"الحبس" - Traduction Arabe en Turc

    • hapse
        
    • gözaltına
        
    • hücre
        
    • hücrede
        
    • hücreye
        
    • hapiste
        
    • hapsi
        
    • hapis
        
    • hapisten
        
    • gözaltında
        
    • kilitli
        
    • tutuklama
        
    • gözaltından
        
    • ceza
        
    • koruma
        
    Bir numara çevir ve onu hapse yolla. Uzun süreli olmasın. Open Subtitles افعلها , ضعه فى الحبس صعه فى الحبس ولكن ليس طويلا
    Memur bey, lütfen Bay Gambini'yi gözaltına alın. Kefalet 200 dolar olarak belirlenmiştir. Open Subtitles أيها الحاجب، من فضلك خذي السيد غامبيني إلى الحبس ستكون كفالته 200 دولار
    Riker Adası'ndayken hücre cezası çok ağırdı. TED عندما كنت في سجن جزيرة رايركرز، كان أسوأ شيء الحبس الانفرادي.
    Eşek şakası yapan ya da kavga eden, geceyi hücrede geçirir. Open Subtitles من يتحرش أو يتشاجر فى المبنى سيقضى ليلة فى الحبس الإنفرادى
    Mahkumlardan birini yaklaşık otuz defa bıçakladığım için tek kişilik bir hücreye kapatıldım. TED مرةً أخرى، ينتهي بي المطاف في الحبس الانفرادي لطعني سجينًا آخر حوالي 30 طعنة.
    Burada oturup bu boktan laflarını dinleyeceğime, hapiste çürürüm daha iyi. Open Subtitles أنا افضل الحبس على ان ابقى هنا واستمع الى هرائك هذا
    43 yılı hücre hapsi olmak üzere yaşamının büyük bir bölümünü parmaklıkların ardında geçirdi. Open Subtitles وقد قضى معظم حياته خلف القضبان، بما فيها 43 عاما من الحبس الانفرادي
    Bütün etkinliklerinden 20 yıl yasaklısın ayrıca da 6 yıl hapis cezan var. Open Subtitles لديك منع لمدة 20 عام من العمل بالإضافة إلى الحبس لمدة 6 سنوات
    - Uh, dünkü kovalamacada... şüpheli hapisten kurtulmak için bıçağı, bu pisliğin içine fırlatmış. Open Subtitles رمى المشتبه به سكاكين في هذا الطين في محاولة منه لتجنب الحبس
    Önceki hafta da zırhlı bir araç soygununu engelledik ve tüm zanlılar gözaltında. Open Subtitles وقبل ذلك بإسبوع محاولة الأعتداء علي شاحنة أمن وجميع المتهمين في الحبس
    hapse girdiğimi biliyorum. Bunu tekrarlamana gerek yok, tamam mı? Open Subtitles أعرف بأنني دخلت الحبس لست في حاجة بأن تذكريني، حسناً؟
    Sayın Bakan, beni hapse göndermek istediğini biliyorum. Open Subtitles سيدي الوزير أعلم أنك تريد أن ترسلني إلي الحبس
    gözaltına alınan 500'den fazla insan böyle elektrik verildikten sonra öldü. Open Subtitles أكثر من 500 شخص ماتوا في الحبس لدى الشرطة بعد صعقهم
    23 farklı eyaletteki 33 şehirden huzur bozan yaklaşık 3000 kişi gözaltına alındı. Open Subtitles مايقارب 3000 مخربين اخذوا الى الحبس من 33 مدينة في 23 ولاية مختلفة
    hücre cezası aslında insanı zihinsel, fiziksel ve duygusal olarak kırmak için dizayn edilmişti. TED قد تم تصميم الحبس الانفرادي في الأصل للتسبب في انهيار الشخص عقلياً، وعاطفياً و بدنياً.
    Ama ne hapistesin, ne de hücrede. Adı her neyse işte. Open Subtitles وها أنت خارج السجن أو الحبس الانفرادى أو أيا كان اسمه
    Bir gıcırtı çıkaran ilk kişiyi tek kişilik hücreye kapatacağım. Open Subtitles أول من سيبدأ بالثرثرة سأضعه فى الحبس الأنفرادى
    Onu çürüyene kadar hapiste tutacağım! Hayır, şuna ne dersin? Open Subtitles سوف أضعة فى الحبس حتى يتعفن لا , تحقق من ذلك
    Bu, bu, bu, 14 gün hücre hapsi! Kilitleyin! Open Subtitles هذا ,وهذا ,وهذا ضعهم يوما في الحبس الإنفرادي
    Bu sene üçüncü vukuatı, biz de ona katı hapis cezası verdik. Open Subtitles كان حادثه الثالث لهذا العام فوضعناه في الحبس الإنفرادي.
    Ama ben gelecek çarşambaya hapisten çıkmayacağım, değil mi? Open Subtitles لكنني لن أستطيع الخروج من الحبس بحلول الأربعاء، أليس كذلك؟
    Ama vicdanını rahatlatmak için önümüzdeki çok önemli günleri gözaltında geçirmek istiyorsan keyfin bilir. Open Subtitles لكن لو أردت أن تقضي أيامكَ المُتبقية في الحبس لتُرضي ضميرك، كُنْ ضيفي.
    Annen başkan olduğunda, kilitli oda kabulün baş şartı oldu. Open Subtitles الحبس كان حجر الاساس لطقوس الخداع عندما كانت امك الرئيسه
    Hatalı tutuklama, haksız gözaltına alma, görev başındaki memuru engelleme ve cinayet suçlamasıyla hakkınızda zabıt tutacağım. Open Subtitles سوفأعتقلكمبتهمةالإحتجاز، و الحبس الخاطئ وتعطيلشرطيفيالقيامبواجبه، و القتل
    gözaltından kaçtığını... ..ve gidip karını öldürdüğünü söylediler. Open Subtitles انهم يقولون بأنك هربت من الحبس وأنك قتلت زوجتك انهم يريدونك
    Bu yüzden hapishanelerde en çok korkulan ceza, yalnız başına hücreye kapatılmaktır. Open Subtitles لذا فالعقوبة الأكثر رعباً في السجن هي الحبس الانفرادي
    Bir telefon açacağım, bakalım seni koruma programına aldırabilir miyim? Open Subtitles أنا سأرى إذا أنا يمكن أن أضعك في الحبس الوقائي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus