O boğanın bir turist yerine heykelin peşinden gitmesi iyi oldu. | Open Subtitles | إنه أمر جيّد أن الثور ذهب خلف التمثال وليس السائح. |
Şuna bakın hele, Amerikalı turist unutu verildi. | Open Subtitles | هل ستنظر في ذلك السائح الامريكي المنسي تماماً |
turist planı devre dışı Nehirden geçsek ne olur? | Open Subtitles | خطّة السائح قد ألغيت ماذا لو عبرنا هذا النهر؟ |
Bu çok komik aslında. Bir turistin ayağını yakaladı ve... | Open Subtitles | أنهم مضحكون جداً لقد أمسك القرود برجل ذلك السائح |
Hükümet, turistler rahatsız olmasın diye bu evleri açık renge boyadı. | Open Subtitles | الدولة تدفع لهم قيمة الطلاء الزاهي، حتى لا يستاء السائح |
Dayaktan ölen Japon turistten ne haber? | Open Subtitles | وماذا عن السائح الياباني الذي ضرب للموت ؟ |
Hastanede iyleşmeye devam eden amerikalı turist Michael Woods | Open Subtitles | في مشفى جوهانسبرغ المركزي السائح الأمريكي مايكل وودز |
turist, sadece teknesinin yanındakilerin resmini çekmek için okyanusu aşanlardır. | Open Subtitles | السائح هو من يعبر المحيط ليصور نفسه بجانب قاربه |
Kızını annesini görmesi için Sofya'ya getiren Hintli turist Shivaay hala kaçak. | Open Subtitles | السائح الهندي الذي وصل الى صوفيا لكي تر ابنته امها ما زال في مشكلة كبيرة |
ama kazık yemeyen bir turist turist değildir.Öyle değilmi? | Open Subtitles | لكن السائح لا يسرق أليس حقا سائح |
Şu turist, kızın resmini çekiyormuş. | Open Subtitles | السائح كان يلتقط صورة هذه الفتاة |
Gözü dönmüş, silahlı bir adamın Avustralya'nın ücra köşelerinde turistleri avladığı iddialarına rağmen, İngiliz turist Paul Hammersmith önce Wolf Creek Bölgesi'ndeki bir dizi faili meçhul cinayette "olası sanık" olarak addedildi. | Open Subtitles | {\cH00ffff}على الرغم من دعاويه حول وجود صائد مُسلح للسيّاح ..في المناطق النائية الإسترالية إلا أن السائح البريطاني |
O zaman turist tarifesi alırsın. | Open Subtitles | إذن فإنّك ستحصل على سعر السائح. |
turist seyahat rehberinde yarın için ne var? | Open Subtitles | ما على السائح خط سير ليوم غد ؟ |
Neretva'ya gelen basit bir turist olayı değil bu. | Open Subtitles | إنه ليس فقط سؤال . . السائح (المار عبر (نرتيفا |
turist yüzünden. | Open Subtitles | بسبب ذلك السائح |
turist yüzünden. | Open Subtitles | بسبب ذلك السائح |
- turist gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر وكأنّني سائح - جزء من السائح - |
Bu turistin DNA'sını bulursam, | Open Subtitles | وأجد الحمض النووي لهذا السائح عليه |
Çünkü aslında dolar ile satılmaz, peso ile satılır. Buenos Aires'de. Çok akıllı Buenos Aires işportacıları oralardan geçen yabancı turistler için fiyat ayrıcalığını uygulamayı denediler. | TED | وتعني " إنه ليس دولار إنه بيسو - عملة مالية في الأرجنتين - " في بيونس آيرس قرر بائعوا الطرق خطوة ذكية بأن يمارسوا تميز في سعر المبيع بين إبن البلد أو السائح الذي يمر بغرينغو |
- Todd, Jerry gelmeden önce bu ayyaş turistten kurtulmalıyız. | Open Subtitles | (تود) ، علينا أخراج هذا السائح الثمل -قبل وصول (جيري ) |
Ve şunu söyleyeyim, Mikonos'un böyle soğuk kış günlerinde kalacak yer ve yiyecek arayan genç turistleri evine alır. | Open Subtitles | وأنا أُقول بأنّها يُمْكِنُ أَنْ تَتحمّلَ مثل فصولِ الشتاء هذه الباردةِ ميكونوز. السائح الشاب الذي يَبْحثُ عن ملجأِ و غذاءِ، |
Hayır, yöneticiler kapatmanın turistlerin güvenini sarsabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | كلا، لقد يشعر المشرفون أن ذلك سيؤثر على ثقة السائح |