Bu tabut çivilenmiş, çünkü o Pazartesi doğruca fırına gidecek. | Open Subtitles | هذا التابوت مُسمر لأن الجثة لن تذهب مباشرةً إلى الفرن |
375 derecelik fırına koyuyoruz, jambonları kahverengi şeker ve tarçına batırıyoruz, sekiz dakika fırınlıyoruz, servis etmeden önce hafifçe soğutuyoruz. | Open Subtitles | 375 سخن الفرن حتى درجة اغمس اللحم المقدد في السكر البني والقرفة ،اخبزه لثماني دقائق .دعه يبرد قليلاً قبل التقديم |
Çaylar çekmecede... ayrıca peynirli makarna ve Fırında da fırın köfte var. | Open Subtitles | يوجد هنا جارورة شاي وهناك أيضا معكرونة وجبن وخبز لحم في الفرن. |
Ama yeryüzünün bu doğal fırını bile suyla şekil değiştirebilir. | Open Subtitles | ومعذلك، حتي هذا الفرن يمكن أن يتم تحويله بواسطة المياه. |
Baban fırından çok erken çıkarılmış küçük bir tavuğa benzediğini söylemişti. | Open Subtitles | والدكِ قال أنكِ كنتِ تبدين كدجاجة يافعة خرجت من الفرن مبكراً. |
Eğer fırının içerisindeki sayı 0 ise ebeveyni buldun demektir. | TED | إذا كان الرقم بداخل الفرن هو صفر، عندها وجدت الأب. |
Altı yıldır burada yaşıyorum, seni sadece püro yakmak için ocağı açtığını görürdüm. | Open Subtitles | ,طوال الستّ سنوات التي عشتُها هنا لم أركَ تستخدم الفرن إلا لإشعال سيجار |
Yok, önemli değil. Döndüğünde yersin diye birazını ayırır, fırına koyarım. | Open Subtitles | لا بأس، سأترك شيئًا على الفرن لك عندما تعود إلى المنزل |
Yok, önemli değil. Döndüğünde yersin diye birazını ayırır, fırına koyarım. | Open Subtitles | لا بأس، سأترك شيئًا على الفرن لك عندما تعود إلى المنزل |
Yatağına geri dön, ve ben zaten hindiyi fırına verdim. | Open Subtitles | بإمكانك العودة إلى السرير، و والديك الرومي بالفعل في الفرن |
Tamam, tamam, yer belirleyicisinde en son fırın Kalorifer odasında görülmüş. | Open Subtitles | حسنا، لقد رصدت أجهزة الاستشعار موقعة فى غرفة التحكم فى الفرن. |
Çantamın içeride olduğundan eminim ve fırın da açık kalmış olabilir. | Open Subtitles | ،لأننى متأكدة أن حقيبتى بالداخل وربما أكون قد تركت الفرن مفتوحاً |
fırın eldiveni giyerken tuz zerreciklerini yerden almaya çalıştığınızı düşünün. | Open Subtitles | تخيلوا التقاط حبات صغيرة من الملح بينما ترتدون قفازات الفرن |
Evlat, fırını önceden iyice ısıtırsan tadı hiç fark etmiyor. | Open Subtitles | عزيزتي، كلّه نفس الطعم عندما تسخنين الفرن إلى 350 درجة |
Tom'un ne zaman geleceğini öğreneyim ki fırını ona göre ısıtayım. | Open Subtitles | أنا أتفقد مو عد وصول توم لكي أعرف متى أسخن الفرن |
Benim için, iyi hazırlanmış bir baget, fırından çıkmış taze, karmaşıktır, fakat körili soğan yeşil zeytin haşhaşlı peynirli ekmek karşıktır. | TED | بالنسبة لي .. الرغيف الفرنسي الطازج الخارج من الفرن متشعب.. بينما خبز البصل والزيتون الاخضر بالجبن .. هو التعقيد.. |
Hadi, Jay, utangaç olma. Al bir tane, daha yeni fırından çıkardım. | Open Subtitles | هيا، جاي لا تتردد أنا أعددتها بنفسى فى الفرن |
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler. | Open Subtitles | و قاموا بتجميع كنوزهم فى وسط الفرن و نفخوا النيران فيه ليذيبوا الذهب |
Hazinelerini bir fırının ortasında topladılar ve onları eritmek için üstüne ateşi üflediler. | Open Subtitles | و قاموا بتجميع كنوزهم فى وسط الفرن و نفخوا النيران فيه ليذيبوا الذهب |
Dikkati dağılmıyor, ocağı açık unutup unutmadığını veya finans okumalıydım diye düşünmüyor. | TED | فهي لا يمكن أن تتشتت، ولن تقلق إن كانت نسيت أن تطفئ الفرن قبل أن تغادر، أو أن تفكر أن كان يجب أن تتخصص في المالية. |
Fırında yeniden ısıtmadan önce çıkartmayı ve çözülmesini beklemeyi unutma. | Open Subtitles | لا تنسى إخراجها وجعلها تذوب قبل ان تسخنها في الفرن |
Merdivenlerden emeklerdim ve sen orada olurdun, ocağın başında krepleri çevirirken. | Open Subtitles | وأنزل الدرج ببطء، وها أنت ذا. واقفاً بجانب الفرن تقلب الفطائر. |
Ocak not edildi ve şimdi oda sıcaklığı gözlem hazırlıklarına başlıyorum. | Open Subtitles | يتم أخذ الفرن أسفل وأنا مطلع على اقامة للقراءات درجة حرارة الغرفة. |
Mutfakta ocakta pişen akşam yemeğinin kokusunu duyabilecekleri normal bir ev istiyorlar. | TED | أرادوا أن يعيشوا في منزل طبيعي حيث يشمون رائحة العشاء في الفرن في المطبخ |
Siz jurinin aklına geldi mi acaba birisi ocağa kıyafetlerimi tıkmış olamaz mı? | Open Subtitles | هل هذا مقرر ان اى شخص يمكن ان يأخذ ملابسى من اعلى الفرن |
Bence bu çok ilginç, çünkü bütün çöpleri çöp yakma fırınında yakıyoruz. | Open Subtitles | ..حسنًا ، أجد أنه ممتع رؤية كيف نحرق القمامه كلها في الفرن |
fırının ordan geçiyordum ve bu güzel kekikin ocaktan yeni çıktığını gördüm. | Open Subtitles | كنت في المخبزة ، حيث خرجت هذه الكعكة الطاجزة لتوها من الفرن |
tost için kusura bakma hayatım. Fırında yapmam gerekti. | Open Subtitles | اسفه على التوست يا عزيزي لقد جهزته في الفرن |