Tek suçum, Dünyayı yaşanacak daha güzel bir yer yapmaya çalışmak. | Open Subtitles | كل ذنبي انني احاول جعل العالم مكان جميل انظري الى نفسك |
Kazanmak değil sadece Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek istiyorum. | Open Subtitles | لا أكترث لأمر الربح، لكن أريُد فقط أن يكون العالم مكان أفضل. |
Akıl kârı olmayan insanlar olduğumuz için bunu yapacağımızı düşündüm ve ilerlemenin Dünyayı bize uydurarak değiştirmeye bağlı olduğuna. | Open Subtitles | ظننت انه يمكننا القيام بهذا خصوصا لأننا أناس غير معقولين وعملنا يعتمد على أن نجعل العالم مكان يلائمنا نحن |
Dünya tek başına yaşamak için çok küçük, ve eski alışkanlıklar çabuk geçer, aklındakileri silemediğin gibi. | Open Subtitles | العالم مكان صعب لتواجه وحدها و العادات القديمة لا تموت بسهولة مثل لحن لا يمكنك إخراجه من راسك. |
Dünya tek başına yaşamak için çok zor bir yer, ama aynen gardiyanın dediği gibi. | Open Subtitles | نعم العالم مكان صعب لتواجه وحدها ولكن مثلما حارس السجن قال |
dünya daha güvenli bir yer. | Open Subtitles | 20 دقيقة التعويذة انتهت و أصبح العالم مكان آمن |
Herkes daha bencil olsaydı dünya daha iyi bir yer olurdu. | Open Subtitles | لو كان كلّ فرد أكثر أنانيّة، لصار العالم مكان أفضل |
Ve ben de bunu bu görev gücünün Dünyayı daha güvenli bir hale getireceğine içten inandığım için yaptım. | Open Subtitles | وتكيفت مع ذلك الأمر لإني أؤمن بشكل أصيل أن قوة العمل تلك تُساهم في جعل العالم مكان أكثر أماناً |
-Startup-Genç şirketlerin, Dünyayı daha iyi bir yer haline getirecek en büyük oluşumlardan biri olduğuna inanıyorum. | TED | أعتقد أن تنظيم الشركات الناشئة، هي من أعظم الأساليب لجعل العالم مكان أفضل. |
Ama birçoğu, Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için harcanacak. | TED | لكن الكثير منه يستخدم في جعل العالم مكان أفضل. |
Sen akşam evine giderken Dünyayı daha iyi bir yer yaptığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تذهب إلى المنزل مساءً وانت تعلم أنك ساعدت في جعل العالم مكان أفضل |
Bunların hepsi Dünyayı daha güvenli bir yer haline getirmekle ilgiliydi. | Open Subtitles | لقد كان كل شيء لجعل العالم مكان أكثر اماناً |
Dünyayı daha iyi bir yer yapmak mı istiyorsun, Jack? | Open Subtitles | أتريد ان تجعل من العالم مكان افضل يا جاك؟ |
Şu yeni hücresel kule gibi şeyler sayesinde Dünyayı daha iyi bir hale getirmek için. | Open Subtitles | و دون جدول مواعيد أتيت لجعل العالم مكان أفضل كالبرج الخليوي الجديد مثلاً |
Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin yollarını konuşuyoruz. | Open Subtitles | نتحدث عن طرق مختلفة لجعل العالم مكان أفضل |
Bu çocuklar benim kurtuluşum bu Dünyayı daha iyi hale getirmek için, en iyi şansım. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال هم أملي فرصتي بجعل هذا العالم مكان أفضل |
Ben hiç orak-- Herkes daha bencil olsaydı dünya daha güzel bir yer olurdu. | Open Subtitles | لو كان كلّ فرد أكثر أنانيّة، لصار العالم مكان أفضل |
Haklısın. Herkes daha bencil olsaydı dünya daha iyi bir yer olurdu. | Open Subtitles | لو كان كلّ فرد أكثر أنانيّة، لصار العالم مكان أفضل |