Dünya üzerinde bildiğimiz tüm yaşam sonsuza dek yok olurdu. | Open Subtitles | ستكون نهاية حياة كافة الأحياء التي نعرفها على الأرض للأبد |
Bugün bildiğimiz tüm parçacıkları alıp, var olan bir yapıya onları uyarlamaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | ما نسميه التماثلات نحن نأخذ كل الجسيمات التي نعرفها اليوم ونحاول أن نجمعهم |
Bunu yapmazsak ve Nazilerin eline geçerse bu bildiğimiz anlamdaki insanlığın sonu olur. | Open Subtitles | إن لَمْ نفعل ووجده النازيون فهذا سيعني نهاية الجنس البشري بالصورة التي نعرفها |
Sorun ise bildiğimiz gibi, her zaman iyi durumda olamazsınız. | Open Subtitles | المشكلة التي نعرفها كلنا أنك لا تخرج دائما بخير منها |
Şimdi, bu söylenenlerin ilki, herkesin bildiği gibi sıradışı, mükemmel planlanmış ve daha pek çok özelliği olan bir yerde olduğumuza dairdir. | TED | حسنا، أول الأمور التي نعرفها جميعا.. كأنه يشير الى تميز وجودنا وبأنه غير تقليدي.. ومناسب بطريقة فريدة وهلم جرا، و.. |
Ve üstelik buna zengin ülkelerden çok iyi bildiğimiz hastalıklar dahil değil. Kanser, kalp hastalıkları vs. | TED | وهذا من غير عدّ جميع الأمراض التي نعرفها جيدًا في الدول الغنية: السرطان، أمراض القلب وهكذا. |
Ve bu bildiğimiz bütün farklı risk faktörlerinin değişmesi için fazla kısa bir zaman dilimi. | TED | وهذه للفترة قصيرة جداً لعوامل المخاطرة المختلفة التي نعرفها لتتغير |
En iyi bildiğimiz teori ise Darwin'in doğal seçilimi. | TED | تلك التي نعرفها جيدًا هي نظرية الاختيار الطبيعي لداروين. |
Bugün bildiğimiz sağlık hizmetlerini değiştirebilir hastalıkları anlamamızı geliştirebilir ve birçok hayatı kurtarabiliriz. | TED | هذا يمكن أن يغير العناية الصحية التي نعرفها اليوم، ويحسن فهمنا للأمراض المزمنة ويحافظ على العديد من الأرواح. |
Fakat mezarlık olarak bildiğimiz yerlerin çoğu, çok daha yeniler. | TED | غير أن أكثر المقابر التي نعرفها ليست قديمة جداً. |
Fakat o bugün bildiğimiz Avrupa değil. | TED | ولكن هذه ليست نفس أوروبا التي نعرفها اليوم. |
Eşsiz kimyasal ve fiziksel özelliği sebebiyle su, bildiğimiz kadarıyla tüm yaşamlar için kesinlikle gereklidir. | TED | فبسبب خصائصه الكيميائية والفيزيائية الفريدة، يُعد الماء ضروريًا للغاية من أجل جميع أشكال الحياة التي نعرفها. |
Buradaki fikir, bugün bildiğimiz tüm parçacıkların ipte farklı harmonikler olduğu. | TED | فكرة أن كل الذرات التي نعرفها اليوم هي مجرد نغمات على ذلك الوتر المهتزّ. |
Bu karanlık enerji bildiğimiz diğer maddeler gibi davranmaz ve daha çok yerçekim karşıtı bir güç olarak davranır. | TED | هذه الطاقة المظلمة لا تتصرف كأيٍ من العناصر التي نعرفها على الإطلاق وتتصرف بشكل أكثر كقوة مضادة للجاذبية . |
Ancak onlar problem çözme, gözlemleyerek öğrenme ve hatta diğer bazı hayvanlardan bildiğimiz üzere araç kullanma yeteneğine sahiptirler. | TED | إلا أنّ لديه القدرة على حل الألغاز. والتعلم من خلال الملاحظة واستخدام الأدوات أيضاً، تماما كالحيوانات الأخرى التي نعرفها |
Bunun sonucunda da ortaya içilebilir bir çözeltiye dönüşebilen ya da bugün bildiğimiz katı çikolatayı üretmek için kakao yağıyla karıştırılabilecek bir toz çıkmıştı. | TED | لتبقى البودرة التي يمكنُ مزجها في سائل قابل للشرب أو إضافتها لزبدة الكاكاو لإنتاج الشوكولاتة الصلبة التي نعرفها اليوم. |
Ancak bütün eksikliklerine rağmen bugün bildiğimiz fabrikalar bunlar. | TED | ومع هذا، مع كل أوجه القصور لديها تلك هي المصانع التي نعرفها اليوم |
Bisiklet bildiğimiz kadarıyla en etkili ulaşım aracı. | TED | الدراجة هي الأكثر كفاءة بين وسائل النقل التي نعرفها. |
Tamam, şu var ki, o, bizim ABD de bildiğimiz demokrasi ile tamamen aynı gözükmeyecek. | TED | حسناً، هناك شيء واحد، أنها لن تبدو متطابقة مع الديموقراطية التي نعرفها في الولايات المتحدة. |
Ama o olmaksızın, bildiğimiz haliyle evren var olamazdı. | TED | ولكن، بدونها، لما تواجد الكون بحالته التي نعرفها. |
Eğer şimdi buna karşı gelmezsem, hepimizin bildiği gibi, hayatta kalacak bir kuşak ve kilise olmayacak. | Open Subtitles | إن لم أضربها الآن فإن الكنيسة التي نعرفها لن تقوم لها قائمة لجيل كامل |