hâlâ bir kadına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | هذا يعني بأنهم ما زالوا يحتاجون إلى امرأة لإكمال التضحية. |