"الزفاف" - Traduction Arabe en Turc

• düğüne
• düğünden
• düğünü
• evlilik
• düğünde
• düğünün
• Nikah
• düğünle
• düğündeki
• - Düğün
• düğününe
• evlenmek
• evliliği
• düğünler
• nikâh

düğüne az bir zaman kala bunu söylemem kendisini çok üzecektir.
ماعدا بأنّني أعرف ذلك ،لن يكون عدلا بالنسبة له مواصلة الزفاف

düğüne KADAR AİLEMİN EVİNDEYİM. TÜM DEĞERSİZ IVIR ZIVIRIN ODANDA.
ذهبتُ إلى والداي حتى يوم الزفاف كل نفاياتكِ في غرفتكِ

düğünden ve benimle aile olmaktan dolayı gerçekten strese girmişti.
كان فقط متوتراً جداً من الزفاف وبأن يكون عائلة معي.

Birkaç gün birlikte yaşadılar ve düğünü iptal ettiler. - Tanrım.
و لكنهما عاشا مع بعضهما ليومين و قررا بعدها إلغاء الزفاف

Erkekler evlilik tavsiyesinde bulunduklarında, kadınlar bir tek şey duyarlar.
النساء تسمع شيئاً واحداً فقط عندما يعظها الرجل بشأن الزفاف

ve sen yatakta olmalıydın, yarın ki düğünde dinç olmalısın.
يجب أن تكون في الفراش راحةً من أجل الزفاف غداً

Bu düğünün annemi son reddede gerdiği düşünülürse, çok iyi bir fikir olmayabilir.
ربما ليست افضل فكرة بأخذ الإعتبار أن الزفاف جعلت أمي في أقصى حالاتها

düğüne sırf havadan sudan konuşmayı sevmediğin için mi gitmek istemiyorsun?
انت لم ترغب لحظور حفل الزفاف معه لأنك لاتريد الحديث الصغير

O zaman cumartesi günkü düğüne gitmeme gerek yok sanırım.
أظنّ هذا معناه ليس عليّ الذهاب لحفل الزفاف يوم السبت

Umarım bakım evi düğüne katılmam için bana o gün izin verir.
أتمنى ان تسمح لي الممرضه أن أخرج من البيت حتى أحضر الزفاف

Bu beyanatı imzala, düğünden önce... eve gitmenize izin vereyim.
وقع هذا الاقرار و سادعك تعود لوطنك قبل حفل الزفاف

Ne de olsa yarın düğünden sonra tüm dedikodular duracak.
على أية حال غداً بعد الزفاف كُلّ ألسنة الكلام سَتَتوقّفُ

Oğlan önce çıldırmış gibi davranıyor ve düğünü iptal ediyor.
في الأول الولد تصرف بجنون و قام بإلغاء حفل الزفاف.

Sizin için çok önemliyse düğünü ileri bir tarihe alabiliriz.
يمكننا تأجيل موعد الزفاف إن كان الأمر يهمكِ بهذا القدر

- Pekâlâ. Hangisi için daha heyecanlısın? evlilik mi yoksa balayı mı?
حسناً، ما أكثر شيءٍ أنتِ مُتحمّسة له، حفل الزفاف أمْ شهر العسل؟

Gong Shil, sen hayalet yüzünden kırın dedin evlilik bozulsun diye demedin yanlış anlıyorlar değil mi?
غونغ شيل قلت ان يكسره من اجل الشبح لكن الناس ستسيء الظن و يقولوا انك تعمدتي الامر لالغاء الزفاف

En az 100 tane sarhoş kız olacak... bu geceki düğünde.
سوف يكون هناك مايزيد عن مائة بنت سكرانة فى الزفاف الليلة

Yemek yoktu. Ross düğünde "Rachel" dediği zaman, bunun tekrar olabileceğini düşündüm.
عندما ذكر روس اسم رايتشل في الزفاف توقعت انه سيحدث مرة اخرى

Ona yalan söyleyip düğünün olacağını davetiyenin de posta kutusunda olduğunu söyleriz.
حسناً ، يمكننا أن نكذب ونخبرها أن الزفاف موجود والدعوات في البريد

İzin ve kan testleri dışında her şey. Ve Nikah yüzükleri.
كل شيء حول الرُخص واختبارات الدم وخواتم الزفاف

Bilmem farkında mısın ama kusursuz düğünle ilgili fikrim değişip duruyor.
حسناً، ربما لم تلاحظ، لن فكرتي بشأن الزفاف المثالي مازالت تتغير

Birazcık daha az güzel olman o düğündeki diğer kadınlara bir lütuf.
إنه معروف لكل إمرأة أخرى في ذلك الزفاف أنكِ أقل جمالا بقليل.

Gelin kınası mı? - Düğün iptal olmadı mı?
الخنة الخاصة بالزفاف ، مازال الزفاف مستمر

Bu topraklar çok yakında bölgenin yıllardan beri görmediği kadar görkemli, gürültülü, dans dolu düğününe ev sahipliği yapacak.
الأكثر شيطانية، المجد الشرب والرقص الزفاف لم يحتفل ابدا في هذا الجزء الضائع من العالم

Ve Güzel, Canavar ile evlenmek üzere altara bağlanınca duyulan panik çok büyük oldu.
عظيم هذا الخوف اصابته الجميلة على مذبحة الزفاف المخيفة الوحش.

Ve sen de bu evliliği haber kanallarında herkese açıklayacaksın.
وعليك أن تعلن عن هذا الزفاف على جميع القنوات الإخبارية

düğünler oldukça sıkıcıdır, ve ben tek başıma sıkılmak istemiyorum.
لأن حفلات الزفاف مملّة جدا وأنا لا أريد السأم لوحدى

Açıklayıcı ya da belirtici retorik, mevcut durum hakkında bir bildirge sunar, tıpkı nikâh konuşması gibi.
الخطاب الاحتفالي أو التثبيتي الايضاحي الذي يُنتجُ بيانًا حول الوضع الراهن، كما في خطابات حفلات الزفاف.