"Sen benim gerçek aşkımsın." "Sensiz yaşayamam." "Dünya bir yana, sen bir yana." | Open Subtitles | إنك حبي الأوحد لا استطيع العيش من دونك إنك الوحيد الذي يقف بجانبي |
Başka bir kadına âşık oldum ve onsuz yaşayamam. | Open Subtitles | أنني قد وقعت في حب إمرأة أخرى ولا أستطيع العيش من دونها. |
Tanrı olmadan yaşayabilirim. Ama resim çizmeden yaşayamam. | Open Subtitles | يمكنني العيش من دون الله لكنني لا استطيع العيش من غير الرسم |
Tabii ki zorundayım. Senin maaşınla geçinmeye devam edemeyiz. | Open Subtitles | بالطبع مفروض , لا يمكننا العيش من دخل واحد |
Tabii ki zorundayım. Senin maaşınla geçinmeye devam edemeyiz. | Open Subtitles | بالطبع مفروض , لا يمكننا العيش من دخل واحد |
- Fakat yaşamaya değer her şeyini kaybettin. | Open Subtitles | لكنك خسرت كل شيء كان يساوي العيش من أجله |
Sanatçılar, kendisini beğenen insanlar olmaz ise yaşayamaz. | Open Subtitles | لا يستطيع الفنانون العيش من دون أناس مثلك |
~Ne yaparım ben, gidişin öyle ani oldu ki... ~Ne yaparım ben, sensiz yaşayamam ki... | Open Subtitles | ماذا عليّ أن أفعل لا أستطيع العيش من دونك |
~Ne yaparım ben, gidişin öyle ani oldu ki... ~Ne yaparım ben, sensiz yaşayamam ki... ~Kimsenin bilmediği... ~...bir sırrın mı vardı? | Open Subtitles | ماذا عليّ أن أفعل وقد رحلتِ فجأة ماذا عليّ أن أفعل لا أستطيع العيش من دونك ماذا عليّ أن أفعل وقد تركتيني خلفك |
- Keserler. Sen iyisin, çalışıyorsun. Ama ben sigorta olmadan yaşayamam. | Open Subtitles | سوف يفعلون ذالك ,انتي تعملين أنا لا يمكنني العيش من دون عملي |
Seni seviyorum, Mari. Seni her şeyden çok seviyorum ve sensiz yaşayamam. | Open Subtitles | أحبك مارى,أكثر من أى وقت مضى ولا أستطيع العيش من غيرك |
Ben bunu yapmak istiyorum, onsuz yaşayamam. | Open Subtitles | هذا ما أريد عمله, لا أستطيع العيش من دونه |
Hava ve güneş ışığı olmadan yaşayamam. | Open Subtitles | لن أتمكن من العيش من دون نور الشمس والهواء. |
Ama onsuz yaşayamam. | Open Subtitles | ولكن , ولكن أنا لا أستطيع العيش من دونها . |
Bir an için, sonunda yaşamaya değer bir şey bulduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت للحظة هناك بأنك وجدت أخيرا الشيء الذي يستحق العيش من أجله |
Bana yaşamaya tahammül edemeyeceğim şeyler hakkında bahse girmememi hatırlatıyor. | Open Subtitles | احتفظت بها لتذكرني أن لا أرهن أي شيء لا أستطيع العيش من دونه. |
Ama hiç kimse geleceksiz yaşayamaz. | Open Subtitles | من غير أطفال ... لكن لا احد يستطيع العيش من غير اطفال |
"Süsü püsü olmadan yaşayamaz." Aslında yaşayabilirim. | Open Subtitles | لن يمكنها العيش من دون الامتيازات" لكن بلى، يمكننى. |