| Ne yazık ki sadece bunlarla bitmiyor, bilimsel ve ekonomik engellerin yanı sıra, kültürel engeller de mevcut. Zannediyorum ki bu konu insanların sıtma hakkında konuşmayı tercih etmediği kısım. | TED | وبالإضافة إلى التحدي العلميّ والاقتصادي تشكّل الملاريا تحديًا ثقافيًّا وهذا هو الجانب الذي يتجنب الناس الحديث عنه |
| Dallar arası Çalışmalar Enstitüsü'ndeki Toplumsal Etkileşimler Açısından Son Dönemdeki bilimsel Araştırmaların Etkileri Sempozyumu'nda misafirim olur musun diyecektim. | Open Subtitles | في ندوة معهد حقول الدراسة عن تأثير البحث العلميّ الحالي على التفاعلات الإجتماعية الحضارية |
| Buna sırf bilimsel bakış açısıyla yaklaşılamaz. | Open Subtitles | لا تستطيعينَ رؤيةَ الروح بعقلكِ العلميّ. |
| Bu canlıları anlama çabası... bilim dünyasının en zeki beyinlerinden bazılarını çekiyor. | Open Subtitles | فهي هذه المخلوقات التي تجذب بعض من أفضل العقول في العالم العلميّ. |
| Çoğu bilim kurgu uzaylıları havaya uçuran veya siyahilerin kurtarıcısı olan beyaz erkek kahramanlara yer verir. | TED | في العادة يكون أبطال قصص الخيال العلميّ ذكورًا بيضًا الذين يقضون على الفضائيين أو ينقذون الضحايا ذوي البشرة الداكنة. |
| Bütün çocukların oynaştığı bu gölü fen projesi için seçmesi bana biraz garip geldi. | Open Subtitles | أظن فقط انه من الغريب إختياره لهذه البقعة تحديداً لإنجاز مشروعه العلميّ هذه البقعة حيث كل الأولاد يتبادلون الغَزل |
| Ama bu sadece, bilimsel ekip üyelerimize atanmış bir kod numarası. | Open Subtitles | لكنّه اسمٌ رمزيٌّ يُعطى لأعضاء فريقنا العلميّ. |
| Hiç değilse bilimsel merakını gidermek için. | Open Subtitles | على الأقلّ مِن باب الفضول العلميّ. ثق بي. |
| İşte şimdi bilimsel araştırmaların zirve yaptığı yere geldik. Cevap: | Open Subtitles | حسنًا، هنا حيث نقترب الى قمّة البحث العلميّ. |
| Dolayısıyla adam tam bir fırsatçıydı ve bilimsel gelişmenin önünde bir hız tümseğiydi. | Open Subtitles | و لهذا، فلقد كان انتهازيّاً و عثرة بطريق التقدم العلميّ |
| Onun yerine bilimsel merakımı gidermeniz için yeterli bir süre hayatta kalırsınız. | Open Subtitles | عوضَ ذلك، ستظلّون أحياء كفاية لكيّ أنغمس في فضولي العلميّ |
| Kızınızla birlikte yer çekiminin bilimsel harikasını takdir ediyorduk. | Open Subtitles | أنا وابنتك كنّا نبدي امتنانا للإعجاز العلميّ لقوّة الجاذبيّة. |
| Fakat bilimsel zorlukları tamamen gözardı ettiler. | TED | ولكنّهم قللوا من شأن التحدي العلميّ |
| Bu adım bilimsel zorlukların çok farkında. | TED | يدرك أصحاب الحملة التحدي العلميّ |
| Onlar da aynı boktan bilimsel fırının gibi. | Open Subtitles | إنهم يبدون كالفرن العلميّ الخردة خاصتك. |
| Ve böylelikle evrenimizin bilimsel keşif süreci başlamış oldu. | Open Subtitles | و بدأ استكشافنا العلميّ... للكون بشكل جدي. |
| Bir çocukken karadelikler bilim kurguda önemli bir yer kaplarlardı. | Open Subtitles | في صغري لعبت الثقوب السوداء دوراً بالمجال العلميّ الخياليّ |
| Ya da bilim kurguya değil de bilime dayalı bir şey üzerinden hareket edebiliriz. | Open Subtitles | أو ربّما يمكننا العمل على شيء يقوم على العلم لا الخيال العلميّ |
| Aksi takdirde seni bilim Kuruluna şikayet etmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | هذا وإلا سأجبر للإبلاغ عنك إلي المجتمع العلميّ. |
| Tuhaf bir tipti. Sürekli bilim kurgu kitapları okurdu. | Open Subtitles | كان غريب الأطوار، شغوفاً بالقراءة والخيال العلميّ. |
| Şu fen projenizi duymak istiyorum. | Open Subtitles | أريد سماع المزيد عن البحث العلميّ |
| Sanırım Max'in fen projesiyle ilgili daha fazla şey öğrenmeliyim. | Open Subtitles | أظنني يجب أن أعرف أكثر عن مشروع (ماكس) العلميّ |