Ben, doktorlar sağda solda golf oynarken tüm işi hemşireler yapıyor diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت انهم يقومون بكل الشغل عندما الدكاترة يلعبون الغولف في مكان ما |
O parasız işi bırakıp buraya taşınmaya ne dersin? | Open Subtitles | كيف تحب أَن تستلمى ذلك الشغل وتحركى النيكل هنا؟ |
Bugün oraya gitmem gerek yoksa işi kaybedeceğim. | Open Subtitles | يجب أن أكون هناك في الصباح وإلا فسأفقد الشغل |
Kahrolası teknedeki en kolay iş seninki ve hala beceremiyorsun! | Open Subtitles | لقد حصلت على الشغل الأسهل في السفينة وتخفق فيه ؟ |
Bu iş Iraklı birine ait olan oyuncak dükkanında hırsızlığı engellemekti. | Open Subtitles | الشغل كَانَ في مخزنِ لعبةِ عراقيِ الذي كَانَ يَتمنّى رَدْع السرقة. |
..aynı berbat işe doğru giden aynı metroyu yakalamakla geçiyor. | Open Subtitles | محاولة اللحاق بنفس قطار الأنفاق للوصول الى نفس الشغل السىء |
Sana söylemeyeceğim. Yaptığın işten anlayıp anlamadığını görmek istiyorum. | Open Subtitles | انا لن اقول لك اريد رؤيتك تبذل عناية على الشغل |
İşin benim için bu kadar değerli olduğunu hiçbir zaman anlayamamıştım. | Open Subtitles | أنا مَا قدّرتُ كَمْ الكثير الشغل قَصدَني. |
Bak, Ricci bu işi yapmak için, çok zeki olman gerekir. | Open Subtitles | انظر راتشي لعمل هذا الشغل يجب أن تكون ذكيا جدا |
Sanırım seni evine götürmeliyim. Bu işi daha sonra yapabilirsin. | Open Subtitles | سأوصلك إلى البيت بالسيارة ويمكن أن تعملي هذا الشغل في وقت آخر |
Bu yüzden bir oyunculuk işi çıkana kadar özel partilere servis yaparak para kazanabileceğimizi düşündük. | Open Subtitles | حتى يسلم الشغل بالوكالة نحن بأمكاننا جمع المال من عمل الحفلات الخاصة |
- Böylesine basit bir işi halledemedin mi? | Open Subtitles | أليس بالإمكان حتى ان تعمل مثل هذا الشغل البسيط؟ |
- Böylesine basit bir işi halledemedin mi? | Open Subtitles | أليس بالإمكان حتى ان تعمل مثل هذا الشغل البسيط؟ |
Ajan Mulder, 18 yıldır bu işi yapıyorum. | Open Subtitles | الوكيل مولدر، أكون على الشغل ل1 8 سنوات. |
Sanırım sapıksal eğilimleriniz varsa bu harika bir iş, ha? | Open Subtitles | أنا أخمن أن لديك أي ميول لهذا الشغل العظيم ؟ |
1979'da ilk ortak yazarlı iş gücü hukuku kitabımı daktiloda tamamen aklımdan yazmıştım. | TED | فقد كتبت أول كتاب لي في قانون الشغل على الآلة الكاتبة في عام 1979 من ذاكرتي الخالصة. |
Öz geçmiş özellikleri, CV'nizde bahsettiğiniz değerlerdir ve bunlar, iş hayatına atılmanızı sağlayan unsurlardır. | TED | فضائل السيرة الذاتية هي التي تضعها في سيرتك الذاتية، وهي المهارات التي تأتي بها إلى سوق الشغل. |
Bunları bulmak için bu yıl 189 ülkeden 200.000'den fazla iş arayanla küresel bir anket yaptık. | TED | للإجابة، أجرينا استطلاعا للرأي هذه السنة مع أكثر من 200,000 باحث عن الشغل من 189 دولة. |
Alışveriş merkezindeki işe girmene izin vermeliydim. | Open Subtitles | أوه، آي آي أنا كان يجب أن أتركك خذ ذلك الشغل في مركز التسوق. |
Bana sorarsan bu işte kaldığın sürece başka bir işe seni zorlayacak birşey olmayacak. | Open Subtitles | إذا سألتني، طالما لازلت فى هذا الشغل لن يكون عندك دفعه لتجدى واحد آخر. |
Mitch, sanırım bir süre işten başka zaman geçirmelisin. | Open Subtitles | ميتش، أعتقد تحتاج أحيانا بعيدا عن الشغل. |
- Yeni işin ne peki? | Open Subtitles | إذن ماذا هذا الشغل الجديد ؟ أعمل في الملاهي 265 00: |
Bu iş için sana ne kadar teşekkür etsem azdır. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع إخبارك كم أقدّر هذا الشغل. |