Daha sonra matematik camiasında, iki yıllık süre sonunda, genel kabul görmeli. | Open Subtitles | ومن ثم يجب أن يلقى القبول في مجتمع الرياضيين على مدار السنتين |
Olanlardan sonra bunu kabul etmenin mümkün olmadığını söylemedin mi? | Open Subtitles | أخبريهم أنه لا يمكنكِ القبول ليس بعد كل ما جرى |
kabul töreni iki gün içinde ve son konuştuğumuzda dakikalar sayıyordu. | Open Subtitles | القبول سيكون خلال يومين واخر مرة تحدثنا بها كانت تعد الدقائق |
Üniversite sınavında, tıp fakültesi giriş sınavlarında ve stajyerlik sınavında bu kalemi kullandım. | Open Subtitles | الأمر فقط، أنني استخدمته لامتحان المدرسة، وامتحان القبول في كلية الطب، وامتحان التدريب. |
Gördüğümüz işbirliğine dayalı sistemlerin çoğu, henüz, "kabullenme" sahfasına gelecek kadar uzun süre boyunca varolmadılar. | TED | معظم الأنظمة التعاونية التي شهدناها لم تكن موجودة منذ زمن طويل بما يكفي لتصل الى مرحلة القبول. |
Sizin gibi klüplerin bir tür kabul töreni varmış diye duydum.. | Open Subtitles | لقد سمعت أن نوادي كالنادي خاصتكم لديها نوع من احتفال القبول |
Üniversite kabul kurulunda bile olsam kendimi neden seçeyim ki? | Open Subtitles | لو كنت مسؤولة في مكتب القبول في الكلية لماذا أختارني؟ |
Tüm hayatım boyunca boşuna aradığım ulu kalpte kabul buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت القبول فى تقبل مصيرى لما فعلتة فى حياتى |
Talmadge Üniversitesi, Jackie Molina'yı kabul görevlisi olarak işe aldı. | Open Subtitles | جامعة تالمادج تعاقدت مؤخراً مع جاكي مولينا كـ موظف القبول |
- kabul Kurulu - Onlarla konuşmayı istiyorum. - Üniversiteye giremeyeceğim. | Open Subtitles | مكتب القبول للجامعة اريد ان احادثهم اذن لن ادخل الجامعة ؟ |
Scorpion bir daha devletten iş alsın istiyorsanız bu işi kabul etmeniz gerek. | Open Subtitles | علينا القبول بهذا العمل في حالة حصل فريق العقرب على إزعاج حكومي آخر |
Bir kısmı kabul noktasında Ebola için yeniden kan testine girdiğinde travmaları tekrar yaşadı. | TED | عدد قليل منهم كان عليه عيش التجربة المؤلمة مجدداً عندما قاموا بإعادة فحص دمائهم في نقطة القبول. |
Kendini kabul etme, ailenin kabulü ve sosyal çevrenin kabulü. Genelde aynı zamanda olmazlar. | TED | وقد وجدت أن هناك ثلاث مستويات من القبول التي يجب أن تجري. |
çünkü onlar da bu kısıtlamaları normal kabul ederek büyüdüler. | TED | و على أية حال، فقد تربين على القبول بهذه التحديدات والقواعد. |
Mesela bir üniversitenin öğrenci kabul yöneticisisiniz ve teoriniz sadece zengin ailelerden gelen ve notları iyi olan öğrencilerin başarılı olduğu yönünde. | TED | لنفترض أنك مدير القبول في جامعة ما ونظريتك هي أن الطلاب ذوو الدرجات العالية من العوائل الغنية هم من يبلون حسناً |
Teklifte bulunmak bile kabul edilebilir davranış yelpazesinin dışındaydı. | TED | حتى أن القبول بالعرض كان خارج نطاق سلوكه المقبول. |
Yani bu devlet sayılarına muhtacız, fakat körü körüne kabul etmekten ya da reddetmekten kurtulmalıyız. | TED | لذا نحتاج أرقام الحكومة هذه، ولكن علينا أيضاً تجاوز القبول الأعمى أو الرفض الأعمى لهم. |
Bir sonraki seçimde formu doldurdum ve kabul edildim. | TED | ففي المرّة التالية، ملأت الاستمارة وحصلتُ على القبول. |
İzninizle sormak istiyorum: Kaçınız yapay zekânın 2020'lerde gözde bir üniversitenin giriş sınavını geçeceğini düşünüyor? | TED | دعوني أسألكم سؤالاً: كم منكم يعتقد أن الذكاء الاصطناعي سيجتاز امتحان القبول بجامعة مرموقة بحلول عام 2020؟ |
Dickweed. - Şimdi sana güven ve kabullenme ışınları gönderecek. Dickweed. | Open Subtitles | و الآن سترسل لك أشعة من الأمان و القبول التام |
Bence okuyabilmek için kayıt ofisini aradı. | Open Subtitles | أظن أنه ربما اتصل بمكتب القبول ليحاول الحصول عليها. |
Ödevler bir yandan, SAT sınavı bir yandan, stres... | Open Subtitles | فقط بين قضاء الواجبات المدرسية و أمتحان القبول بالجامعات و الضغط العام للحياة |
Sayın bakanım, bir bilim insanı olarak buna onay veremem. | Open Subtitles | سيّدتي الوزيرة، كعلماء، لا يمكننا القبول بهذا |
Hala takip ediyorsanız suratımdaki bu ifade, son evre; kabulleniş. | Open Subtitles | في حالة انكم متابعون تلك النظرة على وجهي هي المرحلة الاخيرة : القبول |
Neden bazı insanlar için bittiğini Kabullenmek bu kadar zor? | Open Subtitles | لماذا بعض الناس فقط ترفض القبول بأن هذا انتهى ؟ |
"Affedersiniz, lsats sınavım için hile yaparken benim yerime sınava giren bu çocuktu" mu diyecek? | Open Subtitles | عذراً، عندما كنت أغش بإختبار القبول هذا الرجل من أدى الإختبار نيابة عني |
İmlâ testinden 100 aldım ayrıca LSAT'den de 170 aldım. | Open Subtitles | حصلت على الدرجة النهائية فى امتحان التهجى و 170 فى امتحان القبول بكلية الحقوق |