"الشيء نفسه" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı şeyi
        
    • aynı şey
        
    • de aynısını
        
    • da aynısını
        
    • aynısı
        
    • aynı şeyleri
        
    • de aynı
        
    • de öyle
        
    • de aynını
        
    • da aynı
        
    • aynı şeyin
        
    • aynı şeyler
        
    Herhangi bir mucize formül bulunmuyor. ancak modern tıp her sene milyonlarca yaşamı kurtarabiliyor. biz de aynı şeyi yapabiliriz. TED إذ لايوجد معجزة شافية، ولكن الطب الحديث الآن ينقذ حياة الملايين من الأشخاص كل عام. ونحن بامكاننا صنع الشيء نفسه.
    İnternetten araştırdım. Tüm medikal siteler, babamın semptomları için aynı şeyi söylüyor. Open Subtitles لقد تفحّصتُ الإنترنت، وجميع المواقع الطبيّة ويقولون الشيء نفسه حول أعراض أبي.
    İşte, bende eskiden eskiyen diğer ceple aynı şeyi yapardım. Open Subtitles انظر، كنت تفعل الشيء نفسه مع الجيب المعاكس مستهلك دائما
    Öyle mi? Eğer vajinandan bir masa çıkartmadıysan, aynı şey değil. Open Subtitles حسنا، إلا إذا كنت دفعت مكتب من المهبل، وليس الشيء نفسه.
    Ve siz bu bebeğe dil çıkartırsanız bebek de aynısını yapacaktır. TED إذا اخرجت لسانك تجاه هذا الطفل، فإن الطفل سيفعل الشيء نفسه.
    Ancak aynı şeyi pilotu için söyleyebilir miyim emin değilim. Open Subtitles لست متأكدة أن كان بأمكاني قول الشيء نفسه حيال الطيارة
    Ülke dışından gelen bağışı tedavüle sokmak için de aynı şeyi yapabilirsiniz. TED بإمكاننا فعل الشيء نفسه من أجل تعبئة الشتات
    Bundan sonra von Neumann'a geçiyoruz, 1945'te bir bakıma aynı şeyi yeniden keşfediyor. TED ثم نقفز إلى فون نيومن، 1945 حين قام نوعا ما بإعادة اختراع الشيء نفسه بالكامل
    Erkekler bunu sergilediklerinde ödüllendiriyorlar. Kadınlar aynı şeyi yapınca cezalandırıyorlar. TED ‫لذلك يكافأ الرجال على استعراض غضبهم،‬ ‫وتعاقب النساء على فعل الشيء نفسه.‬
    Olay gerçekleşmeden barışı korudum ve kızıma aynı şeyi yapmasını öğrettim. TED ‫لقد حافظت على السلام كأسلوب وقائي ‬ ‫وعلمت ابنتي أن تفعل الشيء نفسه.‬
    Herkes, eğer daha önce birisi birşey yaptıysa, kendilerinin de aynı şeyi yapabileceğini var sayıyor. TED لذلك شخص ما يفترض بما أن أحد الناس فعل شيئاً، فأنه بالتالي إذن لهم ليفعلوا الشيء نفسه.
    1950'lerden bu yana birçok farklı mimarın da aynı şeyi denediğini gördük. TED وبحثنا ، منذ الخمسينات فصاعداً هناك أمثلة عديدة أخرى من المهندسين المعماريين حاولوا فعل الشيء نفسه.
    Ama ben kesinlikle duyulmamış, ve kusurları bile olan birşey çalmak isterim, anlamsızlığı tarafından çökmüş aynı şeyi tekrar etmektense. TED ولكنى أحب أن ألعب شيئا لم يسمع به أحد بالكلية وحتى مع عيوبه بدلا من تكرار الشيء نفسه مرارا وتكرارا مما أفقده معناه
    Burada durup, bütün gün onun hakkında konuşabilirim ama eminim ki buradaki herkes de aynı şeyi yapardı. Open Subtitles ويمكنني أن أقف هنا واتكلم عنه طوال اليوم لكنني أعرف الجميع هنا يمكن أن تفعل الشيء نفسه.
    aynı şey sigara için de geçerli. Haftasonu cezasına da karşı çıkarsan atılırsın. Open Subtitles الشيء نفسه بالنسبة للتدخين، وإذا رفضت الحجز في عطلة نهـاية الاسبوع، سوف تُطردّ
    Evet, işte Popeye'nin adamları da beni her gördüklerinde aynı şey olur. Open Subtitles نعم ، وفتيان الشرطة سيفكّرون الشيء نفسه في كل مرة يروني فيها
    Hazırlığa başladığımda, aynı şey geçerliydi ancak, iki farklı görüş vardı. TED عندما انتقلت إلى الإعداد، الشيء نفسه كان صحيحاً، الا ان هناك مدرستين.
    Seni de can dostların ölüme terk etseydi sen de aynısını yapardın. Open Subtitles إذا هُجرتي وتُركتي للموت من قبل أعز أصدقئك لربما تفعلين الشيء نفسه
    Siz de aynısını yapabilirsiniz. Sosyal politikalar için rastgele ve kontrollü denemeler. TED وبإمكاننا فعل الشيء نفسه تجارب عشوائية محكمة للسياسات الإجتماعية.
    Ve San Fransiscolular da aynısını yapmak zorunda olduklarını düşündüler. TED وكذلك فكروا شعب سان فرانسيسكو أن عليهم صنع الشيء نفسه.
    Galiba orta yönetim bürokratları için de aynısı geçerli olabilir. Open Subtitles أعتقد أنّ بإمكانك قول الشيء نفسه عن بيروقراطيي الإدارة الوسطى.
    Ve böylece hep aynı şeyleri tekrar tekrar yapmaya devam ediyorlar. TED وبالتالي هم يفعلون الشيء نفسه مراراً ومراراً.
    Anneme olanlar hiç yaşanmamış gibi davranmak istiyorsun diye ben de öyle yapacak değilim. Open Subtitles لمجرد أنك تريد التظاهر بأن أمي لم تكن موجودة لا يعني أنني سأفعل الشيء نفسه
    Belki de konuyu şu ünlü atasözüyle açıklayabiliriz: Bir aptalla tartışırken, önce diğer kişinin de aynını yapmadığından emin ol. TED ربما كل ذلك يتلخص في ذلك المثل القديم: عندما تتجادل مع شخص أحمق، أولًا تأكد أن الشخص الآخر لا يفعل الشيء نفسه.
    Sizinle birlikte listenin sonunda olan bu 50 ülkedeki tüm dostlarınızın da aynı şey yapmasını isterim. TED ومعكم، أود لجميع أصدقائكم من ال 50 دولة التي في أسفل هذه القائمة فعل الشيء نفسه.
    aynı şeyin yalan detektörü olduğunu iddia eden biri için de söylenebileceğine eminim. Open Subtitles ولكني متأكداً أنه يمكن قول الشيء نفسه بالنسبة لشخص يدّعي أنه كاشف للكذب
    Gerçek ve sansürsüz aynı şeyler demek değil. Yok artık. Open Subtitles حقيقيه وغير قابله للرقابه ليسو في الحقيقه الشيء نفسه مستحيل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus