| Bu yüzden önümüzdeki 5,000 günde neler olacağını merak ediyorum. | TED | لذا يثيرني الفضول بشأن ما سيحدث في ال 5,000 يوماً القادمة. |
| Başka birinin seni içeride görüp görmediğini merak ediyorum. | Open Subtitles | ينتابني الفضول بشأن إن رآك شخص آخر بالداخل |
| Neden İngiliz askerlerinin tetik parmaklarını kestiğini hâlâ merak ediyorum? | Open Subtitles | يعتريني الفضول بشأن سبب قطعك لأصابع الجنود البريطانيين |
| 19 yaşındaki bir kız ne tür tehditler savurabilir merak ediyorum. | Open Subtitles | يحدوني الفضول بشأن نوعيّة التهديد الذي بوسع فتاة في الـ19 التوعُّد به. |
| Neden asker kontrol merkezinden aradığımı merak etmiyor musun? | Open Subtitles | أيساورك الفضول بشأن اتصالي من مركز التحكم بجنودك؟ |
| Terimlerin ne anlama geldiğini merak ettim sadece. - Sıkıntı çektiğimiz falan yok. | Open Subtitles | اعتراني الفضول بشأن البند فحسب، لسنا نمرّ بضائقة شديدة. |
| Ama sanatını öğrendiği zaman karının vereceği tepkinin nasıl olacağıyla ilgili ne düşündüğünü merak ediyorum. | Open Subtitles | لكن يتملكني الفضول بشأن عما تعتقد سيكون رد فعل زوجتك ينبغي أن تعلم بالمزيد عن فنّك |
| Daha çok bunu merak ediyorum. | Open Subtitles | انا حقا ينتابنى الفضول بشأن هذا كثيرا |
| Ne diyeceğini merak ediyorum. | Open Subtitles | ينتابني الفضول بشأن ما يريد قوله. |
| Takımın ne işler çevirdiğini merak ediyorum. | Open Subtitles | "يساورني الفضول بشأن أفعال أفراد العصابة" |
| Ne olurdu, çok merak ediyorum. | Open Subtitles | يعتريني الفضول بشأن ما كان ليحدث |
| Adam karısını merak ediyor. | Open Subtitles | إن الرجل يقتله الفضول بشأن زوجته |
| Şu anda sırrını daha çok merak ediyorum. | Open Subtitles | يحدوني عظيم الفضول بشأن سرّك الآن. |
| Evet, biliyorum. merak ettim. Kişisel olarak diyorum. | Open Subtitles | لا اعلم انا فقط لدي بعض الفضول بشأن بعض الافراد . |
| - Ne yaptığını merak ettim ama. | Open Subtitles | ومع ذلك يعتريني الفضول بشأن ما تفعله |
| Hiç biyolojik Babamızı merak ettiğin oldu mu? | Open Subtitles | هل راودك يوماً الفضول بشأن أبينا الحقيقي؟ -لماذا؟ هل أنت فضولي؟ |
| Sorduğunuz soruları merak ettim. | Open Subtitles | اعتراني الفضول بشأن سؤال ذاك. |
| Peki. merak ettim. | Open Subtitles | انتابني الفضول بشأن ذلك. |
| Bir şeyi merak ediyorum. | Open Subtitles | ينتابني الفضول بشأن امر ما |
| Dr. Fell'in başına nasıl bir şey düştü ki onun yerine sizi burada gördüm, merak ediyorum. | Open Subtitles | يعتريني الفضول بشأن المصير الذي (ألم بالدكتور (فيل حتى أراك هنا في موضعه |